Arşiv

  • Nisan 2024 (10)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    James Taggart’ın bir ülkenin ekonomi politikasını yönlendirdiğini düşünebiliyor musunuz?

    Güven Sak, Dr.27 Mart 2015 - Okunma Sayısı: 1536

    Geçen hafta “Ülke şirket gibi yönetilebilir mi?” diye sormuştum. Tayyip Bey’in ortaya attığı meselenin iktisat açısından son derece ilginç bir tartışma olduğunun altını özellikle çizmiştim. Yazının sonuna doğru “Ayn Rand’ın Atlas Shrugged’ındaki iş adamlarının devlet yönettiğini düşünebiliyor musunuz?” diye de sormuştum. Hatta yazıyı Twitter’dan paylaşırken başlığı tam da böyle değiştirmiştim. Sonra Twitter’dan bir mesaj aldım. Buna göre, “Ayn Rand’ın cengaver kapitalistlerinin bu yazıyla ne alakası olabilirdi?” Ben çok alakalı olduğu kanaatindeyim. Gelin bir daha anlatayım.

    James Taggart’ı hatırlıyor musunuz? Benim Atlas Shrugged’dan aklımda işadamı profili olarak James Taggart ve Orren Boyle kaldı doğrusu. Bir de Ayn Rand’ın kafasının pek karışık olduğuna dair güçlü bir kanaat edinmiştim. O kanaati hala da koruyorum. Ben neden kapitalist deyince öyle idealist cengaverleri filan değil de Washington’da iş bağlamaya çalışan, şirketimi nasıl ayakta tutarım diye en kolay yolu seçenleri hatırlıyorum? Çünkü iş adamı su gibi olur. Kolaylık neredeyse oraya doğru gider, zorluktan uzak durur.

    Böyle bakarsanız, sattığınız malın fiyatı çok düşmüş ama hammadde ve işçilik maliyeti düşmemişse ne yaparsanız? Herhalde ilk anda ben şimdi bir inovasyon yapayım da malı üretmenin maliyetini azaltayım, ne bileyim, şöyle bir verimliliğimi artırayım diye düşünmezsiniz. Ben size söyleyeyim: Bir kapitalistin aklına önce yenilik yapmak gelmez. İşlerin hiç değişmeden kalması ilk ve temel istektir. Aman bir maraza çıkmasın, mevcut dengeler hiç değişmesin. Ne olsun? Sattığınız malı satamıyorsanız, fiyatı durmadan düşüyorsa maliyeti azaltacak bir tedbir düşünürsünüz. Devlet size ucuz hammadde sağlayabilirse pek güzel olur. Hele yeniliği siz değil de başkası yapıyorsa o yenilik yasaklansın bile istersiniz. Sistemimizin temeli, canlılığın kaynağı işte buralardadır ve bu olup bitende hiç bir gariplik yoktur. Olan normal olduğu için devletle iş yapmanın, kamuda karar almanın binbir türlü düzenlemesi vardır. Devlet tam da bu nedenle yavaş işler, herkes birbirini tam da bu nedenle kontrol eder. Onun için kural hakimiyeti ve hukukun üstünlüğü olmadan kapitalizm olmaz. Orren Boyle ve James Taggart fırsat vermez.

    Peki, James Taggart ve arkadaşlarının aklına neden doğrudan kendi şirketlerini ilgilendiren bir kaç tedbirden başka bir şey gelmemektedir? Sattığınız malın fiyatı çok düşmüşse ne yapmak gerekir? Ya o maldan daha az üretilmesi için sizinki dışında bir kaç tesisi kapatmak ya da maliyeti indirecek zorlama bir tedbir gerekir. Neden? Tek bir fabrikadan, tek bir işletmeden bakınca dünya öyle görünmektedir de ondan. Başarılı bir işadamı ile bir iktisatçı arasındaki fark, perspektif farkıdır. Eflatun’un mağarasından beri bildiğimiz perspektif problemi. Ben tam da bu nedenle Çinlilerin “Dağa tırmandıkça perspektif değişir” sözünü severim. Olaylara en tepeden baktığınızda dengenin tamamını, resmin bütününü görürsünüz. Bunu iktisatçı iyidir, işadamı kötüdür diye söylemiyorum. Hadiseye bakıştaki farkı anlatmaya çalışıyorum.

    Böyle baktığımda, ben doğrusu ya, ülkenin ekonomi politikasının, James Taggart’ın Taggart International’ı yönettiği gibi yönetilmememesi gerektiği kanaatindeyim. Onu bir kere daha söylemek istedim. Neden?

    Tek bir şirket için doğru olanın ekonominin tamamı için doğru olması gerekmez. Kapitalizm doğrudan kapitalistlere bırakılamaz. Bırakılsaydı dünya yaşanmaz olurdu doğrusu. Kapitalizmin dinamizmini sağlayan ve onu yaşatan soldan gelen eleştiridir. Eleştiri olmazsa sistem olmaz.

    Geçen hafta kaldığım yerde yine kaldım. Peki, Tayyip Bey’in aklındaki, idarenin daha etkin çalışması anlamında devleti şirket gibi yönetmek midir? Geçen hafta 91 yaşında kaybettiğimiz Singapur’un bir nevi Atatürk’ü olan Lee Kuan Yew modelini bu aralar tekrarlayabilmek mümkün müdür? Singapur, şirket gibi yönetilen devlete örnek olarak alınabilir mi?

    Olabilir ama unutmayın, Lee Kuan Yew Singapur’u tam 31 yıl başbakan olarak yönetti. Cumhurbaşkanı hep farklı biriydi. Söz bir dahaki sefer yazacağım.

    Bu köşe yazısı 27.03.2015 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır