Arşiv

  • Nisan 2024 (10)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Çin Avrupa'yı kurtaracakmış...
    Hasan Ersel, Dr. 01 Kasım 2011
    Avrupalı liderlerin tahvillerden bir miktar satmak dışında bir şey beklediklerini sanmıyorum. Çin ise almaya pek gönüllü değil. Geçen hafta Euro Bölgesi liderlerinin krizden çıkabilmek için anlaşmaya vardıkları açıklandı. Toplantılara katılan bir üst düzey yetkili, bu haberi doğrulamış, ama 'ne konuda uzlaşı sağlandığının açıklığa kavuşmadığını' da eklemiş. Yunanistan devlet tahvillerinin nominal değerlerinin yüzde 50 düşürülmesi bile öyle. Duyan sanır ki, bu tahvilleri alanlar yükün yarısını üstlenmişler. Hiç de değil. Yükün ne kadarını üstlenecekleri, bu tahviller yerine onlara verilecek olan tahvillerin faiz oranına ve vadesine bağlı. Bunların ne olacağı ise henüz belli değil. Bir de Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun bir milyar euroya çıkarılması kararı var. Bu henüz ne olduğu bilinmeye [Devamı]
    Belirsizlik ve Olasılık
    Hasan Ersel, Dr. 30 Ekim 2011
    Aşağıdaki, özellikle son günlerde, sıkça kullanılan/kullandığımız türde, ifadeye bir göz atalım:   [Devamı]
    ‘Sadece cari açık var' ve bankacılığımız güçlü'!
    Hasan Ersel, Dr. 01 Ekim 2011
    Türkiye son olarak 1946'da dış ticaret fazlası vermişti. Oysa geçen 65 yılda, Brezilya sadece 15 yıl ticaret açığı vermiş. Duyduğum[uz] bir cümleyle başlayayım: "Türkiye ekonomisinde bütün göstergeler iyi. Sadece cari açık olumsuz görünüyor..." Bu cümle yanlış mı? İlk bakışta değil. Ama böyle söylendiğinde insan sanki cari açık kendi kendine oluşan, ekonominin kalanından bağımsız bir olaymış hissine kapılıyor. Hani "Pencere açık kalmış, üşüteceğiz" der gibi. "Birisi gidip kapatıversin şu pencereyi [cari açığı]" diyesi geliyor insanın. Ama cari açık kalemi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yayımladığı ödemeler dengesi tablosunda yer alan 187 kalemden sadece birisi. Üstelik bu büyüklüğe ulaşabilmek için 50 dolayında farklı bilgi toplanıyor. Bu bilgiler ekonominin çeşitli faaliyetl [Devamı]
    Çözüm için bedelini ödemek
    Hasan Ersel, Dr. 21 Eylül 2011
    Yunanistan'ın kurtarılması İtalya'nın derdine çare değil. Avrupa Birliği'nin (AB) ciddi bir kriz içinde olduğu, bundan kolay bir çıkış yolu olmadığı sanırım herkesin üzerinde anlaşabileceği noktalar. Ama sorunun çözümü konusunda pek ilerleme sağlanmadığı da ortada. Bir sorunu çözebilmek için temel soruyu doğru ortaya koymanın yan yolu almak olduğu söylenir. AB'nin bu noktaya, geç de olsa, geldiğini kabul edebiliriz. İkinci olarak sorunu çözme niyetinin olması gerekir. Bu noktada durum açık değil, Sözlü niyetin uygulamaya yansıdığı kuşkulu. Üçüncü nokta ise "Her çözümün bir bedeli vardır, bu ödenmeden çözüm sağlanamaz" biçiminde özetlenebilir. AB'de bu konuda açıklık var. Ama olumsuz yönde. Kimse çözümün bedelini ödemek istemiyor. Özetle, çözüm arayışı siyasal düzeyde tıkanıyor. Yaşamsal so [Devamı]
    Napoleon Bonaparte Fransız Bilim Akademisini Nasıl Ele Geçirmişti?
    Hasan Ersel, Dr. 16 Eylül 2011
    27 Ağustos 2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ve aynı gün yürürlüğe giren Kanun Hükmünde Kararname ile Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) üyelerinin üçte birinin hükümet, üçte birinin de YÖK tarafından atandığı bir düzene geçildi. Bunun özerk bilimler akademisi kavramı ile bağdaşmadığı açık. Düzenlemeyi yapanların bunun farkında olmamaları söz konusu olamayacağına göre, hata yaptıkları söylenemez. Ancak kanımca yanlış yaptılar. İki nedenle: Bir kere tarihteki örnekler, bilim ve sanatın ciddiye alındığı ülkelerde, bu mücadeleyi sonunda hep bilim akademilerinin kazandığını gösteriyor. İkinci olarak bugünün dünyasında, hele demokratik ülkelerde, artık böyle bir konu gündemde bile değil. Gerçi çağdışı olmak da az rastladığımız bir durum değil ama yine de yadırgatıcı. [Devamı]
    Küresel kriz, ABD ve Bernanke
    Hasan Ersel, Dr. 12 Eylül 2011
    Bu tür krizlerde çöküş hızlı oluyor, dibe varılıyor, çıkış ise hem yavaş hem de dalgalı oluyor. Yaşamakta olduğumuz krizin gelişmiş ülkelerdeki iktisadi sistemin işleyişinde köklü değişikliklere yol açacağını, bu açıdan 1929'dan bu yana görülenlere benzemediğini düşünenlerdenim. Bu tür krizlerin özelliği, uzun sürmeleri. Uzun sürmekten kastettiğim de ekonomilerin istihdam ve gelir kayıplarını giderip kriz öncesi düzeye tekrar gelmeleri için gereken süre. Bu sürenin ilginç yönü de çöküş ve toparlanmanın benzer zaman aralıklarına dağılmamış olmazı. Çöküş hızlı oluyor, dibe varılıyor, çıkış ise hem yavaş hem de dalgalı oluyor. Dolayısıyla çıkış sürecinde yaşananlar topluma daha çok acı veriyor ve sarsıntı yaratıyor. 1929 krizinden çıkış süreci bu açıdan ilginç ama umarım kimse tekrarlamaya ka [Devamı]
    Kur ve cari açık tartışmalarından izlenimler
    Hasan Ersel, Dr. 01 Ağustos 2011
    Küçük adımlar atılarak sağlayabileceklerimizi küçümsüyor, buna karşılık TL'nin değer kaybı yoluyla kazanabileceklerimizi abartıyoruz. Döviz kurundaki hareketlenme heyecan yalattı. "Kur ne olacak?", "Cari açık nasıl kapatılır?", "Türkiye krize girer mi?" gibi sorular tartışılmaya başlandı. Umarım, daha önce çok defa tanık olduğumuz gibi, döviz piyasası sakinleşince bu konular unutulmaz. [Devamı]
    Finansal istikrarın tanımı
    Hasan Ersel, Dr. 04 Temmuz 2011
    Finansal sistemler doğaları gereği istikrarsızdırlar. Çünkü istikrarsızlık, bir sistemin dinamizminin sonucudur.Finansal istikrardan, hem dünyada hem de Türkiye'de çok söz ediliyor. Hükümet de seçimden önce finansal istikrar komitesinin kurulacağından söz etti. Finansal istikrar nedir? Bu konuyu işleyenlerin herhalde, kendilerine göre benimsedikleri tanımları vardır. Ama üzerinde anlaşma sağlanan bir tanım olduğu kuşkulu. Bu bize özgü bir sorun değil, dünyada da böyle. Bu konuda iktisat yazınında en az bir düzine önem verilen tanım bulmak olanaklı. Bu durumda 'finansal istikrarı' sağlamak uğruna yapılanların bu amacı ne ölçüde sağladığına hatta bu amaca hizmet edip etmediğine, karar vermek bile zor.  Kriz, istikrarı bozar [Devamı]
    Yunanistan'ın yönetişim sorunu
    Hasan Ersel, Dr. 08 Haziran 2011
    Yunanistan'da hem ülkenin yönetimi düzeyinde hem de mikro düzeyde yönetişim konusunda köklü değişiklikler yapılması söz konusu.Bir süre önce Atina'da Yunanistan krizi ve yönetişim (governance) sorunlarının ele alındığı bir toplantıya katıldım. Toplantının bana ilginç gelen yönü "Ne yapmalı?" yerine "Önümüzdeki dönemde hem makro düzeyde ve hem de mikro düzeyde yönetişim sorunları nasıl ele alınmalı?" üzerinde duruluyor olmasıydı. İlk soru önemsiz değil, ama yanıtlar biliniyor. İkinci soruyu yanıtlamak ise kolay değil. Çünkü hem ülkenin yönetimi düzeyinde hem de şirket vs. gibi mikro düzeyde yönetişim konusunda köklü değişiklikler yapılması söz konusu. Bunun için de toplumun geniş bir kesiminin desteğini alan kapsamlı yapısal değişim programını sabırla uygulamak gerekiyor. Söylemesi [Devamı]
    "Ufuk ötesi" bilgiler ve seçmen davranışı
    Hasan Ersel, Dr. 02 Mayıs 2011
    Türkiye'deki pek çok gösterge, toplum olarak yaşadığımız çalkantılı yılların etkisiyle ufkumuzun da kısa olduğunu gösteriyor. Şu sıralarda Türkiye için 2023 hedeflerinden söz etmek moda oldu. AKP de CHP de uzun dönemli hedefler koyarak ülkenin geleceğini düşündüklerini kamuoyuna göstermeye çalışıyorlar. Siyasal partilerin bu yönde çaba göstermiş olmaları, görebildiğim kadarıyla basında olumlu karşılandı. Acaba bunları duymak seçmenlerin oy verme davranışını nasıl etkiler? Bence pek az. Açıklamaya çalışayım: [Devamı]