Arşiv

  • Mart 2024 (17)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)
  • Nisan 2023 (9)

    Toplumun bir kesitinin his dünyasına kısa bir bakış
    Fatih Özatay, Dr. 05 Nisan 2017
    Geçen hafta sonu ile bu haftanın başında iki önemli veri açıklandı: 2016 büyümesini ve Mart 2017 enflasyonunu öğrendik. Sonuç şöyle: 2016’da 2015’e göre büyüme oranımız yarı yarıya azalmış. Enflasyon ise yüzde 11.3’e yükselmiş durumda. Bu verilere ilişkin ayrıntılı değerlendirmeler Dünya’nın çeşitli köşelerinde ve haberlerinde yer aldı. Bu verileri değerlendirmek yerine dün yayınlanan TCMB’nin “Mart Ayı Fiyat Gelişmeleri Raporu”ndaki bir saptamaya dikkatinizi çekeyim. İkinci sayfada şöyle deniyor: “… Şubat ayında gerçekleşen geçici vergi indirimine rağmen, mobilya ve beyaz eşya fiyatlarında da artışlar gözlenmiştir. Bu dönemde giyim ve dayanıklı tüketim dışında kalan temel mallarda fiyatlar kur geçişkenliği ile kayda değer bir artış göstermiş, bu grupta yıllık enflasyon yüzde 12,19 ile end [Devamı]
    Yok artık; İspanya’dan ve Yunanistan’dan bile mi düşük?
    Fatih Özatay, Dr. 29 Mart 2017
    Haftanın sonunda 2016 yılının son çeyreğine ilişkin gayri safi yurtiçi hasılayı (GSYH) ve dolayısıyla büyüme oranını öğreneceğiz. Eskiden olsa bayağı bir merakla beklerdim açıklanacak GSYH verilerini. Oysa şimdi yerli yerine oturtamıyorum yeni büyüme oranlarını. Bu, sadece bana özgü değil. Farkındaysanız çoğu analist yorumlarında eski (GSYH) verilerini kullanıyor. Sıkça vurgulanan 2012-2016 döneminde büyüme oranındaki önemli düşüş. Oysa yeni GSYH verilerine göre böyle önemli bir düşüş yok büyüme oranında. Tek başında bu bile yeni GSYH verileri ile hesaplanan büyüme oranlarına kuşkuyla yaklaşıldığını gösteriyor.Bu durumda ekonominin içinde bulunduğu durumu sağlıklı kestirebilmek için başka verilerden medet umuyoruz. Bu verilerin başında işgücü verileri geliyor. Orada işler iyiye gitmiyor. İ [Devamı]
    Kore yarımadasında işler yolunda gitmiyor
    Güven Sak, Dr. 23 Mart 2017
    Kore yarımadasında iş bu defa ciddi duruyor doğrusu. Kuzey Kore önce nükleer bomba yapımı konusunda mesafe almış olduğunu herkese göstermişti. Şimdi ise kıtalar arası balistik füze denemeleri yapmaya başladı. Aslında Kuzey Kore’nin bugünlerde yaptıkları öyle atla deve değil doğrusu. Nükleer bombalar ve kıtalar arası balistik füzelerle ilgili teknoloji 1940ların sonundan, 1950lerden kalma. Ortada öyle “milli bomba” yaptık diye sevinecek bir şey yok. Ama seviniyorlar işte. Ne yapsınlar? Sevinecek pek bir şeyleri yok garibanların. Teknoloji eski meski ama sonuç itibariyle baktığınızda hala yeterince öldürücü ve etkili. Ortadaki korkuların kaynağı da bu. Kuzey Kore rejimine öyle silah filan emanet etmek mümkün değil sonuçta. Ben, Kore yarımadasında işlerin bu kez hakikaten yolunda gidip gitmed [Devamı]
    Otomatik katılım neden patinaj yapıyor?
    Fatih Özatay, Dr. 22 Mart 2017
    “Normal” ekonomilerde yurtiçi tasarrufu artırmak için yapılabilecek “en iyi, en doğru yapısal reformlar listesi”nin ilk sıralarında gelen “sisteme herkesin otomatik katıldığı ama her katılana sistemden çıkma (cayma) tercihinin verildiği bireysel emeklilik sistemi” reformu Türkiye’de neden patinaj yapıyor?Haber şöyle: “1 Ocak’ta bin ve daha fazla çalışanı olan işletmelerden başlayan ve 45 yaş altındaki tüm çalışanların otomatik olarak katıldığı bireysel emeklilik sisteminden cayma tercihini seçerek çıkanların oranı 1 Mart itibariyle yüzde 54’e ulaştı”.Psikoloji ve davranışsal iktisat alanındaki çalışmalar bize kişilerin kendi çıkarlarına uygun davranmayabileceklerini gösteriyor. Bu nedenle özellikle sağlık, eğitim ve emeklilik gibi alanlarda onların çıkarlarına olacak uygulamalarda “yol gös [Devamı]
    Önümüzdeki birkaç yıl büyüme ve istihdam açısından zorlanacağız
    Fatih Özatay, Dr. 15 Mart 2017
    Üç soru: Önümüzdeki birkaç yıl dışarıdan borçlanma olanaklarımız 2015-2016 dönemine kıyasla daha az mı yoksa daha fazla mı olacak? İlk soruya verilen yanıt çerçevesinde bankaların kredi açma davranışları nasıl şekillenebilir? Bu gelişmelerin büyüme ve işsizlik oranına etkileri neler olabilir? Bu sorular son yazımda yer alıyorlardı ve Ocak 2007 ile Şubat 2017 sonu arasındaki dönemde mevduat ve kredi artışlarında gözlenen şu üç özellikten kaynaklanıyorlardı:1) Bu on yılda sadece küresel finansal krizin ekonomik etkilerinin en şiddetli hissedildiği dönem olan 2009’da kredi atış oranı mevduat artış oranının altında kaldı. Zira hem bankalar frene bastılar hem kredi talebi kesildi hem de bankalar yurtdışından kaynak bulamadılar. Bu dönemde, bankalar için mevduat henüz bağlayıcı bir kısıt değildi [Devamı]
    Kredi piyasasında dikkat çeken ikinci özellik
    Fatih Özatay, Dr. 08 Mart 2017
    Kredi piyasasında ilginç gelişmeler yaşanıyor. Bu ilginçliklerden ilkine 15 Şubat tarihli yazımda yer vermiştim. Şu: Son aylarda kamu bankalarının kredi arzı özel bankaların kredi arzına kıyasla çok daha yüksek bir oranda artıyor. 2016’nın son çeyreğinden itibaren kamu bankalarının kredi artış hızı özel bankaların kredi artış hızının iki katını aştı. [Devamı]
    Yatırım yapılmadığının bir başka göstergesi
    Fatih Özatay, Dr. 01 Mart 2017
    Dün ocak ayı dış ticarete verileri açıklandı. Ayrıntıları DÜNYA’da bulabilirsiniz. Ben sadece yatırım malları ithalatı ile ilgiliyim. Zira inşaat dışı yatırım açısından Türkiye ekonomisi iyi bir performans göstermiyor. Oysa sürdürülebilir kalkınma hızımızı artırabilmemiz için inşaat dışı yatırımlar çok önemli. Sadece beton dökerek verimlilik artırılamıyor, sanayileşme sağlanamıyor çünkü. [Devamı]
    Biz bu işi neden yaptık?
    Fatih Özatay, Dr. 22 Şubat 2017
    1 Kasım 2016 tarihinde, yani bundan üç ay yirmi iki gün önce bir dolar 3 lira 10 kuruştu. Merkez Bankası’nın (TCMB) faizi ise yüzde 7.80 düzeyindeydi. Bu tarihten itibaren döviz kurunda baş döndürücü bir artış gördük: Bir ay sonra –aralık ayının başında- dolar kuru 3.45’e çıktı; farklı bir ifadeyle kur yüzde 6 arttı. Aradan bir ay daha geçti ve yeni yılın ilk iş günü bir dolar 3.54’e yükseldi. Yirmi beş gün sonra, 27 Ocak günü döviz kuru 3.88’e sıçradı. Bu yazının kaleme alındığı pazartesi günü ise bir dolar 3 lira 62 kuruşa gerilemişti (tüm bu hareketler grafikte gösteriliyor).Soru şu: Ne oldu da üç aydan biraz kısa bir sürede 3.10’dan 3.88’e sıçrayan, yani yüzde 25.2 oranında artan döviz kuru, bir aydan kısa bir sürede 3.62’ye geriledi? Soru şüphesiz çok kolay bir soru; yanıtı yeteri kad [Devamı]
    Kamu ve özel bankaların kredi arzlarında farklılık
    Fatih Özatay, Dr. 15 Şubat 2017
    Geride bıraktığımız yılın ikinci yarısında belirgin biçimde düşen iç talebi artırmak için ardı ardına kararlar alınıyor. Bu kararların bir yansıması da banka kredilerinde gözleniyor. [Devamı]
    Güdük sanayi sektörünün düşündürdükleri
    Fatih Özatay, Dr. 08 Şubat 2017
    2010-15 dönemine ait birkaç rakam vererek başlayayım: İmalat sanayinde yaratılan katma değerin gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranı yüzde 16.1. Buna karşılık, inşaat sektörü katma değerinin GSYH’ye oranı yüzde 7.2, gayrimenkul hizmetlerinde yaratılan katma değerin GSYH’ye oranı ise yüzde 8.9. Farklı bir ifadeyle, 2010-15 döneminde, Türkiye’nin GSYH’sinin yüzde 16.1’i imalat sanayinde yaratılırken, bir o kadarı da inşaat ve gayrimenkul hizmetlerinde yaratılmış (2010-15 döneminin özelliği şu: Yeni GSYH verileri hesaplanırken kullanılan yeni yöntemler ve bilgi kaynakları asıl olarak bu dönem için var. Yoksa bu dönemin bir orijinalliği yok. 2010 yerine 2002’den başlasaydım da çok değişmeyecekti bu oranlar.)İki nokta dikkat çekici. Birincisi, imalat sanayi (ya da sanayi) katma değerinin GSYH [Devamı]