Arşiv

  • Mart 2024 (17)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)
  • Nisan 2023 (9)

    İki Bulvarın Hikayesi – İki Fotoğraf Arasındaki Yedi Farkı Bulun!

    16 Ocak 2013 - Okunma Sayısı: 5728

    alifoto1.520px

    ali2.520px

    Kaynak: Trekearth.com

     

    Yukarıdaki iki fotoğraf, Almanya ve Türkiye’nin başkentlerindeki iki önemli bulvardan çekilmiştir. İlk fotoğraf, Berlin’in merkezinden geçen Kurfüstrendamm, ikinci fotoğraf ise Ankara’nın merkezinden geçen Atatürk Bulvarı'nı gösteriyor. Bu fotoğrafları yorumlamadan önce, her iki şehirde de onlarca bulvar varken neden bu ikisinin karşılaştırmak için en uygun olduklarına değinelim.

    Tarihsel olarak, iki bulvar da siyasi liderleri şehir dışındaki konutlarından şehir merkezindeki idari mekanlarına bağlamak için yapılmış. Kurfüstendamm, imparatorları şehir dışındaki şatolarından şehir merkezindeki ana şato olan Stadtschloss’a ve parlamento binasına bağlayan yolun merkezi bir parçası iken Atatürk Bulvarı, Çankaya Köşkü'nü Ulus’taki 2. TBMM binasına bağlamakta. Her iki bulvarın da etrafı yabancı temsilcilikler, anıtsal yapılar ve yeşil alanlarla çevrili olup, her iki yol da şehrin ekonomik ve sosyal hayatının önemli birer parçasıdır. Mimari açıdan her iki yolda da eski ve modern yapılar iç içe geçmiştir. İşin ilginci, Atatürk Bulvarı'nın planını Hermann Jansen adında Alman bir şehir planlamacısı yapmıştır.

    Her ne kadar bugünkü görünümleri oldukça farklı da olsa, bu iki bulvar çok değil, 10-15 sene önce birbirlerine benziyorlardı. Berlin’de bulvarın ortasındaki yeşil alan o zamanlar araç trafiğine açık iken Ankara’da daha alt geçitler yapılmamıştı. Her iki bulvar da gidiş geliş 6 şeritti ve günün her saati trafik yoğunluğuna sahne oluyordu. İki tarafta da geniş kaldırımları dolduran yayalar trafik gürültüsü ve kirliliği ile mücadele etmek durumundaydı.

    Zamanında birbirine bu kadar benzeyen bu iki bulvarın bugünkü durumları daha farklı olamazdı. Kurfüstendamm, geçtiğimiz sene orta bölümü tamamen araç trafiğine kapatılıp yeşil alan yapılmak suretiyle baştan aşağı yenilenerek daha yaya ve bisiklet dostu bir hale getirildi. Berlin halkı, yoğun araç trafiğini veya yolun önemli bir aks oluşunu bahane ederek bu projeye karşı çıkmadı, aksine geniş destek verdi. Zaten bu bölgede işi olanlar için yolun tam altından geçen 100 yıllık bir metro hattı da mevcut.

    Atatürk Bulvarında ise 2000’li yıllarda önce Akay, sonra da Kuğulu kavşakları inşa edildi. Bu amaçla kimi yerlerde kaldırımlar yürünemeyecek kadar daraltıldı. İşin ilginç tarafı, trafiği rahatlatmak üzere yapılmış olan bu değişikliklere rağmen bugün bu hatta trafiğin hiç olmadığı kadar yoğun olmasıdır. Buna ilaveten bu kavşakların inşası çeşitli protestolara neden olmuş olup, haklarında -sonradan gelen- yürütmeyi durdurma iptal kararları vardır.

    Eskiden çok orta yönü olan bu bulvarların bugünkü fotoğrafları karşılaştırdığımızda bir tarafta geniş kaldırımlar, bisiklet yolları,  toplu taşıma şeritleri, birer şeritlik özel araç yolu ve hepsinin ortasında geniş bir yaya bölgesi varken; diğer tarafta daracık kaldırımlar, işaretlemesi olmadığından bir mi yoksa iki şerit mi olduğu belli olmayan bir yan yol ve ortadan geçen koca bir battı-çıktı bulunmaktadır. Bir tarafın sahibi yayalar, diğer tarafın hakimi arabalardır.

    Yüksek kentleşme oranına sahip bir ülke olarak ekonomimizin geleceği ile şehirlerimizin geleceğini birbirlerinden ayırmak imkansız. Ekonomik ve toplumsal hedeflerimizi tutturmak istiyorsak, şehirleşme açısından yanlış yolda gittiğimizi fark etmemiz gerekiyor. Yukarıdaki iki bulvara baktığınızda; hangisinde değerli enerji kaynakları ulaşımda daha verimli kullanılmakta, hangisinde dükkan açmak daha mantıklı, hangisi arabası olmayan bir kadının işe gitmesi açısından daha kolay ve hangisinde üç çocuklu bir aile bebek arabaları ile rahat ve güvenli bir biçimde dolaşıp biraz hava alabilir? Peki, hangisinde yaşamak isterdiniz?

    Önümüzdeki yıllarda şehirlerimizin çehresini değiştirecek olan kentsel dönüşüm projesini bir de bu açılardan ele almakta fayda var.


    * Ali Sökmen, Ekonomi Çalışmaları, Araştırmacı

    Etiketler: Çevre, Kentleşme,
    Yazdır