Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    'Ben esasen bu krizden pek memnunum'
    Güven Sak, Dr. 02 Mart 2010
    Geçenlerde memleketin Güneydoğu'ya düşen taraflarından gelen genç bir işadamı tam da başlıktaki gibi söyledi: "Ben" dedi, "esasen bu krizden pek memnunum." Ben öyle "Yahu bu ne diyor böyle" diye bakarken o ekledi: "Bu kriz bizi hakikaten teğet geçti." Anlatan genç ve de başarılı bir işadamıydı. Son derece samimi bir biçimde anlatıyordu. Hiç de öyle, ismi lazım değil, öfkesi ile ünlü bir siyasetçiye dert anlatıyor pozisyonda da değildi. Dolayısıyla hani öyle Nasrettin Hoca sendromundan mustarip olmasına gerek yoktu. Hatırlarsınız canım, Nasrettin Hoca sendromunu. Timur, ordusunun bakım için kendi köylerine bıraktığı fili beslemekten bıkan Akşehir halkı, Hoca'yı önlerine koyup, şikâyette bulunmak üzere Timur'un huzuruna gider. Filin yiyip içtikleri halkı canından bezdirmiştir. Fi [Devamı]
    Bütçenin saydamlığı
    Fatih Özatay, Dr. 01 Mart 2010
    Mali kural geçen hafta içinde Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın ekonomi editörleri ile yaptığı toplantıyla birlikte yeniden gündeme geldi; ekonomi sayfalarında önemli yer kapladı. Hatta büyük puntolara formüller de verildi. Bu köşede bazı yazılarda grafik ve tablo bolluğundan sıkılan okurlarım mutlaka vardır; lütfen not etsinler: Bu satırların yazarı, eğer hafızası yanıltmıyorsa onu, hiç o kadar ileri gitmedi; x, y gibi simgelerle herhangi bir formül hiç yer almadı bu köşede. Lütfen bu köşenin (geçici) sahibinin bu insaflı tavrı göz ardı edilmesin.Takdir edeceğinizi umduğum bu insaflı tavrı mali kural konusunda da sürdürmüş olmamın temel nedeni şu: Formül, mali kurala ilişkin önemli hususlar sıralandığında en başta yer almıyor. 'Daha önemli' olduklarını düşündüğüm noktaları bu k [Devamı]
    AB'nin Türkiye'yi düşünecek
    Hasan Ersel, Dr. 01 Mart 2010
    Yunanistan'ın içine sürüklendiği ekonomik kriz, Avrupa Birliği'nin en önemli gündem maddesi. Yakın gelecekte ekonomiye odaklanması beklenen AB'nin, Türkiye'nin üyeliği konusunu düşünmeye bile zaman ayıracağı kuşkulu.   Avrupa Birliği'nin (AB) görünürdeki en önemli sorunu, Yunanistan'ın içinde bulunduğu duruma çözüm bulmak. Brüksel toplantısından Yunanistan'a destek verileceği biçiminde, içeriği pek de belli olmayan, "olumlu" bir sonuç çıktı. Yunan hükümeti, bazı önlemler alacağını açıkladı. AB, Yunanistan'ın biraz daha fazla önlem alması gerektiğini söyledi. Yunan hükümeti de sokaklara taşan tepkileri gösterip daha fazla zorlanmaması gerektiğini ima etti. "Malumu ilam etmekle" yükümlü(!) olan derecelendirme kuruluşlarından birisi, dört büyük Yunan bankasının notunu, "dikkatli bir biçimde", [Devamı]
    Gelişmişlik farklılıkları coğrafyaya ve kültüre mi bağlı?
    Fatih Özatay, Dr. 28 Şubat 2010
    Ülkelerarası gelir karşılaştırmasını veren tabloyu tekrar ve de tekrar vermekten hiç bıkmamak gerekiyor. Etkileyici çünkü. 1950'lerden bu yana, bizden önceki kuşaklarla bizim kuşağın performanslarını güzel bir şekilde özetliyor. Bizden sonrakilerin farklı davranmaları gerektiğini de gösteriyor. Zira gelişmiş ülkelerin performansına kıyasla elli yıldır Türkiye'nin göreli bir iyileşme yaşamadığının altını çiziyor bu tablo. Aramızdaki gelir farklılığının ne azaldığını, ne de arttığını vurguluyor. Kısacası, yerimizde saydığımızı gösteriyor. Geçen pazar verdiğim tabloyu, yalnızca bizim beceremediğimizi beceren ülkeleri içerecek şekilde kısaltarak bir daha veriyorum. Daha önceki tabloda göreli durumları giderek kötüleşen ülkeler de yer alıyordu. O çerçevede bakınca fazla moral bozmaya [Devamı]
    Obama neden medyaya bağırmıyor
    Güven Sak, Dr. 27 Şubat 2010
    Geçen hafta olup bitenler bir ülkede mutabakat zemininin ortadan kalkmasının işleri nasıl içinden çıkılmaz hale getirdiğine delil olarak alınmalıdır. Mutabakat zemininin ortadan kalkması, herkesi birbirine kuşku ile bakmaya yöneltmekte ve de ülkede bir nevi "Kavgada yumruk sayılmaz" atmosferinin oluşmasına neden olmaktadır. Bu, kötüdür. Bu hava zehirlidir. Su getirme iddiasında olanların, testinin kırılmamasının önemini bilenlerin, icraatı kendisine dert edinmiş olanların bu ortamda mesuliyetleri azalmaz artar. Mesulün, tüm kurumları bir araya getirerek sistemin işlemesini temin etmesi gerekir. Yoksa millet zaten testiyi kıranla suyu getireni ayırt etmeyi bilir. Hep bilmiştir zaten. Bu ülkede, mevcut idare sisteminde, ortadaki mesuliyetin sahibi Sayın Başbakanımızdır. ABD'de, on [Devamı]
    Hangi AB?
    Fatih Özatay, Dr. 25 Şubat 2010
    Hangi AB'ye girmek istiyoruz? İki hatırlatma: Ekonomi alanı ile sınırlı bu yazı. İkincisi de ben AB uzmanı falan değilim. Tam tarihini hatırlamamakla birlikte, olsa olsa 2003 falan gibi ufaktan merak duymaya başlamışımdır AB konularına. O zaman bu konuda neden yazıyorsun diye sorabilirsiniz. Cahil cesareti işte.Bu cesaretle şu soruyu da sorayım: Ortada bir gariplik yok mu? Avro bölgesinde yer alan ülkeler için Avrupa Merkez Bankası tarafından tek elden yürütülen bir para politikası var. Buna karşın, her ülkenin farklı maliye politikası var; hiçbir ülke bu egemenlik hakkından vazgeçmemiş.Lisans düzeyindeki makroekonomi ve parasal iktisat derslerinde anlatılır genellikle; maliye politikasından bağımsız para politikası olmaz diye. Belirtilmek istenen şudur: Maliye politikası alıp ba [Devamı]
    Kemerleri bağlayalım, lütfen
    Güven Sak, Dr. 25 Şubat 2010
    Herkesin kendine göre bir derdi var. Ortada itişen tarafların, hele bir dinlerseniz, acayip iddiaları var. Sorarsanız hepsi de haklılar. Şehvetle anlatıyorlar kendilerinin uğradığı haksızlıkları. Halbuki ortada tam bir "Kavgada yumruk sayılmaz" atmosferi var. "Kavgada yumruk sayılmaz" atmosferinde her şey mubahtır. Marifet, memleketi öncelikle bu havaya sokmamaktır. Kurumlar arasında uyumdan mesul olanlar, taraf olunca, bu kavga kaçınılmaz. Biz bu havayı, 1980 öncesinde, bir kez solumuştuk. Hoş değildi. Ama yapacak bir şey yok. Madem atmosferi bir bütün olarak değiştirmek mümkün değil, gelin bugün önümüzdeki dönemde, iktisadi istikrar için yapılabilecek olanla ilgilenelim. Kurallı maliye politikası bahsi bugün artık dünden daha önemli hale geldi. Hem içerideki hem dışarıdaki hav [Devamı]
    İran'a ilişkin haberleri anlamak pek de kolay bir iş değil
    Hasan Ersel, Dr. 24 Şubat 2010
    İran'dan gelen haberleri anlamak için uğraşmak gerek. Örnek olarak, birbiriyle ilgisi olmayan iki haberi ele almak istiyorum. Bunlardan ilki İran'ın kendi yapımı yeni bir savaş gemisinin törenle hizmete girmesiyle ilgili. İkincisi ise Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinecad'ın tartışmalı seçimden sonraki ilk bütçesine ilişkin. 19 Şubat 2010'da yapılan bir törenle Jamaran adlı bu "yeni" gemi İran donanmasına katıldı. İran bu gemiyi dünyaya güdümlü füze "destroyeri" olarak tanıttı. Jamaran "yeni" ama 1960'ların gemi teknolojisini yansıtıyor. Çünkü, bu gemi İran donanmasında halen hizmet gören alvand tipi firkateynlere çok benziyor. Büyük Britanya yapımı olan bu gemilerin yapım çalışmalarına 1960'ta başlanmış ve 1969'da denize indirilmişlerdi. Gemi, gemilere karşı kullanılan 4 Çin yapımı C-802 ve i [Devamı]
    Mali kural neden görünenden daha farklı olmalı
    Güven Sak, Dr. 23 Şubat 2010
    Bundan birkaç yıl önceydi herhalde. O vakit, ben, "Türkiye'nin IMF'ye ihtiyacı olmayabilir. IMF'den kurtulmanın yolu, kurallı maliye politikası yolunda, hızlı adımlar atmaktır" düşüncesindeydim. Ama o vakit, daha 2008 global krizi yoktu. Biz seçim yolunda ve de 2008-2009 arasındaki gibi bütçedeki paraları çarçur etmemiştik. Hele hele şimdilerde ortada dolaşan bu PIGS meselesi hiç mi hiç yoktu. O vakit, ben bu sütunlarda konu ile ilgili pek çok yazı yazdım. TEPAV konu ile ilgili politika notları yayımladı. Geldik bugüne. Bugün isterseniz "Mali kural nasıl olmalıdır?" tartışmasına güncel bir katkı sağlayalım. Gelin bakın, bence, Hazine'nin üzerinde çalıştığı mali kural çerçevesi neden yanlıştır? Kural, neden bütçe dengesi üzerine değil de kamu harcamaları toplamı üzerine konulmalı [Devamı]
    'Derin' sorunumuz ve 2015
    Fatih Özatay, Dr. 22 Şubat 2010
    Son güzel haber Standard ve Poors'dan geldi; kredi notumuz yükseltildi. AB üyesi olan, üstelik de avro bölgesinde bulunan bazı ülkeler ciddi sorunlarla yüz yüze gelmişken Türkiye'nin bu performansı elbette sevindirici. Türkiye'ye yönelik not artırımının arkasında büyük ölçüde küresel krizde finansal sektörde sorun yaşamamamız var. Özellikle 1990'lar dikkate alındığında, istikrar açısından geldiğimiz nokta küçümsenmemeli. Küresel krize zayıf bir bankacılık sektörü, yüksek kamu borcu ve yüksek bütçe açığı ile yakalansaydık oldukça kötü günler geçireceğimiz sanırım yeteri kadar açık.Buraya kadar her şey güzel. Şimdi pişmiş aşa su katayım. Pişmiş aşa üç ölçü su koymakla yetineceğim. Birinci ölçü şu: IMF'nin ocak sonunda güncellediği verilere göre 2009'da dünya ekonomisinin yüzde 0.8 [Devamı]