Dünya Bankası Ekonomik Beklentiler Raporu Tartışıldı Dünya Bankası'nın "Küresel Ekonomik Beklentiler 2011" isimli raporunun Türkiye'yle ilgili saptamaları, çalışmayı oluşturan yetkililer ve iktisatçılar arasında tartışıldı.

ANKARA - Dünya Bankası'nın son açıkladığı  "Küresel Ekonomik Beklentiler 2011 - Güçlü Akıntılarda Yol Almak" başlıklı Rapor, başta Türkiye'ye ilişkin değerlendirmeleri olmak üzere 21 Ocak 2011 Cuma günü TEPAV'da düzenlenen bir toplantıyla ele alındı.

Toplantının açılışında konuşan TEPAV Ekonomi Çalışmaları Direktörü Prof. Dr. Fatih Özatay, Türkiye'nin krizden ne yavaş ne de hızlı çıkan ülkelerden olduğunu söylerken, üretim düzeyinde kriz öncesi yakalanırken işsizlik oranın halen yüksek oluşuna değindi. Kısa vadede Türkiye için ihracatta AB pazarındaki durgunluğun etkisiyle oluşan riske işaret eden Özatay, bundan daha önemli bir risk olarak ise yüksek cari açığın kısa vadeli sermaye girişleriyle finanse ediliyor olmasını gösterdi.

İşsizlik düşmeden "yıldız" olmak zor

Özatay, yüzde 4.5 potansiyel büyümenin üzerine çıkılamadığını da belirtirken, "Statükodan memnun gibiyiz" diye konuştu. Özatay, Türkiye ekonomisinin "yıldız gibi parladığı" yorumlarının yapıldığını ancak bunun için işsizliğin düşürülmesi ve gelişmiş ülkelerdeki refah düzeyinin yakalanması gerektiğini vurguladı.

Ardından konuşan Dünya Bankası Türkiye Baş Operasyonlar Sorumlusu Florian Fichtl de açıkladıkları çalışmanın kamuoyuna küresel ekonomiye ilişkin mevcut resimde eğilimlerle ilgili fırça darbeleri sunduğunu söyledi.

Rapor'un sunumuna geçen Dünya Bankası Kalkınma Ekonomisi Grubu Müdürü Andrew Burns ise krizin bir nevi "stres testi" olduğunu ve gelişmekte olan ülkelerin  çoğunun bu testi başarıyla geçerken, üretim ve istihdam alanında da önemli ilerlemeler sağladığını söyledi. Ancak Burns, özellikle finansman akışları alanında halen belirsizlik içeren bir dönemin yaşandığını ve  gıda fiyatlarındaki yüksekliğin endişe verici olduğunu belirtti.

Türkiye ortada bir yerde...

2011 yılı için gelişmekte olan ülkelerin yüzde 7 büyümesini beklediklerini belirten Burns, büyümenin yanında ülkelerin faaliyet düzeyinin altını çizdi. Burns, Türkiye'nin gelişmekte olan ülkelerle diğer ülkeler arasında tam ortada bir yerde durduğunu ve daha az belirgin faaliyet düşüşü yaşadığını belirtti.

Dünya Bankası Türkiye Eski Baş Ekonomisti Mark Thomas ise çalışmanın Türkiye'ye ilişkin bulgularını değerlendirdi. Türkiye'nin birkaç yıl önce reformcu ülke durumunda olduğunu ve yatırımcı ülkeler tarafından da yeni reform süreci nedeniyle test edilmemiş olarak görüldüğünü söyleyen Thomas, bugün ise ülkenin reformlar açısından bir ün sahibi olduğunu belirtti. Ancak Türkiye ekonomisinde eskiye dönüş olduğuna işaret eden Thomas, mali uyuma ilişkin kayıplardan bahsetti. Thomas, bu çerçevede hükümetin sosyal güvenlik ve sağlık harcamaları için yaptığı kaynak transferlerini örnek verdi. Thomas ayrıca, Türkiye için kadınlar ile gençlerin istihdama katılımı gibi konularda büyük bir reform alanının söz konusu olduğunu ve yükselen petrol fiyatlarının ithalat artışı konusunda endişeyle izlendiğini kaydetti.

Özel sektörün borçlanma iştahına dikkat

Toplantıda "Büyük Durgunluk Altında Türkiye Ekonomisi" başlıklı bir sunum yapan Bilkent Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan da Türkiye'nin bugün çok hızlı bir iç talep kaynaklı büyümeyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Yeldan, Dünya Bankası'nın çalışmasındaki "Kamu maliyesi yaralarını sardı, toparlanmanın kalitesi güçlü" imasına katılmadığını belirtirken, Türkiye için önemli bir risk olarak özel sektördeki "borçlanma iştahı"na dikkat çekti. Yeldan, 2010'lu yılların bu durumun nasıl yönetileceğinin ve cari açığın nasıl finanse edileceğinin konuşulacağı bir dönem olacağını ifade etti. Yeldan, diğer yandan Merkez Bankası'nın bu koşullarda attığı adımları doğru bulduğunu ve kamuoyundan "akıntıya karşı durulmaması gerektiği" yönündeki değerlendirmeleri haklı bulmayıp Banka'dan daha sert önlemler beklediğini de belirtti.

İngilizce olarak yayımlanan Rapor'a ulaşmak için tıklayınız.

Dünya Bankası Kalkınma Ekonomisi Grubu Müdürü Andrew Burns'ün toplantıda yaptığı sunuma ulaşmak için tıklayınız.