Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Balyozsuz reform olmaz mı
    Güven Sak, Dr. 28 Ocak 2010
    Türkiye'nin bir geniş siyasi mutabakat zeminine ihtiyacı vardır. Yalnızca anayasasını değiştirmek için değil, bütçesini sağlam ilkelerle yapabilmek için de. Türkiye'nin demokratik siyasi tarihi mali disiplinsizlikler geçidi gibidir. Gün geçmez ki, biri "Onlar ne verirse, beş lira fazlası" demesin. Hep ceremesini çekeriz ama biz onu yine de hep yaparız. Bugünkü IMF'den gelecek üç kuruşa muhtaç halimiz tam da mali disiplinsizlik eseridir. Peki, kamu maliyesindeki reformlara hiç baktınız mı? Bakın, mesela, ülkemiz bugüne kadar demokratik dönemlerde kapsamlı vergi reformu yapabilmiş değildir. Gelir Vergisi Kanunu 1947 yılında yürürlüğe girmiştir. Değişiklikleri, 1960 darbesi ve 1971 muhtırasına rastlamaktadır. 1980 darbesi ise KDV dahil bir dizi reform çabasını gündeme getirmiştir. [Devamı]
    2010 yılının makul ve mantıklı hikâyesi nedir
    Güven Sak, Dr. 26 Ocak 2010
    Hiç düşündünüz mü? İşiniz, yabancı yatırımcılara Türkiye'ye yatırım yapmanın faziletlerini anlatmak olsaydı. Acaba 2010 yılında onlara ne anlatırdınız? Hayır, adamlar yerkürenin her tarafında zaten yatırım yapıyor olmasalardı o kadar da mesele olmayabilirdi. "Efendim, krizden en hızla toparlanarak çıkmakta olan ülke Türkiye'dir ve de öyle olacaktır" derdiniz. Bu lafa başlayınca kaşları kalkıyorsa, "Biliyorsunuz, acayip bir Orta Vadeli Programımız var. Kendisi son derece güvenilir. Hükümetimizin ne yapacağı daha şimdiden belli" derdiniz. Cesaretiniz daha da iyiyse, hani iki tek de atmışsanız, "Zaten biliyorsunuz, bu küresel kriz de bizi teğet geçti. En az hasarı bizim memleket gördü" diyebilirdiniz. Hatta hatta, "Vallahi, esasen IMF ile anlaşmak mecburiyetimiz yok ama asla gerek [Devamı]
    Hadi bizimki saçmadır, ya onlarınki?
    Güven Sak, Dr. 21 Ocak 2010
    Geçen hafta bankalara getirileceği söylenen "kelle vergisi"ni (poll tax) dilimize dolamıştık. Bu hafta, müsaadenizle devam edelim. Konu son derece verimli, aklımıza takılanlar, aklımızda kalmasın. Sonra "Madem biliyordun, neden konuşmadın" demesinler. Bankalardan her yıl şube başına vergi alınmasının, tasarım itibariyle pek de akıllıca olmadığının altını sanırım yeterince açıklıkla çizdik. Üstelik üslup da azıcık Magna Carta öncesine aitti. Onu da vurguladık. "Kardeşim, öyle, 'Benim filanca işi finanse etmem lazım' diye sıkıştıkça vergi icat edilmez". Vergi politikası alanı, öyle sabahtan akşama, icat çıkarmaya müsait değildir. İlkinde müsaade ederseniz, sonra hep yaparlar. Sıkıştıkça vergi icat edilmesi, öngörülebilirliği sıfıra doğru yaklaştıracağı için, yatırım ortamının ist [Devamı]
    Eugene Fama, The Economist aboneliğini neden iptal etti
    Güven Sak, Dr. 19 Ocak 2010
    Yirmi birinci yüzyılı tanımlarken ilk küresel finansal krizimizi ihmal etmek mümkün olmayacak. İktisatçıların ve hepimizin dünyaya ve hayat tarzımıza ilişkin bakış açısı bu krizle birlikte kapsamlı bir değişikliğe uğruyor. Uğramak zorunda. Daha önce hiç alışık olmadığımız bir sürecin içinden geçiyoruz. Yarının nasıl olacağını bugünün tartışmaları belirleyecek. Bugünün tartışmaları ise esasen komik. Son günlerde hiç piyasa ekonomisinin yılmaz savunucularının neler söylediğine bakıyor musunuz? Geçen hafta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Kongresi'nde, ilk küresel finansal krizimize ilişkin, ilk resmi soruşturma yürütülmeye başlandı. İlk olarak, dört finansal kurumun üst düzey yöneticileri sorgulandı. Sorgu, muhteşem bir komedi kıvamında devam ediyor. Gelin bakın bu günlerde nele [Devamı]
    Şimdi bu kelle vergisinin manası nedir
    Güven Sak, Dr. 16 Ocak 2010
    Bankalardan şube başına yıllık belli bir tutarın alınmasına başlanacakmış. Perşembe günü basın toplantısı düzenleyen Sayın Ali Babacan "SSK prim desteğinin uzatılması ve emeklilere yapılan intibak zammının finansmanı için bütçede kaynak gösterilmediğine göre ne yapılacağı"na ilişkin ısrarlı sorulara karşılık olarak bu yeni vergiyi açıkladı. Radikal gazetesi cuma günü haberi "Bankalara kelle vergisi geldi" diye verdi. Olan da esasen buydu. Peki, oldu da iyi mi oldu? Şimdi bu kelle vergisinin bir manası var mıdır? Hayır, yoktur. Tek manası ortadaki maliye politikası felaketine şahitlik etmektir. Nokta. Gelin bakın mesele azıcık düşünülünce neye benzemektedir? Merak edenleri, aşağıya bekleriz efendim. Şimdi hemen "Adamlar biz ağlarken gülüyorlardı, şimdi azıcık da onların canı yan [Devamı]
    Neleri unuttuğumuzun farkında mısınız
    Güven Sak, Dr. 14 Ocak 2010
    Sayın Başbakan, daha evvelki gün Rusya'ya giderken, yine aynı şeyi söyledi: "Haydi yine iyisiniz, iyisiniz, dipçik gibisiniz, maşallah" dedi. Sonra da dün akşam yediği dayaktan sonra şişen yüzüne gözüne "Vah, vah!" diye bakanlara "Siz asıl ötekini bir görün!" diyen kavgaperest gibi yine "Bir de ötekilerin halini görseniz!" diye ekledi. Hayır, "Artık internet var, vallahi biz anında oralarda neler olduğunu izleyebiliyoruz" da denmiyor ki koskocaman Başbakan'a şimdi. Kapısında savcısı var, şusu, busu var. Neme lazım değil mi efendim? Bugün, biz en iyisi, bu "siyasi" ("siyasi", yani, doğru olmayan) tespite ilişkin boşuna satır israf etmeyelim, gelin araya giren bu küresel kriz ortamında güme giden meselelerimize bir bakalım. Hem akıl sağlığımızı da muhafaza edelim, değil mi efendim [Devamı]
    Amazon Kindle'ı duydunuz mu
    Güven Sak, Dr. 09 Ocak 2010
    Biz burada farkında olmayabiliriz ama dünya hâlâ değişmeye devam ediyor. Değişmek derken öyle günlük itişmelere sos olsun, sütun dolsun diye gündeme getirilen "değişim"den bahsediyor değilim. Dünya son derece yapısal nedenlerle, çatır çatır değişiyor. Teknolojik değişim öyle kriz mriz de takmıyor. Bugünün sorusu şudur: Siz, hiç Kindle'ın dünyayı nasıl değiştirebileceğini düşündünüz mü? Bugünün meselesi budur. Merak edenleri aşağıya bekleriz. Kindle, Amazon tarafından satışa çıkarılan bir e-kitap (elektronik kitap) okuma aygıtı. İlk versiyon Kindle piyasaya sürüldüğünde, herhalde 2007 sonları filandı. Sonra 2009 yılında yeni versiyonlar pıtrak gibi çoğalmaya başladı. Amazon, bildiğiniz gibi bir sanal kitapçı olarak kurulmuştu. Şimdilerde giderek bir sanal süpermarkete dönüşme e [Devamı]
    Türkiye'nin gençlikle imtihan yılına hazır mısınız
    Güven Sak, Dr. 05 Ocak 2010
    2010 yılının ilk günlerindeyiz. İçinden bir süredir geçmekte olduğumuz süreç benim aklıma bu günlerde, her nedense, Charles Dickens'ın "İki Şehrin Hikâyesi"ni getiriyor. Başlangıcını hatırlıyor musunuz? Şöyledir: "Zamanların en iyisiydi. Ve zamanların en kötüsüydü." 2010 böyle anılmaya daha da fazla aday görünüyor. Öyle siyasi bir analiz filan yapacak değilim. Tam tersine, "Ankara itişmeleri"nin gerçek gündemi gölgelediğini düşünüyorum. 2010 yılını Türkiye'nin gençlikle imtihan yılı olarak görüyorum. Gelin bakın neden böyle düşünüyorum? 2010 yılı Türkiye'nin gençlikle imtihan yılı olmaya aday gibi durmaktadır. Ya bu yıl, gençlere "bu ülke sizi düşünmektedir" mesajı verilecektir ya da gençlerimiz kendi ülkelerinden umudu keseceklerdir. Gerçek bu kadar açık ortadadır. Bu neden bö [Devamı]
    Maliye politikasında kibirden öteye yol vardır
    Güven Sak, Dr. 31 Aralık 2009
    Maliye politikasının öngörülebilirliği meselesi 2010'un meseleler listesinin en başındadır. Dün yediğimiz hurmaların acısı 2010'da çıkmaya adaydır. Vaziyet ciddi ama umutsuz değildir. Sorun hükümetimizin ciddiyetindedir. Gelin bakın konu nedir? 2010 yılında belirleyici olacak eğilimlerden bahsetmeye başlamıştık. Geçen yazıda, 2010 yılının "bankaların ve banka dışı şirketler kesiminin dayanma gücünün sınanacağı" bir yıl olacağının altını çizmiştik. 2010 yılında dikkate almamız gereken ikinci husus ise kamu maliyesinin öngörülebilirliği meselesidir. Devletin bütçesini düzeltip düzeltemeyeceği, düzeltmek için neler yapacağı şimdiden belli değildir. Halbuki belli olmalıdır. 2010 yılında TBMM'den geçen bütçenin nasıl tutturulacağı konusundaki açıklamalar fazlasıyla "mişli, muşlu"dur [Devamı]
    Bir kamu kurumunun en popüler internet siteleri listesinde işi nedir
    Güven Sak, Dr. 26 Aralık 2009
    2008 yılı itibariyle Türkiye'de 26.5 milyon kişi internet kullanıyor. Bu rakam 2000 yılında 2.5 milyon kişiden ibaretti. 2008 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 40'lık bir artış olmuş. Yine öyle olsa, şimdilerde internet kullanıcısı sayısının 35 milyonu aşmış olması gerekir. Rakamlar yayımlanınca yine bir bakarız. Hiç merak ettiniz mi, bu kadar kişi internette ne yapıyor olabilir diye? Ben bir baktım. Başka ülkelere de baktım. Türkiye'de bir kamu kurumunun en popüler siteler listesinde otuz üçüncü sırada olduğunu biliyor muydunuz? Peki, başka ülkelerin internette en popüler siteler sıralamasında kamu kurumlarının bu sıralara pek ulaşamadıklarını biliyor muydunuz? Milli Eğitim Bakanlığımızın web sitesi, Türkiye'de en çok ziyaret edilen web siteleri sıralamasında otuz üçüncü sır [Devamı]