Arşiv

  • Nisan 2024 (11)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Biraz cesaret
    Fatih Özatay, Dr. 08 Temmuz 2010
    Dünya ekonomisinin yeniden toparlanmaya başlayarak ülkelerin büyüme hızlarının makul sayılabilecek düzeylere gelmesi konusunda, 2009'un sonlarına doğru esmeye başlayan olumlu rüzgârların bir süredir hissedilmediğinin sanıyorum çoğu kişi farkında. Önemli iktisatçılardan artan sayıda uyarı yazıları çıkmaya başladı. ABD'de bir türlü düşmeyen işsizliğe karşı yeni bir mali uyarıcı önlemler paketi öneriliyor. Avrupa Birliği'ndeki kemer sıkma önlemlerinin, özellikle Almanya'da alınan kararların ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı'nın söylemlerinin erken olduğu hakkında inandırıcı görüşler var. Türkiye ekonomisinin büyüme temposunun hız kesmekte olduğu açıklanan verilere 'taraftar' gözlüğüyle bakmayanların üzerinde anlaştıkları bir olgu. Muhtemelen ikinci çeyrek verisi tempoda bir miktar hı [Devamı]
    İkinci çeyrek iyi olacak; ya sonrası?
    Fatih Özatay, Dr. 05 Temmuz 2010
    Büyüme açısından bundan sonra neler olabileceği ile ilgiliyim bugün. İlk aşamada güncel verilere odaklanacak ve ilk çeyrek ile ikinci çeyrek arasında belirgin bir farklılık olup olmadığına bakacağım. Amacım önce ikinci çeyrek büyümesinin ilk çeyreğe göre ne düzeyde olabileceği hakkında kestirimde bulunmak, sonra da yılın ikinci yarısına ilişkin bir şeyler söyleyebilmek. İlk olarak olumlu gidişatını sürdüren bir gösterge ile başlayayım: Bankalarımızın açtıkları toplam kredi miktarının enflasyondan arındırılmış hali nisan 2009'dan beri sürekli artıyor. Mayıs sonunda ulaştığı değer krizden önceki düzeyinin üzerinde. Yılın ilk çeyreğinde reel kredi miktarı bir önceki çeyreğe göre artmıştı. Mayıs sonu itibariyle bir önceki çeyreğe göre artış hızı ise daha da yükseldi. Yılın ikinci çe [Devamı]
    -
    Fatih Özatay, Dr. 04 Temmuz 2010
    İktisatçılar üzerine çok sayıda fıkra var. Bir tane de ben anlatacak değilim; o fıkraların hiçbirini hatırlamıyorum çünkü. Son büyüme verileri üzerine yapılan yorumlar, iktisatçılar hakkındaki fıkra yazınına Türkiye'den de yeni katkılar yapmaya aday. Yalnız bir farkla; bu katkılar iktisatçılardan gelmiyor. İktisadi yorum yapan bazı siyasiler ve köşeleri ekonomi sayfaları dışında yer alan bazı yazarlar bu mümtaz katkıların sahipleri. Peki, onlar iktisatçı değilse, söyledikleri ve yazdıklarıyla nasıl oluyor da iktisatçılar üzerine fıkralar yazınına katkı sağlamış oluyorlar? E, o kadar da olsun, yazıma bir giriş yapmam gerekiyordu; böylelikle yapmış oldum. Hem iktisadi yorum yapmak herkesin hakkı, yapınca da o yorum sahiplerini 'iktisatçı' olarak tanımlamak bir sakınca ol [Devamı]
    Yine çift karakterli bir büyüme performansı
    Fatih Özatay, Dr. 01 Temmuz 2010
    İlk çeyreğe ilişkin büyüme rakamlarını dün öğrendik. Beklendiği gibi geçen yılın aynı dönemine göre gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) yüksek bir artış gösterdi: Yüzde 117. Bundan önceki son büyüme rakamı ise yüzde 6 düzeyindeydi. Dolayısıyla, iki çeyrektir büyüyoruz; sevindirici. Büyümenin ayrıntıları da merak konusu elbette. Durum şöyle: Özel kesim tüketim harcamaları yüzde 9.9, özel kesim yatırım harcamaları ise yüzde 22.1 oranında artmış. Özellikle yatırım harcamalarındaki artış dikkat çekici. Uzun bir süredir ilk defa, özel kesim yatırım harcamalarında bir yıl öncesine kıyasla artış gerçekleşiyor. Son kez 2008'in ilk çeyreğinde artmıştı özel kesim yatırımları. Bu da çok olumlu bir gelişme. Peki, küresel kriz öncesindeki durumumuza geri döndük mü? Bu sorunun yanıtı d [Devamı]
    Büyüme rakamları açıklanmak üzereyken
    Fatih Özatay, Dr. 28 Haziran 2010
    Çarşamba günü ilk çeyreğe ilişkin büyüme rakamları açıklanacak. Bir yıl öncesinin aynı çeyreğine kıyasla Türkiye ekonomisinin çok yüksek bir hızla büyüdüğü ortaya çıkacak. Tüm yorumcular bu konuda görüş birliği içinde. Öte yandan, küresel krizden önceki zirve değeri ile karşılaştırıldığında gayri safi yurtiçi hasılamızın (GSYH) ve dolayısıyla kişi başına gelir düzeyimizin hala düşük bir düzeyde olduğunu göreceğiz. Bugün bir tablo vererek bu köşede daha önce de yer alan, ama yanıtı havada kalan bir soruya dönüyorum. Şu: GSYH'nin bir alt kalemi olan sanayi sektöründe yaratılan katma değerin büyüme hızı ile, her ay yayınlanan sanayi üretim endeksinin büyüme hızı arasında 2009'un ikinci çeyreğinden itibaren belirgin bir farklılaşma var. Yanıtı havada kalan, bu farklılığın [Devamı]
    AB'nin hazmetme kapasitesi giderek azalıyor mu?
    Fatih Özatay, Dr. 27 Haziran 2010
    Avrupa Birliği (AB) İstatistik Kurumu Eurostat'ın, üye ülkelerin bütçe hesaplarını daha iyi denetlemek için, genişletilmiş yetkilerle donatılacağı haberleri çıkalı çok olmadı. Bu karar haziran ayının ikinci haftasında yapılan AB maliye bakanları toplantısında alındı. AB Komisyonu'nun Ekonomik ve Mali İşlerden Sorumlu Komiseri Olli Rehn aynı toplantıda birliğin yeni denetim yetkileri çerçevesinde Bulgaristan'ın ulusal istatistiklerinin incelenebileceğini açıkladı. 18 Haziran tarihli Bulgaristan Radyosu internet sayfasında şu haber Türkçe olarak yer alıyor: "AB Komisyonu'ndan, Olli Rehn'in pazartesi günü Bulgaristan Maliye Bakanı Simeon Dyankov ile temasta bulunacağı haberi verildi. Başbakan Borisov, ekonomi istatistikleri ve mali disiplinle ilgili şüphelerin ortadan kaldırılması i [Devamı]
    İhracatımızın avro ve dolar ayrımı neler söylüyor?
    Fatih Özatay, Dr. 24 Haziran 2010
    Avrupa Birliği'nin (AB'nin) içine düştüğü durum kabul etmek gerekir ki bizlere bol yazı malzemesi çıkardı. Bu malzemelerden bir tanesi,  hem AB'nin frene basma önlemleri sonucunda bu ülkelerin iç taleplerinin artış hızının azalacak olması, hem de avronun değer kaybetmesi nedeniyle ihracatımızın olumsuz yönde etkileneceği konusuydu. Bu saptamadan yola çıkarak son zamanlarda ihracat üzerine oldukça 'ahkâm kestim'. Pazar günü 'kurtuluş reçetesi' bile verdim. Cahil cesareti işte; illa kurtaracak bir şey bulma hevesine kapılmasına yol açıyor insanın. Bari kurtarmaya kalktığım ihracattaki son gelişmelere bakayım; belki ortada kurtaracak bir şey yoktur. Temelde iki para birimi karşılığında yapıyoruz ihracatımızı: Avro ve dolar. Her iki para birimi cinsinden yapılan aylık ihra [Devamı]
    Keynes: Hem öldü hem de yaşıyor
    Fatih Özatay, Dr. 21 Haziran 2010
    Son günlerde hem gelişmiş ülkelerin hükümet üyeleri, hem de tanınmış akademisyenler arasında önemli bir tartışma başladı. Maliye politikasında sıkılaştırmaya gitmeli mi ülkeler, yoksa böyle bir politika için erken mi? ABD, bizzat Hazine Bakanı Geithner ve Başkan Obama'nın ağzından kamu harcamalarının kısılması için henüz erken olduğunu açıkladılar. Mesajları özellikle Almanya'ya yönelikti, ama cari işlemler fazlası veren diğer Avrupa Birliği (AB) ülkelerine ve Çin'e de sesleniyorlardı. Almanya ise zıt görüşte; Başbakan Merkel AB genelinde bozulan kamu maliyesinden şikayet etti. Benzer bir tartışma özellikle ABD'li iktisatçılar arasında yapılıyor. Mesela Nobel ödüllü Krugman, şu aşamada maliye politikasında frene basılmasının büyük hata olacağını savunuyor. Kamu borcunun yükselme [Devamı]
    Altı maddelik ihracat politikası önermesi
    Fatih Özatay, Dr. 20 Haziran 2010
    Bu köşede yer alan son iki yazı Avrupa Birliği'ndeki son gelişmelerin ihracatımızı olumsuz yönde etkilemesi ihtimalinden yola çıkıyordu. Özelde bu olasılığı azaltmak için, genelde de ihracatımızın ileride karşılaşabileceği benzer sorunlara karşı yapılabileceklerin neler olabileceği ile ilgiliydim. Devam ediyorum. Birincisi, maliye politikasının 2001 öncesine dönmeyeceğine dair herkese güvence verecek bir uygulama çerçevesi gerekiyor. Mevcut mali kural tasarısının, muhalefetin de görüşü alınarak özellikle denetim açısından güçlendirilmesi lazım. İkincisi, maliye politikasında atılacak bu güçlü çapayı dikkate alarak, Merkez Bankası uygulamakta olduğu enflasyon hedeflemesi rejiminde değişikliğe gidebilir. Yeni uygulamayı enflasyonun yüzde 5-6 civarına geldiği bir dönemde başlatabili [Devamı]
    İhracat, kur ve Merkez Bankası
    Fatih Özatay, Dr. 17 Haziran 2010
    Avrupa Birliği'ndeki gelişmelerin ihracatımızı olumsuz yönde etkilemesi ihtimalinin artmasından yola çıkarak ihracatımız için yapılabileceklerin neler olabileceği ile ilgiliydim. Bu açıdan ilk akla gelen para ve kur politikası olduğu için öncelikle onlara bakmakta yarar var. Dolayısıyla, ilk olarak kısa vadede yapılabilecekler üzerinde durmak istiyorum. Paramızın yabancı paralar karşısında değerli bir düzeyde olduğu herkesin malumu. Sanıyorum bu saptamada tartışılacak bir şey yok. Döviz kuru ihracatı etkileyen önemli değişkenlerden bir tanesi. Bir ülkenin parasının değerli olması, dışarıya satmaya çalıştığı malların yabancılar açısından pahalılaşması demek. Dolayısıyla, değerli para ihracat açısından bakılınca iyi bir şey değil. Bu saptamada da itiraz edilecek bir şey olduğunu sa [Devamı]