Arşiv

  • Nisan 2024 (6)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Yeni bir enflasyon platosu

    Fatih Özatay, Dr.07 Mart 2018 - Okunma Sayısı: 1900

    Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre plato (yayla) üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü parçasına deniliyor. Bu yazı açısından bu tanımda iki unsur önemli: “Deniz yüzeyinden yüksek” olması ve “üzerinde düzlüklerin belirgin” olarak bulunması.

    Pazartesi günü şubat ayı enflasyon gelişmeleri açıklandı. Yıllık enflasyonun yüzde 10.3 olduğunu öğrendik. Şubat 2017’den bu yana, bir ay haricinde hiç tek haneli değerlere düşmedi enflasyon. Önümüzdeki dönem için en iyimser tahminler enflasyonun yılsonunda yüzde 10’un “biraz” altında kalacağı şeklinde. Bu tahminlerin temelinde ise önümüzdeki dönemde döviz kurunda kayda değer bir artış olmayacağı varsayımı var. Oysa böyle bir risk olduğu biliniyor.

    2017 başından bu yana ortalama enflasyon yüzde 11 oldu. Enflasyon, bundan sonra iyimser tahminlere uygun bir hareket gösterse bile, 2017-2018 ortalaması yüzde 10 ile yüzde 11 arasında kalacak; muhtemelen her ikisine de eşit mesafede olacak. Oysa 2013- 2016 dönemindeki ortalama enflasyon yüzde 7.9 düzeyindeydi.

    Genel kabul gören yaklaşıma göre enflasyonun yüzde 2 düzeyinde seyretmesi fiyat istikrarına işaret eder. Bu çerçevede, enflasyon açısından yüzde 2’nin “deniz yüzeyi”ni temsil ettiğini söyleyebiliriz.



    Grafikte 2013’ten bu yana yıllık tüketici enflasyonunun seyri gösteriliyor. İlk yatay çizgi 2013-2016 dönemindeki ortalamayı ifade ediyor. Dikkat ederseniz, 2013-2016 arasında enflasyonun hareketi TDK tanımındaki platoya uyuyor. Deniz yüzeyinden (yüzde 2) yüksek (yüzde 7.9) ve üzerinde önemli düzlükler var (ortalama etrafında fazla oynamıyor). Grafikte bir yatay çizgi daha var. Ocak 2017 - Şubat 2018 arasındaki ortalama enflasyonu temsil ediyor. İlkinden daha yüksekte yer alan bu çizgiye bakınca akla düşen ve asıl önemli olan soru şu: 2017 başından bu yana gerçekleşen yüzde 11’lik ortalama (tahminlerin iyimser olanları alındığı takdirde bile 2018 sonuna kadarlık dönemde yüzde 10.5 civarında kalacak ortalama) yeni bir enflasyon platosunu mu temsil etmektedir?

    Türkiye’nin 1980’lerin ikinci yarısı ile 2001 arasındaki dönemde yaşadıkları dikkate alındığında, platoların tek başlarına coğrafyayı kaplamadıklarını biliyoruz. Bir öncekinden daha yüksek yeni enflasyon platoları oluşabiliyor. Tam, “canım ne var işte sonuçta enflasyon uzun süredir pek oynamıyor” derken bir bakıyorsunuz ekonomi bir takım şoklarla karşılaşıyor ve hop kendinizi bir üst platoda buluyorsunuz. Tam ona alışırken daha yüksek bir yenisi karşınıza çıkabiliyor. Dolayısıyla, daha önemli sorular şunlar: Oluşmuşsa eğer yeni enflasyon platosu geçici midir? Önlem alınmazsa bizi daha yüksek platolar beklemekte midir?

     

    Bu köşe yazısı 07.03.2018 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.

    Yazdır