logo tobb logo tobbetu

TEPAV’da Türkiye’nin Avrupa’daki Yeri Tartışıldı Avusturya Uluslararası İlişkiler Enstitüsünden Paul Luif, Avusturya Perspektifiyle Türkiye’nin Avrupa Birliğine giriş sürecini değerlendirdi.
28/10/2009 - Okunma sayısı: 2996 ANKARA- TEPAV'da 28 Ekim'de düzenlenen "Türkiye'nin Avrupa'daki yeri: Avusturya Perspektifiyle Ampirik bir Analiz" başlıklı konferansa Avusturya Uluslararası İlişkiler Enstitüsünden Doç. Dr. Paul Luif uzman konuşmacı olarak katıldı. Luif, Avusturyalıların Türklerin Avrupa Birliğine giriş sürecine karşı olumsuz tepkilerini, bunların nedenlerini, ve AB'nin ortak dış ve güvenlik politikalarında Türkiye'nin yerini anlattı.

Luif sunumunda, genel olarak AB'nin genişlemeye karşı olmadığını ama Avusturya toplumunun genel olarak AB'nin genişlemesine karşı olduğunun altını çizdi. 2008 yılında yapılan alan çalışmalarına dayanarak, özellikle Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkan Avusturyalıların oranının yaklaşık %85 olduğunu belirtti. Avusturya'nın AB'nin en çok ödeme yapan ülkelerinden biri olarak, her yeni fakir katılımcının daha fazla ödeme yapmasını gerektirdiğini vurguladı. Buna ek olarak, Luif sunumunda Avusturya'daki suç oranınından önceki yıllara kıyasla giderek arttığını ve toplumun bunun AB'nin genişlemesiyle ilgisi olduğunu düşündüğünü kaydetti.

Konferansta, Luif Türkiye'den Avusturya'ya gelen göçmenlerin ülkeye entegre olma sorunu yaşadıklarını, çoğunun dil problemleri olduğunu ya da dini kuralları Avusturya yasalarının üzerinde tuttuklarını belirtti. Örneğin yapılan bir ankette %50'den fazla Türk göçmenin kendi dini kurallarını Avusturya yasalarının üzerinde gördüğünü söyledi. Luif, Avusturya Türk profilinin göçmenler tarafından böyle çizildiğini ve bunun da Avusturya kamuoyunda Türkiye'nin AB'ye üyeliğini olumsuz yönde etkilediğini savundu.

Ayrıca Luif, AB ülkelerinin BM Genel Kurul'undaki oybirliği, üyeler arasındaki uyum gibi konularda nasıl davrandıklarını da açıkladı. Buna göre 1990'larda AB ülkeleri arasında genel bir uyum gözlendiğini, son yıllardaki genişlemenin bu uyumu sadece biraz azalttığını belirtti. Ayrıca insan hakları meselelerindeki uyumun ortalamanın üstünde olduğunu, son genişleme sürecinden sonra da bunun arttığını; ama uluslararası güvenlik konularında bu uyumun açık bir şekilde az olduğunu ekledi. Luif sunumunda, Türkiye'nin uluslararası güvenlik konusunda AB'nin ele aldığı başlıca ülkelerden biri olduğunu, İsrail-Filistin çatışmasında ve insan hakları meselesinde AB ülkelerinin çoğunluğundan farklı görüşler sergilediğini, ama zaman içerisinde Türkiye'nin AB'ye yakın bir ülke konumuna geldiğini de ekledi.

Yazdır

« Tüm Haberler