Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Kredi piyasasından çelişkili sinyaller geliyor
    Fatih Özatay, Dr. 15 Kasım 2009
    Genel kanı 2009'un son çeyreğinden itibaren artık pozitif büyüme rakamları göreceğimiz şeklindeydi. Hem sanayi üretiminde hem de milli gelirde. Bu görüşün arkasındaki temel neden şuydu: İçinde bulunduğumuz dönemin büyümesini bir yıl öncesine kıyaslayarak hesaplıyoruz. Bir yıl öncesinin aynı döneminde ekonomimiz küçüldü. Buna kıyasla içinde bulunduğumuz dönemde pozitif büyüme rakamı elde etmek kolay çünkü. İkinci bir neden de şu: Gelişmiş ekonomilerin yılın ikinci yarısından itibaren yavaş da olsa toparlanmaları öngörülüyordu. Bu durumda bizden satın aldıkları mal miktarının artması beklenirdi. [Devamı]
    Tayvan da yabancı kaynak girişini zorlaştırma kararı aldı
    Güven Sak, Dr. 14 Kasım 2009
    Şimdi ne yapacağız? "İlki kendi başına öylesine bir hadisedir, ikincisi olsa olsa rastlantıdır, üçüncüsü de olursa ortada bir eğilim vardır" (One is a blip, second is a coincidence, third is a trend) prensibi uyarınca ne olup bittiği hakkında hüküm vermek için benzer bir üçüncü hadiseyi mi bekleyeceğiz? Yoksa ortadaki süreci ciddiye almaya başlayacak mıyız? Sermaye kontrolleri dün kötüydü. Ama bakın bu günlerde göze hiç de kötü görünmüyor. Küresel sistemimizin bekçisi IMF'den hâlâ bir kınama mesajı gelmediğinin fakında mısınız? Herhalde onlar da düşünüyorlar daha. Ne oluyor? Neden böyle oluyor? Bu eylemlerin ardındaki mesaj nedir? Merak edenleri aşağıya bekleriz efendim. Tayvan, 10 Kasım günü, vadeli mevduata park eden yabancı kaynaklı fonlara engel getirdi. Bugüne kadar, yaban [Devamı]
    Ödemeler dengesinin finansman hesapları neler anlatıyor?
    Hasan Ersel, Dr. 13 Kasım 2009
    Merkez Bankası bu yılın ocak-eylül döneminde cari açığımızın 8.64 milyar dolar olduğunu açıkladı. Bu rakam 2008'in aynı dönemindeki cari açığımızın sadece yüzde 24,1'i. İyi haber diyebiliriz. Ama bunun temel nedeni de dünyada ve Türkiye'deki gelir düşüşünün dış ticareti olumsuz yönde etkilemesi. Türkiye'nin ihracat gelirleri bu dönemde yüzde 29,7, ithalat harcamaları ise yüzde 39 düşmüş. Bu hem dış ticarete konu olan malların fiyatlarında hem de miktarlarındaki düşüşlerden kaynaklanmış. Ham petrol buna örnek olarak verilebilir. DPT 2009'un ilk altı ayı için ham petrol ithalatına ilişkin verileri yayımladı. Ham petrol ithalatına bu yılın ilk yarısında 2.7 milyar dolar ödemişiz. Bu 2008'in ilk yarısında yaptığımız ödemenin yüzde 69 altında. Oysa ithal ettiğimiz ham petrol miktarındaki düşüş [Devamı]
    Beklenen iyileşme gecikiyor mu?
    Fatih Özatay, Dr. 12 Kasım 2009
    Son iki gün içinde üretime yönelik iki önemli veri açıklandı: Eylül ayı sanayi üretim endeksi ve ekim ayı kapasite kullanım oranı. Bu iki seri genellikle birlikte hareket ediyorlar. 'Genellikle' diyorum; çünkü kapasite kullanım oranını ölçmek daha zor. Bu, özellikle bazı sektörler için geçerli. Ayrıca, hemen her sektörde aynı tesiste çok çeşitli sayıda mal üreten fabrikalar için de geçerli. [Devamı]
    Yoksa Tayyip Bey o kadar da haksız değil mi?
    Güven Sak, Dr. 10 Kasım 2009
    Bugünlerde Asya ekonomilerine bakıyor musunuz? Gayet iyi bir performans sergiliyorlar. Asya ekonomileri, ihracatın önemli olduğu ekonomiler. İşe bakın ki dünya ticareti öyle parmak ısırtacak bir düzelme eğilimi içinde görünmüyor. Bu durumda, Asya ekonomilerinin sergilediği performans iyi olunca, insan haliyle "Ne oluyor?" diye merak ediyor. Orada olup da burada olmayan ne olabilir? Yoksa orada şirketlerin zulaları buradakilerden daha mı geniştir? Sahi, Sayın Başbakanımızın aklımıza koyduğu şu şirketlerin zulaları muhabbeti ne anlama gelmektedir? Yoksa Tayyip Bey o kadar da haksız değil midir? Acaba şirketlerimizin zulaları ne âlemdedir? Soruları arka arkaya sorunca bakın nereye gidiyoruz? Merak edenleri aşağıya bekleriz, efendim. Asya ekonomileri toparlanma sürecinde başarılı [Devamı]
    Çok etkilendik; çünkü...
    Fatih Özatay, Dr. 09 Kasım 2009
    Tarihsel ortalama büyüme hızı ile karşılaştırıldığında 2009 yılında Türkiye kendisiyle aynı grupta yer alan ülkeler arasında en kötü performansı gösteren ülkeler arasında geliyor. Mesela, G20 grubunda yer alan gelişmekte olan ülkeler arasında, bu gösterge açısından Meksika'dan sonra ikinci kötü performansa sahibiz. 2009'da büyüme hızının Meksika'da 9.8 puan, Türkiye'de ise 9.5 puan tarihsel ortalama büyüme hızının altında kalması bekleniyor. Merkezi ve Doğu Avrupa ülkeleri içindeki büyük ekonomiler dikkate alındığında da benzer bir durum ortaya çıkıyor. Üstelik, bu gruplardaki diğer ülkelerin ezici bir çoğunluğunda bu oran 5 puanın altında. 2001 krizinden sonra istikrarı sağlamak yolunda attığımız bunca adıma karşın neden bu kadar olumsuz bir sonuç ortaya çıktı?    Bu sorunun b [Devamı]
    Bankaların klasik ve spekülatif faaliyetleri birbirinden ayrılmalı
    Hasan Ersel, Dr. 09 Kasım 2009
    Bankaların klasik faaliyetleri olan mevduat toplama ve kredi dağıtma işlemleri için mevduat güvencesi sağlanması doğal. Ancak daha fazla kâr için yapılan spekülatif faaliyetler için güvence verilmemeli.   Yaşamakta olduğumuz mali krizin nedenleri ve bir daha olmaması için neler yapılması gerektiği konusunda araştırmalar, öneriler ortaya çıkmaya başladı. Bundan beş yıl öncesinin dokunulmazları artık sorgulanıyor. Örneğin sermaye yeterlik oranı. Bankaların "yeterli sermaye" ile donatılması durumunda, mali sistemin çok daha istikrarlı ve güvenli olacağına inanılıyordu. Bu görüşte doğruluk payı olduğuna kuşku yok. Ancak, her kural gibi bunun da aksamasına yol açan davranışlar ya da koşullar vardı. Ne yazık ki, bunlar sıradışı olmayıp, günlük yaşamda sıkça karşılaşılan türdendi. Yaşadığımız kri [Devamı]
    Neden bu kadar çok etkilendik?
    Fatih Özatay, Dr. 08 Kasım 2009
    Tablo 1'de bazı ülkelerin 2009 yılı tahmini büyüme hızlarının, son kırk yıldaki ortalama büyüme hızlarına kıyasla ne kadar düşük olduğu gösteriliyor. Ülkeler rastgele seçilmiş değil; ilk grupta yer alanlar G20 içinde gelişmiş ülkeler dışında kalanlar. Ek olarak Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerinden üç büyük ekonomiye ilişkin değerler veriliyor. Son satırda ise bu rakamların basit ortalaması gösteriliyor. 2009 büyüme tahminleri IMF'nin 'Dünyanın Ekonomik Görünümü' raporundan alınma. [Devamı]
    Koca koca şehirleri neden öyle bırakıp gidiverirler?
    Güven Sak, Dr. 07 Kasım 2009
    Haber, geçenlerde Radikal gazetesindeydi. Başlık şöyleydi: "Eski Mısır kadar gelişmiş bir uygarlıktı, 3600 yıl önce yok oldular". Bundan sonra Güney Amerika'nın en eski uygarlığının merkezi olan Caral-Supe medeniyetinin kaderi anlatılıyordu. Caral-Supe, 5000 yıl öncesine aitti, Eski Mısır'la yaşıttı. Bu hesaba göre dünyanın ilk küçülen kenti mi oluyor acaba? Aynı 1950 yılından beri Amerika'nın Detroit kentinin yarı yarıya küçülmüş olduğu gibi. Hiç düşündünüz mü? Koca koca şehirleri neden öyle bırakıp gidiverirler? Mesele galiba iklim değişikliği ile yakından alakalı. Müsaadenizle bugün önce hızla bir Teotihuacan kentinin akıbetine bakalım. Sonra da konuyu iklim değişikliği ve çevreye bir bağlayalım. Ben, Caral-Supe'yi görmedim. Ama bakınız bundan birkaç yıl önce Mexico City yak [Devamı]
    Bankacılık gerekli ama ya bankalar?
    Hasan Ersel, Dr. 06 Kasım 2009
    Bankacılık faaliyetlerinin olmadığı çağdaş bir piyasa ekonomisi düşünmek olanaklı değil. Şöyle günlük yaşamımızda bankacılık faaliyetlerinin, doğrudan ya da dolaylı olarak bizi nerelerde nasıl etkilediğini bir an düşünürsek, bu sonucun doğruluğunu kolayca görürüz. Peki ya bankalar gerekli mi? İlk bakışta bu soru garip gelebilir. "Bankacılık gerekli ise bankalar tabiatıyla gerekli olacaktır" diye düşünmek olanaklı. Ancak banka, bankacılık faaliyetlerini yürütmenin bir yolu, tek yolu değil. Nitekim bankacılık tarihi 5000 yıl öncesine, Babil'e kadar uzanırken bugün anladığımız biçimiyle bankanın ortaya çıkışı 1401 yılında Barselona Bankası'nın kurulması ile olmuştur. O halde bankacılık ile bankayı ayırt etmekte sakınca yok. Bankacılık denildiğine, mali kesim içinde düşünülebilecek farklı pek [Devamı]