Arşiv

  • Mart 2024 (18)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)
  • Nisan 2023 (9)

    Yeniden çapa arayışı

    Fatih Özatay, Dr.26 Ağustos 2015 - Okunma Sayısı: 2108

    Bugün biraz para politikası üzerinde durmak istiyorum. Döviz kuru alıp başını göğe doğru yolculuğa başladığından beri gözler Merkez Bankası’na (MB) çevrilmiş vaziyette çünkü. Ama önce biraz geçmişe, on üç yıl öncesine gideceğim.

    2002’de zamanın Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’in hastalığı ile başlayan süreçte yurtiçi finansal piyasalar karışmıştı. Koalisyon hükümetinin akıbeti ne olacaktı? O hükümetin başarıyla uyguladığı istikrar programı sürecek miydi? Arkasından erken seçim kararı geldi. Sorular azalacağına çoğaldı; belirsizlik arttı. O ortamda ben de MB yönetimindeydim. Piyasada faizler ve döviz kuru belirgin biçimde arttı ama bir şey yapmadık; politika faizini ve faiz koridorunu değiştirmedik.

    Temel nedeni şuydu: 2001 Mayıs’ından beri uygulanan istikrar ve yapısal dönüşüm programı meyvelerini vermeye çoktan başlamıştı. Bankacılık sektörünü ayağa kaldırmak üzere bir dizi önlem hayata geçirilmişti. Maliye politikası hedeflenen istikamette başarıyla gidiyordu. MB tekrar kredibilite kazanmaya başlamıştı; zira faiz politikasını piyasalara nihayet anlatabilmiş ve sonuç almaya başlamıştı. Artık hemen her yorumcu, MB’nin, sadece enflasyonun ileride izleyeceği yol hakkındaki tahmini ile enflasyon hedefi arasındaki ilişkiye bakarak faiz kararı aldığına ikna olmuştu. Kısacası, ortada çok kuvvetli bir ‘çapa’ vardı. Bu çapa uygulanan güçlü ekonomi programıydı. Zaten sonuçları da elle tutulur, gözle görünür olmuştu: Hem faiz hem enflasyon hem de Türkiye’nin risk primi düşüyordu. Büyüme de hızlanmaya başlamıştı.

    Patlak veren siyasi belirsizlik nedeniyle oluşan faiz ve kur artışını şöyle yorumladık: 1) Seçim sonrası kurulacak yeni hükümet aynı politikaya dönerse, kuvvetli çapa tekrar gücünü gösterir. Kaçınılmaz olarak kur ve piyasa faizi önce siyasi kriz öncesindeki düzeylerine geri dönerler, daha sonra lira değerlenmeye başlar ve piyasa faizi düşer. Bu olasılık altında faiz artışına gitmeye gerek yoktur. Aksine, belirttiğim koşullar oluştuğunda (ileride) politika faizini indirmek gerekir. 2) Yeni kurulacak hükümet istikrar programından vazgeçerse o zaman zaten ‘geçmiş olsun’; bu yeni bir dünya anlamına gelir. Siyasi kriz ortadan kalkmış olsa bile bu sefer ekonomik kriz olur. İleride öyle bir ortam olacak diye şimdiden faiz artırmak saçma olur. Kaldı ki o zaman geldiğinde faiz artırmanın da bir anlamı kalmaz.

    Kabaca o dönemde faiz MB’nin faiz artırmamasının temel nedenleri buydu. Peki, içinde bulunduğumuz dönem yukarıda anlattığım çerçeveye uyuyor mu?

    Koalisyon hükümeti kurulabilecekken kurulmuyor; yeni seçime gidiliyor. Siyasi analistlere göre yeni seçimden de kuvvetle muhtemel aynı sonuç çıkacak. Sonra ne olacak? Güney sınırımızda korkunç bir savaş var. Uluslararası piyasalar karışık. Terör yeniden başını kaldırdı. Bu çerçevede, şimdiki biraz daha şiddetli olmakla birlikte 2002’deki gibi yine büyük bir siyasi belirsizlik var. Bu anlamda her iki dönem arasında bir benzerlik var gibi.

    Oysa temel bir farklılık mevcut: Ekonomi uzun bir süredir bir o yana bir bu yana salınıp duruyor. Enflasyon yüzde 8 dolaylarında seyrediyor. Büyüme son üç yıldır yüzde 3 düzeyinde çakılmış kalmış. Özel sektör yatırım yapmıyor. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları düşüyor. Demokrasi giderek yara alıyor, hukuk sistemi bizzat yönetenler tarafından eleştirilecek durumda. Ekonomi politikası olarak sadece tüketici kredilerinin artış hızını kısıtlayan (doğru) karar var. Bir de belki düşen özel tasarruflarına biraz olsun çare olabilir diye özel emeklilik fonları kurulmuş. MB kredibilitesi ise (haklı ya da haksız) azalmış. Açıkladığı enflasyon hedeflerine güven kalmamış. Kısacası, şimdi, o zamanki gibi güçlü bir çapa yok.

    Bir çapaya ihtiyaç var. MB izleyeceği farklı bir para politikası ile bu çapayı atabilir mi? Tek başına kuvvetli bir çapa olamaz elbette para politikası. Sonuçta faizi artırarak siyasi belirsizliği ortadan kaldıracak değil MB. Ama hiç yoktan iyidir; birilerinin geminin kayalara çarpmasını önlemeye çalıştığını göstermesi gerekir. Çarpmayı engelleyemese de, şiddetini azaltabilir. Bu da bir şeydir.

    Bu köşe yazısı 26.08.2015 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır