Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Küresel krizde üçüncü dalgaya girdik
    Hasan Ersel, Dr. 22 Şubat 2010
    İçinde olduğumuz krizin Türkiye'yi üç dalga biçiminde etkileyeceğini düşünmek gerektiğini daha önce de birkaç kere yazmıştım. ABD ve Avrupa gibi ülkelerde yaşanan olayın etkisi ilk dalgayı oluşturuyor. İkinci dalga bizim gibi çevre ülkelerin etkilenmesinden kaynaklanan ve bizi etkileyen bir hareket. Tipik örnek Dubai krizi. Üçüncü dalga ise ülkelerin alacakları önlemler nedeniyle küresel ortamda meydana gelecek değişikliklerin Türkiye üzerindeki olası etkileri. Yunanistan olayına bu çerçeve içinde bakmak gerektiğini düşünüyorum. Böyle bakıldığında üzerinde düşünmemiz gereken asıl konu AB'nin bu olay karşısında alacağı önlemlerin Türkiye'yi nasıl etkileyeceği olması gerekmiyor mu? AB'nin Yunanistan'ı kaderiyle baş başa bırakmayacağına, "elinden gelen bir şeyleri" yapacağına ilişkin açıklama [Devamı]
    Kurumsal yapının önemi
    Fatih Özatay, Dr. 21 Şubat 2010
    Son pazar yazısı şu sorularla bitiyordu: Ülkeler arasında neden bu kadar büyük gelir farklılıkları var? Bazı ülkeler gelişmişlerle aralarındaki gelir uçurumunu hızla kapatırken, bazı ülkeler nasıl olmuş da kendilerini çok daha kötü bir duruma sokmuşlar? Türkiye nasıl olup da yerinde saymış?O yazıda iki grafik vermiştim. Sorular bu grafiklere dayanıyordu. Grafikle verdiğimi kısa bir tabloyla yeniden göstereyim; sorular daha rahat anlaşılacak. Tablo 1'de ABD'nin fert başına milli gelirine oranla çeşitli ülkelerin fert başına gelirleri veriliyor. Milli gelir verileri satın alma gücü paritesi ile düzeltildiğinden karşılaştırılabilir veriler. Grafiklerde yer almayan dört ülke daha var tabloda: Etiyopya, Mısır, Polonya ve Yunanistan.Tabloda yer alan rakamların kuru rakamların çok ötesi [Devamı]
    2154'te dünya nasıl olur? Bölüm 1: Bir Madagaskar hikâyesi
    Güven Sak, Dr. 20 Şubat 2010
    Daha Oscar ödül töreni yapılmadı. James Cameron'un "Avatar" filmi bu yıl Oscar'ı silip süpürmeye aday filmlerden biri. Tören günü ne olacağını bilmem ama filmin bugün itibariyle ne kadar para kazandığı, kitlelere ne kadar uzanabildiği ortada. Sinema bir endüstriyse, oylamayı bu endüstrinin çalışanları yapacaksa, Avatar elbette Oscar'lık olur. Film, bütün gişe başarısı hikâyelerini altüst etti. Avatar, şubat ayı itibariyle sinema gişelerinden yaklaşık 2.5 milyar Amerikan Doları topladı. Ama bugünün konusu Avatar'ın gişe performansı filan değil, hatta Avatar filmi de değil. Siz hiç düşündünüz mü? 2154 yılında dünya acaba nasıl olur? Hani Avatar'daki gibi "Pandora"yı hayal etmeyelim. Gelin dünya nasıl olur diye bir düşünelim. Merak edenleri, düşünmek isteyenleri aşağıya bekleriz e [Devamı]
    Yunanistan için IMF'siz çözüm inandırıcı mı?
    Fatih Özatay, Dr. 18 Şubat 2010
    Yunanistan AB'nin avro bölgesinde. Bu nedenle, yerine getirmesi gereken yükümlülükler AB'nin diğer üyelerine göre daha fazla. Özellikle kamu bütçesi ve kamu borcu konusunda uyması gereken sınırlamalar var. Ama sadece küresel kriz sırasında değil, öncesinde de bunlara uymadığı anlaşılıyor. Üstelik son günlerde çıkan haberlere göre, kamu borcunu ileride artırma potansiyeli taşıyan bazı yükümlülüklere de girmiş. Yunanistan'ın avro bölgesinde olması nedeniyle ortaya çıkan yükümlülükleri denetlemekle görevli olan kurumlar var AB'de. Atlamışlar...Buraya kadar bilinmedik bir şey yok. Şimdi siz kendinizi piyasalarda işlem yapanların yerine koyun. Yüklü miktarda Yunanistan tahvili tutuyorsunuz. Bu tahvillerin değerinin düşmemesi Yunanistan'ın alacağı ciddi bütçe önlemlerine bağlı. Bu önle [Devamı]
    İstanbul Sanayi Odası'nın anketine hiç baktınız mı
    Güven Sak, Dr. 18 Şubat 2010
    Türkiye ekonomisinde bir süredir ikili bir yapı gözlemleniyor. Bir yanda "tuzu kuru olan firmalar", öte yanda ise "dayanma güçleri her gün imtihana tabi tutulan şirketler" var. Bu "biri yer bir bakar" atmosferi, yakın gelecek için iyi değildir. Tedbir almak gerekir. Ayrıca İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Sayın Tanıl Küçük son derece haklıdır. Hükümetimiz, tedbir bahsinde çoktan sınıfta kalmıştır. 2008 ve 2009'dan sonra 2010 yılını da heba etmek üzeredir. Bugün isterseniz öncelikle ekonomimizdeki ikili yapıya işaret eden İSO ekonomik durum tespiti anket çalışmasına bir bakalım. Bakalım ki, zayıf bir toparlanma ışığı verdiği için analistleri sevince vuran veriler doğru bir perspektife oturtulabilsin. Merak edenleri aşağıya bekleriz efendim. Hasan Ersel Hocamız, Tuncay Bulutay [Devamı]
    Toplumsal koruma harcamalarının yetersizliği
    Hasan Ersel, Dr. 17 Şubat 2010
    İçinde bulunduğumuz krizin olumsuz etkileri giderek azalmakla birlikte, süreceğe benziyor. İyi haber veriyormuş izlenimi veren bu cümle aslında bir tehlikeye işaret ediyor. Çünkü insanlar kısa dönemde önemli olumsuz gelişmeler söz konusu olduğunda, bir süre için bunlara dayanabiliyor, özverili davranabiliyorlar. Ama süre uzayınca, bu tutumu sürdürmek zorlaşıyor. Bu durumda onlara destek verilmesi gerekiyor. Kişisel sorunlar söz konusu olduğunda bu destek, çoğu kez, tanıdıklarından gelebiliyor. Bunun için yerleşik ahlak kuralları ve gelenekler büyük ölçüde yeterli oluyor. Kamu desteğine fazla gerek olmuyor. Ancak karşılaşılan olay yaygın boyutta olunca, durum değişiyor. Hemen herkesin desteğe muhtaç olduğu bir ortam söz konusu oluyor. Önümüzdeki döneme bu gözle bakmak ve devletin bu bağlamd [Devamı]
    Bu yaşıma geldim, bu kadar düşük banka faizi görmedim
    Güven Sak, Dr. 16 Şubat 2010
    Geçenlerde "Ben sizin üç ay sonra rakamlara bakarak göreceğinizi şimdiden yaşıyorum" ekolünden biri tam da böyle diyordu: "Altmış yaşındayım. Bu yaşıma geldim, bu kadar düşük faiz görmedim. Bu ortam acaba böyle devam eder mi" diye soruyordu. Bir yanda bu, öte yanda ise bankaların bir türlü artmayan kredi portföyleri ile azalmakta olan bir istihdam patikasının yan yana olduğu bir dönemden geçiyoruz. Heyecan yaratması gereken unsurlar, kuşku ifade ediyor. İleriye doğru bakanlar, girişimciliğin giderek zorlaştığını düşünüyorlar. Geçenlerde Rusya Devlet Başkanı Medvedev'in Meclis'te yaptığı bir konuşmayı okurken, benim aklıma bu takıldı. Hiç düşündünüz mü, "Memlekette bugün eksik olan nedir" diye... En büyük eksiklik, memleketin hedefsiz kalmış olmasıdır. İleriye doğru güvenle bakam [Devamı]
    Komşuya IMF gerekiyor
    Fatih Özatay, Dr. 15 Şubat 2010
    Yurtdışında yine ilginç gelişmeler yaşanıyor. Bizim açımızdan daha önemlisi Yunanistan'da olan biten. Önce, hangi koşullar altında Yunanistan'da olan bitenin yeni bir finansal krize yol açabileceğini tartışmakta yarar var. İki temel koşul saymak mümkün. Bu koşullar birbirlerinden bağımsız değiller; biri diğerini tetikleyebilir.Birinci koşul şu: Yunanistan'ın bütçe açığını finanse etmek üzere çıkardığı tahviller, Yunanistan'ın artan kredi riski nedeniyle önemli miktarda değer yitirdiler. Dolayısıyla, bu tahvilleri tutan bankalar zarara uğradılar; varlıklarının değeri azaldı. Peki, bu ne kadar önemli?Avrupa'nın bankacılık sektörünün gelişmişlik düzeyi dikkate alındığında tek başına Yunanistan tahvillerindeki değer kaybının bu bankaları sarsması beklenmez. Ama sorun şu ki Avrupa ban [Devamı]
    Kamu harcamalarının toplumsal denetimi gerekiyor
    Hasan Ersel, Dr. 15 Şubat 2010
    Yunanistan krizinden herkesin çıkarması gereken dersler var. Bunların bir kısmı olay olduktan sonra neler yapılabileceğine ilişkin. AB bu işle meşgul görünüyor. Öte yandan, Yunanistan'ın karşılaştığı sorunu yaratan sürecin tekrar yaşanmaması için neler yapılabileceği üzerinde durmak gerektiği de anlaşılıyor. İşin özünün basit olması, bu gereksinimi azaltmıyor. Özetle Yunanistan, "ayağını yorganına göre uzatmamış". Burada kusurlu olduğu açık. Ama birisi bunu yapan herkesi, odanın bir köşesine tek ayak üzerinde durma cezasına gönderseydi, odanın kolayca çizilemeyecek bir çokgen biçiminde olması gerekirdi. ABD'ye en geniş köşe ayrılırdı, biz de bir köşede yer alırdık. Böyle söylerken, Türkiye'ye haksızlık ettiğimi düşünebilirsiniz. Bütçe açıklarımızı epeyce düşürmeyi becerdik. Bu doğru. Ama h [Devamı]
    İktisat teorisinin 'namusunu' uzun dönem kurtarıyor
    Fatih Özatay, Dr. 14 Şubat 2010
    Birkaç pazar yazısıdır insan davranışları üzerinde duruyordum. Bu yazılarda sözünü ettiğim bazı kitapların Türkçeleri çıktı. Bu kitaplardan iki tanesi (Freakonomics ve Super Freakonomics)  Levitt ve Dubner tarafından yazılmışlardı. Freaknomics Boyner yayınları tarafından 'Görünmeyen Ekonomi: Dünya Gerçekten Nasıl İşliyor?' adıyla Türkçe yayınlanmış. Bu kitaplardan 'süper' olanında ve henüz Türkçeye çevrilmeyeninde yer alan bazı deneysel iktisat bulguları insanların çıkarları çerçevesinde hareket ettikleri yolundaydı. Farklı bir ifadeyle çok eleştirilen yerleşik iktisatın temel aksiyomuna destek çıkıyordu bu bulgular.Oysa çoğu deneysel iktisat çalışmaları bunun tam tersi bir sonuca ulaşıyorlardı. Bu konuda ilginç bazı örnekler de Akerlof ve Shiller'in 'Animal Spirits' kitabında va [Devamı]