Arşiv

  • Nisan 2024 (11)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Esad, Putin ve Suriye okumaları
    Nihat Ali Özcan, Dr. 04 Eylül 2018
    Geçen hafta radyoda konuşan Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, “Beşar Esad savaşı kazandı ama barışı kazanamadı”  dedi. İfade Batı kamuoyuna mazeret sunma çabasından öte bir şey değil gibi görünüyordu. Nitekim açıklama farklı yönleriyle sorunlu.     Suriye iç savaşına bütünüyle Esad penceresinden bakmak, sonuçları onun üzerinden okumak gerçekçi olmayabilir. Suriye’de askeri ve politik sürecin asıl sahibi, yürütücüsü Putin, küçük hissedarı ise İran’dır. Doğal olarak, askeri ve politik gelişmelere Putin’in penceresinden bakarak kimin kazandığını analiz etmek daha öğretici olabilir.Batı’ya karşı sürekli zemin kaybeden, gururu incinen Rusya, Putin’in iktidara gelmesiyle geniş bir coğrafyada karşı hamleye girişti. Yeni dönemin ilk işareti doğrudan kuvvet kullanılarak Gürcistan’da veri [Devamı]
    Rusya’nın ‘muharebe laboratuvarı’: Suriye -3-
    Nihat Ali Özcan, Dr. 31 Ağustos 2018
    Rusya’nın Suriye’yi “muharebe laboratuvarı” olarak kullandığı tezi, Savunma Bakanlığı’nın iç savaşta 231 yeni silah ve teçhizatın denendiğini açıklamasına dayanıyor. Günde ortalama 70 İHA faaliyeti yürütülürken, elektronik savaş, insansız sistemler, muharebe sahasında karar verme süreçlerini ve hedef belirlemeyi hızlandırmayı amaçlayan yapay zekâ ürünleri, insansız sürüler, İHA savarlar, erken ikaz ihbar sistemleri denen ürünlerden bazılarıydı. [Devamı]
    Rusya’nın ‘muharebe laboratuvarı’: Suriye -2-
    Nihat Ali Özcan, Dr. 28 Ağustos 2018
    Geçen yazımda, Rusya’nın yeni tip savaşlar için beş farklı amaçla “Suriye’yi laboratuvar” olarak kullandığını söylemiştim. Sadece Rus ordusu değil, ülkenin diğer kurum ve görevlilerinin de bu yeni tip savaş, diplomasi ve istihbarat ikliminden faydalandıkları ortada. Rus liderlere göre, Suriye iç savaşının sunduğu bir diğer fırsat alanı da şu: Farklı nitelik, karakter, çıkar, ilişki ve stratejilere sahip, “birbirine benzemez aktörleri” bir arada “idare etme” kapasitesi geliştirmek. İşin zorluğu ise, eş zamanlı, asimetrik savaş koşullarında, diplomasiden örtülü operasyonlara, istihbarattan doğrudan askeri güç kullanmaya kadar farklı yöntemler gerektiriyor olması.  Örneğin, aynı anda, NATO üyesi Türkiye ve PYD/PKK; İsrail ve Hizbullah; İran ve İsrail; Esad rejimi ve Suriye hava sahasını zaman [Devamı]
    Rusya’nın ‘muharebe laboratuvarı’: Suriye -1-
    Nihat Ali Özcan, Dr. 24 Ağustos 2018
    Suriye iç savaşı çeşitli yönleriyle tartışılıyor. Haziran ayında Putin, birkaç gün önce de Rus Savuma Bakanlığı açıklamalarında iç savaşın göz ardı edilen bir yönünü gündeme taşıdılar. Buna göre, Suriye iç savaşı Rus Silahlı Kuvvetleri için bir “muharebe laboratuvarı” işlevi görmüştü. Başka bir ifadeyle, ordu sadece savaşın gereklerini değil, piyasanın isteklerini ve kendi durumunu gerçek savaş koşullarında test ederek sonuç çıkarmıştı.Elbette Suriye iç savaşı bu fırsatı sadece Ruslara sunmadı. Suriye sonuçta ders alma niyet ve kapasitesi olan herkese açık bir laboratuvardı. Sadece devletlere değil, devlet dışı aktörlere de hitap etti. Rusların konuyu gündeme taşımış ve veri paylaşmış olmaları onları bu yazının merkezine taşıdı.    Soğuk savaş boyunca Sovyet ordusu dünyanın değişik yerleri [Devamı]
    İdlib'de Bir Adım Sonra...
    Nihat Ali Özcan, Dr. 21 Ağustos 2018
    İdlib gündemdeki yerini koruyor. Geçen hafta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan’ın Rusya ziyareti de işin ciddiyetini gösteriyor. Nitekim ziyaret üç hususta dikkat çekiciydi. İlki, İdlib sorununun karakterini ve kurumsal izdüşümünü gösteriyordu. İkincisi, güneyde işini bitiren Rusya’nın gittikçe sabırsızlandığı açıktı. Son olarak, Türkiye’de güvenlik konularının askeri ayağında, iş yapma biçimi, kuralları, MSB ile Genelkurmay ilişkileri değişmeye başlamıştı. Önümüzdeki dönemde buna benzer tabloları sıkça göreceğimiz anlaşılıyor.  Bugünlerde Suriye’yi ağırlıklı olarak yine İdlib üzerinden konuşuyor olsak da, sorunun daha geniş ve karmaşık olduğunu biliyoruz. Nitekim Türkiye’nin Suriye’de eş zamanlı yönetmesi gereken üç temel sorunu/konusu var. Taraftarları, çözüm sü [Devamı]
    İstihbarat sayesinde, av ve avcının rolleri değişirken…
    Nihat Ali Özcan, Dr. 17 Ağustos 2018
    TSK, 15 Ağustos günü Milli İstihbarat Başkanlığı ile birlikte Irak/Sincar bölgesinde bir operasyon gerçekleşti-rildiğini bildirdi. Operasyon sonucu PKK’nın Sincar sorumlusu İsmail Özden ile bazı teröristler araçlarında vuruldular. Aslında hemen her gün açıklamanın benzerlerine medyada rastlamak mümkün. Özellikle de lider kadroların “etkisiz hale getirildiği” günlerde. Ancak bu sefer yapılan operasyonu diğerlerinden ayıran bazı özellikler dikkat çekiyor.Terörle mücadele yürüten sınırlı sayıda ülke, sabit veya hareketli terör hedeflerini uzak mesafeden etkisiz hale getirebiliyor. Bunu uçak, helikopter, füze, topçu veya SİHA (silahlı insansız hava araçları) ile gerçekleştiriyor. Örneğin, İsrail bu yöntemi ilk defa 14 Şubat 1991’de başardı ve etkili sonuç aldı. İHA ile gerçek zamanlı istihbara [Devamı]
    Küresel düzen, ABD ile ilişkiler ve zamanlama sorunu...
    Nihat Ali Özcan, Dr. 14 Ağustos 2018
    ABD’nin kontrolsüz gibi görünen hamlelerinin gerisinde korkunun tetiklediği geleceği kontrol altına alma arzusu yatıyor. Üstelik gelişmeler öylesine hızlı cereyan ediyor ki elini çabuk tutması gerektiğini düşünüyor. Ne de olsa Çin her alanda küresel oyuncu olduğunu “resmi olarak ilan ettiğinde” ABD çoğu konularda geç kalmış olabilir.  Nitekim, ABD’ye göre, İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurduğu politik, askeri, ekonomik, ticari ve mali düzen tehdit altında. Tehdidin merkezinde ise Çin ve diğer “dik kafalı” ülkeler yer alıyor. Oysa ABD bu gelişmelere razı değil ve her şeyi kontrol altında tutarak başat rolünü sürdürmek istiyor.  İşin kötü tarafı, ABD’nin kurduğu düzenin Çin gibi devasa bir aktör tarafından yine kendisine karşı kullanılıyor olması. Bu durumda yapması gerekenin dünyayı yenide [Devamı]
    Türkiye-Rusya ilişkilerinde ‘İdlib’in yeri?
    Nihat Ali Özcan, Dr. 10 Ağustos 2018
    Suriye iç savaşının bir dizi öngörülemeyen sonuçlarına tanıklık ediyoruz. En dikkat çekici olanı şu: Suriye iç savaşı Türkiye-ABD ilişkilerini zehirlerken, Türkiye-Rusya ilişkilerini hiç olmadığı kadar “genişletti ve derinleştirdi”.Bu günlerde çokça sorulan soru ise şu: Madem Türkiye-Rusya ilişkilerinin karakter değişimi Suriye’de başladı, bugün sahada bazı açmazlar var ve bu durum ilişkileri bozar mı? Türkiye ve Rusya bugüne kadar Suriye’de bazı sorunları öteleyerek “uyumlu” çalışabildiler. Bu arada Rusya, Ortadoğu’ya üç alanda yeniden giriş yaptı. Deniz ve hava üslerini garantiye alarak askeri alanda, Suriye nüfusunun neredeyse %10’nu oluşturan Hıristiyanları koruma misyonuyla dini alanda ve Esad’ı müttefik seçerek, yerel liderler düzeyinde, politik alanda.Artık Suriye iç savaşının son d [Devamı]
    İran'a Ambargo Başlarken
    Nihat Ali Özcan, Dr. 07 Ağustos 2018
    ABD, İran nükleer anlaşmasından çekilmesinin ardından bir dizi yaptırımı hayata geçireceğini ilan etti. Bu günlerde söz konusu yaptırımların ilk dalgası hayat geçiriliyor. Buna göre, dolar kullanarak İran rejimi ile ticaret yapmak mümkün değil. Yine İran rejimi ile kredi veya sermaye transferine girmek yasaklar listesinde. Dahası, kıymetli metallerin, altın gibi, ticareti de yasaklar listesinde. Son olarak İran’a yapılan otomobil ve çelik ihracatına da kısıtlama gelmiş durumda. Yaptırımların asıl fırtına kopartacak kısmı ise 4 Kasım’da yürürlüğe girecek. Öncelikle İran Merkez Bankası’nın yanı sıra birçok İran Bankasının uluslararası işlem yapma yetki ve faaliyetleri durdurulacak. İran’ın ihracat gelirlerinin %80’nini oluşturan petrol ve enerji sektöründe engeller devreye girecek. Amaç, İra [Devamı]
    İstihbarat örgütlerinin meşguliyeti artarken
    Nihat Ali Özcan, Dr. 31 Temmuz 2018
    Dünyada olup bitenleri anlamaya çalışıyoruz. Yeni güç dağılımı, değişen dengeler, araçlar, ilişkiler geçmişten farklı. Çin yükselirken ABD de dikkatini Doğu’ya kaydırıyor. Rusya, bölgesel güç olarak on yıl öncesine göre daha aktif. AB ise kendi iç işleriyle meşgul.Bu arada devletler kadar devlet dışı aktörler de faal. Mücadele ağırlıklı olarak ekonomi, finans, kamuoyunu yönlendirme ve ticaret alanına kaymış görünüyor. Geleneksel yaklaşımlar ve hukuki normlar her geçen gün etkisini kaybediyor. Örneğin, ABD müttefiki AB’yi ticari alanda hizaya sokmaya çalışırken “Savaştayız” diyebiliyor. Çin’i teknoloji “hırsızlığı” ile itham ediyor. İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çekildiğini ilan edip tek yanlı yeni bir ekonomik ambargo uygulamaya girişebiliyor. NATO üyesi, “müttefiki” Türkiye’yi açıkç [Devamı]