Arşiv

  • Nisan 2024 (5)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    İHA ve SİHA’ların ‘oyunun kurallarını değiştirme’ gücü

    Nihat Ali Özcan, Dr.01 Haziran 2018 - Okunma Sayısı: 1334

    Türkiye, terörle mücadele de yoğun şekilde teknoloji kullanıyor. Teknoloji, sadece teröristler için değil terörle mücadelede de stratejik önemi haiz bir araç. Teröristlerin eylemlerini kolaylaştırıp, etkisini artırırken onlara büyük avantaj sağlıyor. Teknoloji terörle mücadele eden devletlere de benzer avantajlar sağlıyor. Bu yüzden teknolojinin doğru, zamanında ve etkin kullanılması, teröristin taktik avantajlarını, üstünlüğünü ortadan kaldırırken stratejilerini de bozabilir.

    PKK gibi hibrit terör eylemleri yapan teröristlere avantaj sağlayan koşulların başında arazi, hava şartları ve sivillerin arasında kendine yer bulmak gelir. Yine terör eylemlerinin etkinliği, sıklığı, “sürpriz” yapabilecek koşulların varlığına bağlıdır. Nitekim teröristler için sürpriz, kısa süreliğine, beklenmedik yer ve zamanda üstünlük sağlamaktan geçer.

    Bunun için hareketli olmaları, inisiyatifi elde tutmaları gerekir. Eğer, teröristler yeterince hareketli olamazlarsa kolaylıkla açığa çıkarlar, hedef olurlar. Sürekli izlenip, baskıya maruz kaldıklarında ise savunmacı bir tutum geliştirerek içlerine kapanırlar.

    Türkiye, her geçen gün terörle mücadelede daha fazla İHA (insansız hava aracı) ve SİHA (silahlı insansız hava aracı) kullanıyor. 1990’ların başından beri kullanılan bu teknoloji tamamen yurt dışından tedarik ediliyordu. İyi haber, Türkiye bunları kendi imkânlarıyla üretebiliyor. Her iki aracın yaygın kullanımı, teröristlerin faaliyetlerini taktik düzeyde sınırlandırırken, orta vadede de örgüt içi krize yol açacak demektir.

    İHA ve SİHA’lar, gece karanlığını, kötü hava koşullarını teröristler için avantaj olmaktan çıkarmaktadır. Teröristler “sürpriz” yapma yeteneklerini kaybetmekteler. Dahası, İHA ve SİHA’larla elde edilen bilgiler, artan vuruş yetenekleri, güvenlik güçlerinin sınır ötesi önleyici ve eylem sonrası cezalandırıcı yeteneklerini artırmış durumda. Bu, örgüt üzerinde ciddi ölçekte psikolojik baskı anlamına gelmektedir.

    Nitekim PKK, son yıllarda, sayıları yüzlerle ifade edilen orta ve alt düzey lider kadrosunu kaybetmiş durumda. Bir terör örgütünü iki önemli bileşeni söz konusudur. Bunlar militan ve lojistiktir. Eğer terör örgütü, bu seviyede lider kadroyu kaybetmeye başlamış ve zamanında da yerine koyamıyorsa bunun bir adım ötesi, örgüt içi kriz demektir.

    Terörle mücadelede teknolojiyi, tetiklediği değişimi, hızlı biçimde akılla birleştirmeyi becerebilen taraf bir adım öne geçecek demektir. Dolayısıyla, teknoloji, “akılların yarışında” akıllı olan tarafa kapasite geliştirme imkânı sunar. Ancak bu, terörle mücadelede de teknolojinin her şey olduğu anlamına gelmez. Teknoloji tek başına ne teröristlere ne de onunla mücadele edenlere “zaferi” garanti etmez. Sadece, teröristle mücadelede taktik avantaj sağlar. Bunun politik düzeye çıkarılması, hedeflere, uygun stratejinin varlığına, bütüncül ve akılcı yaklaşımlara bağlıdır.

    Bu köşe yazısı 01.06.2018 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır