Arşiv

  • Nisan 2024 (11)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    'Derin' sorunumuz ve 2015
    Fatih Özatay, Dr. 22 Şubat 2010
    Son güzel haber Standard ve Poors'dan geldi; kredi notumuz yükseltildi. AB üyesi olan, üstelik de avro bölgesinde bulunan bazı ülkeler ciddi sorunlarla yüz yüze gelmişken Türkiye'nin bu performansı elbette sevindirici. Türkiye'ye yönelik not artırımının arkasında büyük ölçüde küresel krizde finansal sektörde sorun yaşamamamız var. Özellikle 1990'lar dikkate alındığında, istikrar açısından geldiğimiz nokta küçümsenmemeli. Küresel krize zayıf bir bankacılık sektörü, yüksek kamu borcu ve yüksek bütçe açığı ile yakalansaydık oldukça kötü günler geçireceğimiz sanırım yeteri kadar açık.Buraya kadar her şey güzel. Şimdi pişmiş aşa su katayım. Pişmiş aşa üç ölçü su koymakla yetineceğim. Birinci ölçü şu: IMF'nin ocak sonunda güncellediği verilere göre 2009'da dünya ekonomisinin yüzde 0.8 [Devamı]
    Kurumsal yapının önemi
    Fatih Özatay, Dr. 21 Şubat 2010
    Son pazar yazısı şu sorularla bitiyordu: Ülkeler arasında neden bu kadar büyük gelir farklılıkları var? Bazı ülkeler gelişmişlerle aralarındaki gelir uçurumunu hızla kapatırken, bazı ülkeler nasıl olmuş da kendilerini çok daha kötü bir duruma sokmuşlar? Türkiye nasıl olup da yerinde saymış?O yazıda iki grafik vermiştim. Sorular bu grafiklere dayanıyordu. Grafikle verdiğimi kısa bir tabloyla yeniden göstereyim; sorular daha rahat anlaşılacak. Tablo 1'de ABD'nin fert başına milli gelirine oranla çeşitli ülkelerin fert başına gelirleri veriliyor. Milli gelir verileri satın alma gücü paritesi ile düzeltildiğinden karşılaştırılabilir veriler. Grafiklerde yer almayan dört ülke daha var tabloda: Etiyopya, Mısır, Polonya ve Yunanistan.Tabloda yer alan rakamların kuru rakamların çok ötesi [Devamı]
    Yunanistan için IMF'siz çözüm inandırıcı mı?
    Fatih Özatay, Dr. 18 Şubat 2010
    Yunanistan AB'nin avro bölgesinde. Bu nedenle, yerine getirmesi gereken yükümlülükler AB'nin diğer üyelerine göre daha fazla. Özellikle kamu bütçesi ve kamu borcu konusunda uyması gereken sınırlamalar var. Ama sadece küresel kriz sırasında değil, öncesinde de bunlara uymadığı anlaşılıyor. Üstelik son günlerde çıkan haberlere göre, kamu borcunu ileride artırma potansiyeli taşıyan bazı yükümlülüklere de girmiş. Yunanistan'ın avro bölgesinde olması nedeniyle ortaya çıkan yükümlülükleri denetlemekle görevli olan kurumlar var AB'de. Atlamışlar...Buraya kadar bilinmedik bir şey yok. Şimdi siz kendinizi piyasalarda işlem yapanların yerine koyun. Yüklü miktarda Yunanistan tahvili tutuyorsunuz. Bu tahvillerin değerinin düşmemesi Yunanistan'ın alacağı ciddi bütçe önlemlerine bağlı. Bu önle [Devamı]
    Komşuya IMF gerekiyor
    Fatih Özatay, Dr. 15 Şubat 2010
    Yurtdışında yine ilginç gelişmeler yaşanıyor. Bizim açımızdan daha önemlisi Yunanistan'da olan biten. Önce, hangi koşullar altında Yunanistan'da olan bitenin yeni bir finansal krize yol açabileceğini tartışmakta yarar var. İki temel koşul saymak mümkün. Bu koşullar birbirlerinden bağımsız değiller; biri diğerini tetikleyebilir.Birinci koşul şu: Yunanistan'ın bütçe açığını finanse etmek üzere çıkardığı tahviller, Yunanistan'ın artan kredi riski nedeniyle önemli miktarda değer yitirdiler. Dolayısıyla, bu tahvilleri tutan bankalar zarara uğradılar; varlıklarının değeri azaldı. Peki, bu ne kadar önemli?Avrupa'nın bankacılık sektörünün gelişmişlik düzeyi dikkate alındığında tek başına Yunanistan tahvillerindeki değer kaybının bu bankaları sarsması beklenmez. Ama sorun şu ki Avrupa ban [Devamı]
    İktisat teorisinin 'namusunu' uzun dönem kurtarıyor
    Fatih Özatay, Dr. 14 Şubat 2010
    Birkaç pazar yazısıdır insan davranışları üzerinde duruyordum. Bu yazılarda sözünü ettiğim bazı kitapların Türkçeleri çıktı. Bu kitaplardan iki tanesi (Freakonomics ve Super Freakonomics)  Levitt ve Dubner tarafından yazılmışlardı. Freaknomics Boyner yayınları tarafından 'Görünmeyen Ekonomi: Dünya Gerçekten Nasıl İşliyor?' adıyla Türkçe yayınlanmış. Bu kitaplardan 'süper' olanında ve henüz Türkçeye çevrilmeyeninde yer alan bazı deneysel iktisat bulguları insanların çıkarları çerçevesinde hareket ettikleri yolundaydı. Farklı bir ifadeyle çok eleştirilen yerleşik iktisatın temel aksiyomuna destek çıkıyordu bu bulgular.Oysa çoğu deneysel iktisat çalışmaları bunun tam tersi bir sonuca ulaşıyorlardı. Bu konuda ilginç bazı örnekler de Akerlof ve Shiller'in 'Animal Spirits' kitabında va [Devamı]
    Toparlanıyoruz, ama...
    Fatih Özatay, Dr. 11 Şubat 2010
    Pazartesi günü önemli bir veri açıklandı. Mevsimsel faktörler ve işgünü sayısındaki farklılıklar gibi bizi ilgilendirmeyen unsurlar dışlandığında sanayi üretimi bir yıl öncesinin aynı ayına göre yüzde 7.5 oranında arttı. Bu oldukça önemli bir artış. Dikkat çeken bir başka olumlu gelişme de geride bıraktığımız yılın başlarından itibaren sanayi üretiminde artış olması.Sanayi üretimindeki hareketleri daha önce yaşadığımız iki krizle karşılaştırmak yararlı olacak. İlk grafikte 1994 krizi, ikinci grafikte ise 2001 krizi sırasında sanayi üretimindeki hareketler yer alıyor. Söz konusu sanayi üretimi verileri TÜİK'in eskiden yayınladığı endekse ait veriler. Bunlar da mevsimlik hareketlerinden ve işgünü sayısındaki değişikliklerden (yaklaşık olarak) arındırılmış olarak çizildiler. Son gra [Devamı]
    İşsiz aileye ayda 300 lira
    Fatih Özatay, Dr. 08 Şubat 2010
    Cumartesi günü Murat Yetkin'in köşesinden öğrendik: CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ilk seçim vaadini açıklamış. Bu açıklama, aynı gün Radikal'in birinci sayfasından 'işsiz aileye ayda 300 lira' başlığıyla duyuruluyordu. Yetkin, Baykal'ın ağzından ayrıntıyı şöyle veriyor: "Sosyal hizmet uzmanları saptayacak. Buna göre bir ailede kimse çalışmıyorsa ve aile en düşük gelir grubunda yaşıyorsa, ailenin reisi olarak kadına ayda 300 lira maaş verilecek. Bu ödeme aileden biri iş buluncaya kadar devam edecek." Seçim, bir siyasi parti ve vaat sözcükleri yana geldiğinde ilk bakışta yine popülist bir açılım düşüncesi insanın aklına geliyor. Öyle değil ama. 26 kasım tarihinde bu köşede TEPAV, Dünya Bankası ve UNICEF'in ortaklaşa gerçekleştirdikleri Türkiye Refah İzleme Anketi'nin bulguları yer [Devamı]
    İnsanlar hep çıkarları peşinde mi koşuyorlar?
    Fatih Özatay, Dr. 07 Şubat 2010
    Yerleşik iktisat kuramı ekonomik birimlerin kendi çıkarlarının peşinde koştukları ve karar alırken akılcı davrandıkları temel aksiyomundan yola çıkıyor. Yani, duygularına ve tutkularına göre asla davranmıyorlar. Davranışsal iktisat, psikolojiden de yararlanarak çeşitli araştırmalar yapıyor ve ekonomik birimlerin karar alma biçimlerini inceliyor. Bu alanda yapılan çalışmaların önemli bir çoğunluğu bu temel aksiyoma ters sonuçlar buluyorlar.Daha önceki bir yazımda bu deneylerden bir örnek vermiştim. Nobel ödüllü psikolog Kahneman ve iki iktisatçıdan oluşan bir grup tarafından gerçekleştirilmişti. Bu araştırma çerçevesinde bir hikaye oluşturuluyor ve deneklerin bu hikayede anlatılan koşullarda nasıl davranacakları soruluyordu. Hikaye kısaca şöyleydi: Bir bölgeye günlerce kar yağıyor [Devamı]
    ABD-Türkiye: Orta vadeli bütçe
    Fatih Özatay, Dr. 04 Şubat 2010
    ABD 'de 2010 mali yılı bütçesi pazartesi günü açıklandı. Buna göre, 2009'da GSYH'nin yüzde 10'u kadar açık veren bütçe, 2010'da biraz daha fazla açık verecek (yüzde 10.6) ama 2011'den başlayarak açığın düşmesi hedefleniyor.ABD ekonomisi uzmanları bütçe üzerinde yoğun bir tartışmaya girdiler. Bu tartışmalara başka yazılarda ara sıra değinirim. Bugün açıklanan bütçede yer alan kamu borcu ve faiz ödemeleri tahminlerini görünce aklıma ilk gelen üzerinde durmak istiyorum. 'O ilk gelen' şey Türkiye ile bir karşılaştırma yapmak oldu. Sözü fazla uzatmadan Tablo 1 ve 2'ye bakmakta yarar var.Tablo 1'de Türkiye için 2009-2012, ABD için ise 2009-2015 döneminde GSYH'ye oran olarak merkezi yönetimin borcu ve faiz ödemeleri gösteriliyor. Türkiye rakamları eylül ayında açıklanan Orta Vadeli Prog [Devamı]
    Mali kurala nasıl uyulacağı da önemli
    Fatih Özatay, Dr. 01 Şubat 2010
    Bir süredir mali kural üzerine yoğun çalışma yapılıyor bürokrasinin ilgili kurumlarında. Yoğun da tartışma var kural hakkında. Düşünülen kuralın çerçevesi ilk defa 2009'un eylül ayında açıklanan Orta Vadeli Program'da yer aldı. Perşembe günü bu köşede Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın İstanbul'da yaptığı toplantıda tekrar tartışmaya açtığı mali kurala ilişkin bazı değerlendirmeler yer aldı. Mali kurala ilişkin o yazıda yer almayan, toplantıda görüşlerimi dile getirirken belirtmeyi unuttuğum ama dikkate alınması gereken bir önemli nokta daha var.Şu: Bütçede mali kurala uygun biçimde ayarlamanın nasıl yapılacağı da önemli. Mali kural şöyle işleyecek: Çeşitli nedenlerle kamu açığı bir yıl öncesinden planlanan düzeyden saparsa, daha sonraki yıllarda bu sapmanın nasıl telafi edileceğ [Devamı]