Arşiv

  • Mart 2024 (12)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)
  • Nisan 2023 (9)

    Oynama alanımız var ama oynayamıyoruz
    Fatih Özatay, Dr. 26 Ekim 2016
    Kamunun borcunun milli gelire oranı hem kendi geçmişimizle hem de uluslararası karşılaştırma yapıldığında oldukça düşük düzeyde. Hazine enflasyonun çok da üzerinde bir faiz ödemeden borçlanabiliyor. Bütçe gelirleri ile karşılaştırıldığında faiz yükümlülükleri için bütçeden yapılan ödemeler oldukça düşük bir seviyede. Bütçe açığımız da kabul edilebilir düzeylerde yıllardır seyrediyor. Tüm bu olumlu olgular şu anlama geliyor. Diğer koşulların uygun olması halinde, Türkiye’nin ekonomik büyümesini artırmak amacıyla maliye politikasını bir miktar gevşetme lüksü var. Özellikle de bu gevşeme ileride Türkiye’nin üretim kapasitesini artıracak yatırımlar kanalıyla yapılırsa.Böyle baktığınızda kamu maliyesine ilişkin mevcut göstergeler aslında herhangi bir ülke için “nimet” niteliğinde. Özellikle de [Devamı]
    Müstakbel kamu borcu
    Fatih Özatay, Dr. 11 Kasım 2015
    Hem Türkiye’nin hem de bazı yükselen piyasa ekonomilerinin deneyimlerinden biliyoruz ki kamu borcu milli gelire oranla bir anda sıçrayabiliyor. Mesela Türkiye’de 2001’de böyle oldu. 2000 sonunda milli gelirin yüzde 41’i civarında olan kamu borcu birkaç hafta içinde 30 puan kadar arttı ve milli gelirin yüzde 75’ne ulaştı. Bu değerler 2001’den sonra yeniden hesaplanan milli gelir rakamlarına göre. Oysa o zaman kullanılan milli gelir hesapları dikkate alındığında daha vahim bir artış var kamu borcunda: Yüzde 54’ten yüzde 100’ün biraz üzerine.Bu sıçrayışın nedenini biliyoruz. 1990’lar boyunca kamu bankalarına, topladıkları mevduatın faizinin çok altında faizle kredi açtırıldı. Farklı bir ifadeyle, kamu bankaları zarar etmeye zorlandı. Bu zararlar ise bu bankaların sahibi olan devletin hazinesi [Devamı]