Arşiv

  • Nisan 2024 (6)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    İhracatçıyı anlamaya çalışan bir yazı - II
    Fatih Özatay, Dr. 01 Mart 2024
    TÜİK, dün Ocak ayı dış ticaret verilerini açıkladı. Bir yıl öncesine kıyasla, ihracatımız yüzde 3,5 oranında yükselirken, ithalatımız yüzde 22 oranında azaldı. İthalatın bu kadar azalmasında altın ve enerji ithalatındaki düşüş önemli rol oynadı. Ama bunlar hariç tutulduğunda da belirgin bir düşüş var: Yüzde 6,2. Son on iki aylık ihracatımız 256,2 milyar dolar oldu, ithalatımız ise 354,4 milyar dolar. [Devamı]
    İhracatçıyı anlamaya çalışan bir yazı
    Fatih Özatay, Dr. 28 Şubat 2024
    İhracatçılar açısından Türk Lirası’nın yabancı paralar karşısında aldığı reel değer (döviz kurunun yurtdışı ve yurtiçi enflasyon farklarından arındırılmış hali) çok önemli. Kur yurtiçi enflasyonla yurtdışı enflasyon farkına kıyasla daha yüksek bir oranda artıyorsa, yurtiçinde üretilen malların yabancı para cinsinden fiyatları o denli düşük oluyor; mallarımız yabancılar açısından cazibe kazanıyor. Dolayısıyla, yerli paranın reel olarak değersiz olmasının ihracatı artırıcı etkisi, tartışılacak bir konu değil; açık. [Devamı]
    Keşke...
    Fatih Özatay, Dr. 23 Şubat 2024
    Para Politikası Kurulu (PPK) okumakta olduğunuz yazının yayımlandığı gün toplanıp kararını açıklayacak. 8 Şubat’ta kamuoyuna açıklanan yılın ilk enflasyon raporunda ve aynı günkü bilgilendirme toplantısında Başkan’ın yaptığı sunumda, enflasyonun ana eğiliminin 2024 sonu için ara hedef olarak alınan yüzde 36 ile uyumlu olduğu belirtildi. Dolayısıyla, PPK çok büyük ihtimalle politika faizini değiştirmeyecek. [Devamı]
    Para politikasının gücünü azaltmak zorunda kalmak
    Fatih Özatay, Dr. 21 Şubat 2024
    Soru şu: Her likidite artışı enflasyonist midir? Şimdi, bu soru da nereden çıktı diyebilirsiniz. Bu yazı günışığına kavuştuğunda TEPAV’ın altıncı Para Politikası Değerlendirme Notu da yayımlanmış olacak.  Notun ilk taslakları, uzun ve zevkli tartışmaların yapıldığı bir toplantıdan sonra yayınlanan biçimini alıyor. O toplantıdaki hararetli bir tartışma nedeniyle bu soruyla işe başladım. [Devamı]
    Finansmanda iyileşme
    Fatih Özatay, Dr. 16 Şubat 2024
    Uygulanmakta olan (eksik) rasyonele dönüş programının mütevazi enflasyon hedefine ulaşabilmesi için sağlaması gereken zorunlu koşulların en önemlisi, yurtdışından finansman akışının sürekli hale gelmesi koşulu. Türkiye Mayıs seçimleri öncesinde ne yazık ki ödemeler dengesi krizinin eşiğine gelmişti. Yüksek cari işlemler açığını normal yollarla finanse edemiyordu. Dış finansman kesilmişti. Seçimden sonra bu tabloda önemli bir değişiklik oldu. 2023’ün seçim sonrasını kapsayan son yedi ayında önemli bir finansman girişi gerçekleşti. Tabloda, 2022 Kasım - 2023 Mayıs dönemindeki, yani seçim öncesindeki yedi ay ile 2023 Haziran – 2023 Aralık dönemindeki, yani seçim sonrasındaki yedi ayın ödemeler dengesi verilerinin karşılaştırması yer alıyor. Net finansmanda belirgin bir artış hemen göze çarpıy [Devamı]
    İşsizlik arttı mı azaldı mı?
    Fatih Özatay, Dr. 14 Şubat 2024
    Aralık 2023 işgücü verileri açıklandı. Aylık veri çok fazla oynaklık gösteriyor. Bu nedenle (mevsim etkilerinden arındırılmış) üçer aylık ortalama değerleri ele alacağım. Önce olumlu taraftan işe başlayayım. İşsizlik oranında belirgin bir düşüş var. Trump’ın tweet mesajlarının tetiklediği ‘Rahip Brunson’ krizinde yüzde 14 (2019’un üçüncü çeyreği) ile zirveye ulaştıktan sonra neredeyse kesintisiz baş aşağıya gitti. 2023 son çeyrek ortalaması yüzde 8,8. Yeni işgücü verileri Ocak 2005’ten bu yana var. Şimdiye kadar gözlenen en düşük çeyreklik işsizlik oranı 2012’nin ikinci çeyreğinde: Yüzde 8,1. Dolayısıyla, son on dokuz yılın en düşük işsizlik oranına yaklaşmış durumdayız. [Devamı]
    Hedef açıklamama inadının rasyonel bir nedeni var mı?
    Fatih Özatay, Dr. 09 Şubat 2024
    Bugün yılın ilk enflasyon raporunu açıklayacak Merkez Bankası. Son raporda 2024 sonu için tahmin edilen enflasyon aralığı yüzde 30-42 düzeyinde. Orta noktası ise yüzde 36. İlk merak edilen, yeni raporda enflasyon tahmininin değiştirilip değiştirilmeyeceği. Bu merakın ana nedeni ise Ocak enflasyonun yüzde 6,7 gibi yüksek bir düzeyde gerçekleşmesi. Ek olarak Şubat enflasyonunun bu gelişmeden etkilenerek daha önce tahmin edilenden biraz daha yüksek çıkma olasılığından söz ediliyor. [Devamı]
    Deprem felaketi ve maliye politikası
    Fatih Özatay, Dr. 07 Şubat 2024
    Bugün 6 Şubat. Büyük deprem felaketinin üzerinden tam bir yıl geçti. Ne yazık ki canlarımızı kaybettik, çok sayıda vatandaşımız yaralandı ve çok sayıda aile parçalandı. Depremin yol açtığı maddi hasarı ortadan kaldırmak amacıyla yapılan çalışmalar ile maliye politikası arasındaki ilişkiye bakacağım. Mart 2023’te, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı depremin oluşturduğu maddi hasarın maliyetini 104 milyar dolar olarak tahmin etti. Altyapı, konut, özel işyerleri ve kamu binaları için yapılacak ve üç-dört yıllık bir süreye yayılması beklenen harcamaları kapsıyordu bu büyüklük. [Devamı]
    Enflasyonla mücadele için niyet olmayınca - II
    Fatih Özatay, Dr. 02 Şubat 2024
    Yazının başlığında yer alan ‘2’ sayısı da nereden çıktı diye sorarsanız, haksız olmazsınız. Üç hafta önce -9 Ocak’ta- yayımlanan yazımda, 1924-2024 döneminde her yıl gerçekleşen ortalama yıllık enflasyonun seyrini gösteren bir grafik vermiştim. Birinci yüzyılın ortalaması yüzde 23,6 idi. Yüksek enflasyonlu günler artık geride kaldı derken, 2017’den itibaren enflasyon yine yükselmeye başladı. Hem de ne yükseliş; 2022’de tüm yüzyılın en yüksek ikinci ortalama yıllık enflasyonu gerçekleşti. Bu gelişmeleri özetledikten sonra şu kısa soruyu sormuştum: “Neden böyle?” [Devamı]
    Enflasyonla mücadelede karşılaşılan zorluklar
    Fatih Özatay, Dr. 31 Ocak 2024
    Uygulanmakta olan ‘eksik’ ekonomi programının enflasyonla mücadele açısından karşılaştığı önemli zorluklar var. Birinci zorluk Mayıs seçimlerinden sonra döviz kurunun bu kadar sıçramasına izin verilmesinden kaynaklanıyor. İlk PPK toplantı tarihini öne çekerek -olağanüstü bir toplantı yaparak- politika faizi önden yüklemeli artırılabilirdi. Daha sonra kademeli bir artışa gidilebilirdi. Kurun bu kadar sıçramasında, programın faiz ve vergi oranları artışları dışında başka bir unsur taşımaması, kapsamlı bir programın uygulamaya sokulmaması da büyük rol oynadı. Bu eksiklikler, U-dönüş olabileceğine dair şüpheleri yaygınlaştırdı. Sonuçta, döviz kuru anlamsız bir ölçüde sıçradı. Mayıs sonunda dolar kuru 20 TL iken, Temmuz ortasında 26, Ekim ortasında ise 28 oldu. Beraberinde enflasyon da yükseldi [Devamı]