Arşiv

  • Nisan 2024 (11)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Banka hisse senetlerindeki hareket hayra alamet olabilir
    Güven Sak, Dr. 30 Mart 2010
    Geçen hafta perşembe günü İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) hızlı bir yükseliş içindeydi. İşlem gören ise esasen halka açık bankalarımızın hisse senetleriydi. Baktığınızda neredeyse dört bankanın hisse senetleri işlem gördü. Bu sayede İMKB tarihsel bir gün yaşadı. Cuma günü Sabah gazetesinde ilgili haber 'İstanbul Bankalar Borsası' başlığı ile güzel bir biçimde verilmişti. İlginç olan hareketin esasen bize özgü olmasıydı. Gelişmekte olan ülke borsalarında 'piyasa sakin'di. Aynı durum gelişmiş ülkeler için de geçerliydi. Memleketin durumuna bakarsanız, ortada, toplumsal kutuplaşma ortamını daha da belirginleştirmesi gereken, tam da bu amaçla hazırlandığı izlenimini veren bir anayasa paketi vardı. Hani ortada böyle bir çıkışı haklı gösterecek bir neden yok gibi duruyordu. S [Devamı]
    Türkiye'nin problemi işsizliktir
    Güven Sak, Dr. 25 Mart 2010
    Yürek burkan o banka reklamını hatırlıyor musunuz? Hani küçük bir çocuk sesi anlatıyordu. Anlattıkları küçük bir çocuğun asla dert etmemesi gereken şeylerdi. Ama o son derece ciddi bir biçimde anlatıyordu. Buna göre onun bu yılbaşındaki en büyük dileği 'abisinin bu yıl içinde iş bulması'ydı. Bunu gerçekleştirmenin yolu herkesin bankada mevduat hesabı açtırmasıydı. Böylece banka da işletmelere kredi açabilecekti. Krediyi alan işletme ise 'abisini işe alacak'tı. İşte bu günlerde hayatın içinde olan budur. Derdimiz tam da bu noktadadır. 2001 krizi zaten her ailede bir işsiz bırakmıştı. 2008 krizi her ailede birden fazla işsiz bırakma potansiyelini içinde barındırmaktadır. 2001 krizi sonrasında orta yaşlı işsizlerin sayısında bir artış olmuştu. Bu kez kriz genci yaşlıyı ayırıyor [Devamı]
    Obama destek paketlerine devam ediyor
    Güven Sak, Dr. 23 Mart 2010
    Günün meselesinde vurgu, artık krizden bütçenin toparlanmasına mı geçmiştir? Hayır. Krizin yönetimine ilişkin tedbirler artık geride kalmış; zaman, krizin yol açtığı bütçe tahribatını giderme zamanı mıdır? Halen değil. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yönetimi halen kriz sürecini yönetmeye devam ediyor. ABD Kongresi, 17 Mart 2010 tarihinde İstihdam Yasası'nı (Jobs Bill) kabul etti. Kanun şimdi Başkan Obama'nın onayını bekliyor. İdare, kriz sürecini yönetebilmek için 18 milyar dolarlık yeni bir ekonomik destek paketini böylece onaylamış oldu. ABD yönetimi, kriz sürecinden yeni yeni dersler çıkarıyor ve denemeye devam ediyor. Orada kriz yönetiliyor. Hâlâ yönetiliyor. Biz ise bekliyoruz. Yalnızca beklediğimiz için, bir türlü dümende biri varmış gibi hissetmiyoruz. Hiç düşündünüz m [Devamı]
    Kayıt içine giriş süreci yalnızca Maliye Bakanlığı'na bırakılamaz
    Güven Sak, Dr. 16 Mart 2010
    Türkiye'de kaçınılamayacak olan tartışma tam da budur. Hepimizin merak konusudur. Türkiye'de kayıtdışılığın yüksek olduğu konusunda yaygın bir kanaat vardır. Ortada ayrıntılı çalışmalar olmamasına karşın kanaat yaygındır. Türkiye, sürdürülebilir ve de istikrarlı bir orta vadeli büyüme patikasına oturmak istiyorsa, kayıtdışılık meselesine kapsamlı bir biçimde el atmak durumundadır. Bu neden böyledir ve de elbette kayıt içine nasıl girilir? Bugünün sohbet konusu budur efendim. Bu satırların yazarına bakarsanız, kayıt içine giriş süreci bir tek Maliye Bakanlığı'na bırakılamaz. Burada akla takılması gereken ilk nokta şudur: Neden kayıtdışılık sürdürülebilir büyüme için engeldir? Gayet basit bir nedenle: Türkiye'nin düşük tasarruf oranı büyümenin istikrarını tehdit etmektedir. Bu ya [Devamı]
    Türkiye'nin ne zaman Nasdaq'a kote teknoloji şirketleri olur
    Güven Sak, Dr. 13 Mart 2010
    Günün sorusu tam da budur. 2008 küresel krizini fırsata çevirmenin anahtarı da burada yatmaktadır. Nasdaq'a kote İsrailli teknoloji firmalarının sayısı yüzün üstündedir. Avrupa, Hindistan ve Çin'den gelen teknoloji şirketlerinin toplamı da buna yaklaşmaktadır. Hindistan son dönemde atak yapan ülkelerden bir tanesidir. Türkiye bu alanda halen nal toplamaktadır. Soru şudur: "Türkiye, acaba nasıl ABD'deki Nasdaq hisse senedi işlem sistemine kote edilmiş teknoloji şirketlerine sahip olabilir?" Gayet basit: Girişimcilerimiz karşılarında bir "girişimci devlet" (entrepreneurial government) buldukları zaman. Yapılan çalışmalar, İsrail ve Hindistan'ın atağa kalkmış olmasını tam da bu girişimci devlet meselesine bağlamaktadırlar. Peki, gün neden bugündür? Ortadaki fırsat nerededir? Gelec [Devamı]
    Banka kredileri artarken neden bir tek KOBİ kredileri düşüyor?
    Güven Sak, Dr. 11 Mart 2010
    Bir süredir iktisadi toparlanma sürecinin ikili yapısına dikkat çekmeye çalışıyorum. Büyüme ilk bakışta artık pozitif alana geçmiş gibi duruyor. İktisadi aktivite, 2009'daki hızlı daralmadan sonra, şimdilerde son derece zayıf toparlanma belirtileri gösteriyor. Banka kredileri toplamına baktığınızda artış görüyorsunuz. Ama hepsi "ilk bakışta". Ortada bir bereketsiz büyüme atmosferi var. Sanayideki istihdam kaybı halen ortada duruyor. İş, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ) alanına geldiğinde ise rivayet, şimdilik muhtelif görünüyor. Banka kredileri için açıklanan 2009 sonu rakamlarına baktığınızda, bütün krediler artarken KOBİ kredileri baş aşağı gidiyor. Halbuki KOBİ'ler istihdam açısından önem taşıyor. ABD'de 2008 krizinde istihdam kayıplarının yüzde 45'i KOBİ'lerden k [Devamı]
    Yoksa Stiglitz başından beri zaten haklı mıydı?
    Güven Sak, Dr. 06 Mart 2010
    Joseph Stiglitz eskiden, Başkan Clinton döneminde Beyaz Saray'daydı. Sonra Dünya Bankası'nın Başiktisatçısı olarak çalıştı. En kızgın olduğu dönem 1997 Güneydoğu Asya Krizi dönemiydi. Hatırlayın o dönemde, uygulanacak reçete konusunda, dönemin Hazine Bakanı Rubin, Merkez Bankası Başkanı Greenspan ve de Larry Summers'la görüş ayrılığına düştü. Stiglitz, finansal piyasa çalışanlarının yaptıkları hatalar için bedel ödemeleri gerektiğini düşünüyordu. Bu çerçevede, o dönemde, zora düşen gelişmekte olan ülkelere önerilen "kemer sıkma" tedbirlerinin bir tür salaklık olduğu kanaatindeydi. Zaten daralmakta olan bir ekonomiyi daha da daraltmanın ne anlama geldiğini hep sordu. Ben o vakit karşı tarafın argümanlarının doğru olduğunu düşünen taraftaydım. Doğrusu ya, hâlâ da azıcık öyleyim. [Devamı]
    Bu şirketler kurumsallaşmadan bankadan zor kredi alırlar'
    Güven Sak, Dr. 04 Mart 2010
    Hafta başı "ben esasen bu krizden pek memnunum" diyenlerin neden öyle dediğine bir bakmıştık. Öyle ya, memleketimizde böyle bir grup işadamı var. Neydi onların ayırıcı özellikleri? Ya şirketlerinin işletme sermayesi tabanı zaten genişti, ya da işletme sermayesi tabanı genişleme kapasitesine sahipti. Kayıran Allah'ın işlerini döndürmek için elinde yeterince nakdi olmayan işletmelerle, gerektiğinde nakde ulaşma imkânı kısıtlı olanları kayırması gerekiyordu. O vakit, günün sorusu şöyleydi: Şirketler kesiminin işletme sermayesine erişim imkânları nasıl arttırılabilir? İşte bakın bu noktadan itibaren rivayet muhtelif. İşletme sermayesine erişebilmenin en kolay yolu bankacılık sistemine kolaylıkla erişebilmek elbette. Peki, bankacılık sistemimiz, bugüne kadar, finansal piyasalara eri [Devamı]
    'Ben esasen bu krizden pek memnunum'
    Güven Sak, Dr. 02 Mart 2010
    Geçenlerde memleketin Güneydoğu'ya düşen taraflarından gelen genç bir işadamı tam da başlıktaki gibi söyledi: "Ben" dedi, "esasen bu krizden pek memnunum." Ben öyle "Yahu bu ne diyor böyle" diye bakarken o ekledi: "Bu kriz bizi hakikaten teğet geçti." Anlatan genç ve de başarılı bir işadamıydı. Son derece samimi bir biçimde anlatıyordu. Hiç de öyle, ismi lazım değil, öfkesi ile ünlü bir siyasetçiye dert anlatıyor pozisyonda da değildi. Dolayısıyla hani öyle Nasrettin Hoca sendromundan mustarip olmasına gerek yoktu. Hatırlarsınız canım, Nasrettin Hoca sendromunu. Timur, ordusunun bakım için kendi köylerine bıraktığı fili beslemekten bıkan Akşehir halkı, Hoca'yı önlerine koyup, şikâyette bulunmak üzere Timur'un huzuruna gider. Filin yiyip içtikleri halkı canından bezdirmiştir. Fi [Devamı]
    Obama neden medyaya bağırmıyor
    Güven Sak, Dr. 27 Şubat 2010
    Geçen hafta olup bitenler bir ülkede mutabakat zemininin ortadan kalkmasının işleri nasıl içinden çıkılmaz hale getirdiğine delil olarak alınmalıdır. Mutabakat zemininin ortadan kalkması, herkesi birbirine kuşku ile bakmaya yöneltmekte ve de ülkede bir nevi "Kavgada yumruk sayılmaz" atmosferinin oluşmasına neden olmaktadır. Bu, kötüdür. Bu hava zehirlidir. Su getirme iddiasında olanların, testinin kırılmamasının önemini bilenlerin, icraatı kendisine dert edinmiş olanların bu ortamda mesuliyetleri azalmaz artar. Mesulün, tüm kurumları bir araya getirerek sistemin işlemesini temin etmesi gerekir. Yoksa millet zaten testiyi kıranla suyu getireni ayırt etmeyi bilir. Hep bilmiştir zaten. Bu ülkede, mevcut idare sisteminde, ortadaki mesuliyetin sahibi Sayın Başbakanımızdır. ABD'de, on [Devamı]