Arşiv

  • Mart 2024 (17)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)
  • Nisan 2023 (9)

    ABD-Çin mücadelesi ve ön cephe: İstihbarat

    Nihat Ali Özcan, Dr.12 Aralık 2018 - Okunma Sayısı: 1237

    ABD-Çin gerilimi gümrük tarifelerinden farklı bir mecraya kaydı. Kanada polisi, dünyanın en büyük telekomüni-kasyon şirketi Huawei’nin sahibinin kızı ve şirketin finans yöneticisi Meng’i, ABD’nin talebi üzerine, geçen hafta gözaltına aldı. Çin hükümeti Kanadalı ve ABD’li yetkililere sert tepki gösterdi. Meng bırakılmadığı takdirde bunun ciddi sonuçları olacağını açıkladı.

    Hukuki boyutu tartışmalı olmakla birlikte, gözaltı gerekçesi Huawei’nin yan kuruluşu Skycom’un ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları delmesiydi. ABD’li yetkililer Skycom’un, İran’a yasaklanmış teknoloji ve ekipman ihraç ettiğini ileri sürmekteler. Nitekim açık kaynaklar Çin ve İran’ın, 2009-2013 yılları arasında ABD için çalışan onlarca yerel ajanın kimliklerini benzer teknolojiler kullanarak deşifre ettiklerini yazdılar. Bu ABD istihbaratı için hazmedilebilir bir durum değildi.

    Konu sadece İran yaptırımının delinmesi gibi görüyor olsa da asıl sorun ABD ile Çin arasında artan rekabet. Ticaret savaşı buz dağının sadece görünen kısmı. Görünmeyen kısım gittikçe sertleşen ve genişleyen askeri konular, istihbarat ve karşı istihbaratı kapsıyor. Mücadelenin en önemli platformunu ise sinyal ve gözetleme teknolojilerinin yer aldığı siber alan oluşturuyor.

    Huawei siber, akıllı telefon, telekomünikasyon altyapı inşasında lider konumunda. Yaklaşık 170 ülkede faaliyet gösteriyor. Geçen yıl toplam satışlarının tutarı 100 milyar doları aştı. İlk defa akıllı telefon satışında Apple’ı geçti. Özellikle 5G alanında yaptığı teknolojik atılım ile 4 G’nin yüz katı hızlı internet hizmeti sunacağı, yapay zekâ, akıllı şehirler gibi konularda da ABD’li şirketleri geride bırakacağı anlaşılıyor.

    Teknolojik kapasite sadece ekonomik getiri sağlamıyor. Aynı zamanda Çin’in istihbarat kapasitesini de artırıyor. Özellikle bu durum, “beş göz” olarak tanımlanan ABD, İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın gündeminde. Ancak grupta yer alan Kanada düne kadar daha toleranslı davrandı. Çünkü Huawei, Kanada üniversitelerine, telekomünikasyon sektörüne önemli yatırım yapmıştı ve burayı ABD için atlama tahtası olarak görüyordu. Ancak son gelişmeler Kanada’nın da tutumunu değiştireceğini gösteriyor.

    “Beş göz” ülkeleri, Çin Halk Ordusu’ndan birkaç muhabere subayının 1987’de kurduğu Huawei’yi Çin istihbaratının en önemli uzantısı olarak görmekteler. Huawei, kendisini bir özel sektör şirketi olarak lanse etse de Çin’de durum oldukça farklı. Şirketin kuşkulu büyüme trendi, yasaların tüm Çinlilere getirdiği istihbarat alanında hükümetle gönüllü/zorunlu iş birliği yükümlülüğü ve şirketin faaliyet alanları dikkate alındığında Huawei’nin “istihbarat” işlevi göz ardı edilemeyecek bir husus. Nitekim ABD, İngiltere ve Avustralya, başta ordu ve istihbarat kurumları olmak üzere, kamuda Çin üretimi akıllı telefon, santral ve bilgisayarların kullanımını yasaklamış durumdalar. Öyle ki Avustralya hükümeti, Çin tarafından inşa edilen Papua Yeni Gine’nin internet altyapısının deniz altı kablolarıyla kendi sistemine bağlanmasına siber saldırı ve casusluk kuşkuları nedeniyle itiraz etmektedir.

    Çin’in her alanda yükselişi ve sessizliği ABD ve ortaklarını kaygılandırmaktadır. Öte yandan, Çin’in hayata geçirmeye çalıştığı “kuşak ve yol” projesinin güvenlik ayağı daha fazla güvenlik, bilgi ve daha fazla istihbarat faaliyeti anlamına geliyor. En önemli veri toplama kaynağının sinyal olduğu bir dünyada, yeni Huawei hikâyeleri dinleyecek olmamız haliyle şaşırtıcı değildir.

     

    Bu köşe yazısı 11.12.2018 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır