Merkez Bankası'nın para politikası yeterince etkin değil
01 Şubat 2007
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Enflasyon Raporu 2007-1, [TCMB 2007], derli toplu sunumu ve gerektiği yerde konuyu derinliğine inen analizleriyle pek çok konuda bizleri aydınlatıyor. Bu raporun bir özelliği de 2006 yılının özel konumu nedeniyle para politikasının etkinliği üzerinde düşünmemize yardımcı olması. Çünkü, 2006 yılında mayıs/haziran aylarında döviz kurunda dalgalanma oldu ve TCMB "daha önce açıkladığı politikasına sadık kalarak" tepki gösterdi. Bu da şoka karşı TCMB'nin izlediği politikanın nasıl sonuç verdiğini gözleme olanağını sağladı.
[Devamı]
Türkiye için İran kaynaklı yeni bir risk yok
29 Ocak 2007
İran'ın uluslararası ortamda sergilediği tavırdan tedirgin olan ülkeler gerginliği bir üst düzeye taşıyabilecek durumda değiller. Ama gerginliği azaltmak yolunda da adım atmayacakları açık. Böyle olunca, 2007de Türkiye açısından İran'dan kaynaklanabilecek riskin 2006'dan farklı olmayacağını varsayabiliriz.
[Devamı]
Garip bir besteci ve ilginç bir CD
27 Ocak 2007
Erik Satie (1866-1925), müzik tarihinin en ilginç kişiliklerinden birisi olarak kabul ediliyor. Satie, kendine özgü bir çizgisinde yalnız yürümeyi seçen, alaycı ve yaşamın pratik yönleriyle uyum sağlayamayan ya da buna kalkışmayan bir insanmış. Alaycılığını, yapıtlarına seçtiği isimlerde görmek olanaklı: Armut Biçiminde Üç Parça ya da Bürokratik Sonatin bu bağlamda verilebilecek pek çok örnekten ikisi. Ama Satie'nin alaycı olması, ciddiyetten uzak olduğu anlamına gelmiyor. Tam tersine, yapıtları onun ne kadar ciddi bir besteci olduğunun güçlü kanıtları. Satie, bir yandan o sıralarda Fransa'yı çok etkileyen Wagner'ciliğe karşı çıkarken, öte yandan Debussy ve Ravel'in izlenimciliğinin de dışında kalıp, kendi yolunda devam edebilmiştir. Bu iki cepheli mücadeledeki başarısı Satie'nin, kendi yo
[Devamı]
Ne yapalım, döviz piyasası hızlı çalışıyor
25 Ocak 2007
Türkiye'de para politikası konusunda başlıca iki farklı görüş var: Bunlardan ilki para politikasının; enflasyonu düşürmek için faizin döviz piyasası yoluyla yarattığı etkiye, ikincisi ise doğrudan faiz etkisine dayandığı. Kuşkusuz bu, fazlasıyla basite indirgenmiş bir sunum biçimi. Bu karikatürleştirmeyi ana çizgilerin daha iyi görülmesini sağladığı için yaptım. Şimdi bu çerçevenin biraz ötesine geçmek istiyorum.
[Devamı]
Para politikasında iki keskin görüş farkı
22 Ocak 2007
Para politikasında enflasyon ve döviz kuruna ilişkin tartışma hararetleniyor. Eleştirenler, özünde, para politikasının etkin olmadığı, enflasyon düzeyini Türkiye'ye sermaye girişinin belirleyeceğini söylemiş oluyorlar. TCMB ise para politikasının etkili olduğunu.
[Devamı]
Para politikası gelişmeleri ve 2007 enflasyonu
18 Ocak 2007
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yaptığı çeşitli açıklamalardan hareketle para politikasının geçen yıl nasıl yürütüldüğü ve biraz zorlarsak, 2007'de nasıl yürütüleceği konusunda da bir fikir sahibi olmak olanaklı. TCMB, 2006 Mayıs-Haziran aylarındaki dalgalanmayı beklenen enflasyonu yükselten bir şok olarak algılamış ve "izlemekte olduğu para politikasına bağlı kalacağını" açıklayıp kendi faiz oranını yükselterek tepki gösterdi. TCMB bunu yaparak toplam iç talep artış hızını düşürmeyi ve dolayısıyla enflasyondaki artışı denetim altına almayı hedefledi. TCMB daha sonra kendi faiz oranını değiştirmeye gerek görmedi, yıl sonuna kadar faiz oranları yeni, daha yüksek, düzeyleri dolayında kaldı. Ekonomi ise üçüncü çeyrekte, yani bu kararların henüz etkili olmasının beklenemediği bir
[Devamı]
2007’de euro bölgesi
15 Ocak 2007
OECD ve AB raporlarında euro bölgesindeki ülkelerin yapısal sorunlarını ciddi reformlar çerçevesinde çözemedikleri takdirde, potansiyel büyüme oranının yükselmeyeceği, orta-uzun dönemde ciddi bazı sorunlarla karşılaşılabileceği konusunda kaygılar ve uyarılara yer veriliyor.
[Devamı]
Faiz oranları ve para politikası
11 Ocak 2007
40 yıl kadar önce rahmetli eniştem beni İzmir'de kireççilerin buluştuğu kahveye götürmüştü. Orada kireç alım satımı yapılıyordu ama ortalıkta para yoktu, bütün bağıtlar "verilen sözler" üzerine gerçekleşiyordu. Fiyatlar ödemenin zamanına göre değişiyordu. Bir ay içindeki ödeme "peşin" olarak kabul ediliyordu. Daha sonraki ödemelerde fiyat yükseliyordu. Bu artışın ne kadar olduğunu sormuştum. Her ay için belli bir yüzde artış konuluyordu. Faize karşılık gelen bu yüzde artış rakamı sadece "kireç" için geçerliydi. Başka mallara ilişkin bağıtların yapıldığı diğer kahvelerde duyacağım artış oranının (faizin) daha farklı olacağını öğrendim. Nedenini sorduğumda, bunun "yapılan işin niteliğine" bağlı olduğunu söylediler.
[Devamı]
Ekonomide dinamizm yaratan faktörler istikrar için denetlenmeli
08 Ocak 2007
Günümüzde istikrar programlarını eleştiren ciddi iktisatçılardan hiçbirisi 'istikrara boş verin' demiyor. Ancak iktisadi sistemin dinamizmini sağlayan bunun yanında istikrarsızlık da yaratan öğelerin tasfiye edilmesi yerine denetimine önem verilmesi gerektiğini ileri sürüyorlar.
[Devamı]
Dış ticaret serbest ama işgücünün hareketi serbest değil
04 Ocak 2007
İktisat politikası uygulamalarının iktisat kuramının öğretilerini her zaman izlemediği pek de yabancı olmadığımız bir durum. Bunun çeşitli nedenleri olabiliyor. Karar alıcıların ufuklarının dar olması, hükümetlerin toplumun kısa ve uzun dönemli çıkarlarını dengeleyememesi, bir çıkar grubunun kendi isteklerini toplumsal gereksinim olarak kabul ettirme becerisini göstermesi ya da sadece iktisat politikası yapımcısının hata yapmaları bunlardan bazıları. Dolayısıyla farklı ülkelerde farklı zamanlarda iktisat politikası uygulamalarının iktisat kuramının öğretisinden farklı yönde ortaya çıktığına tanık oluyoruz.
[Devamı]