logo tobb logo tobbetu

TEPAV’ın Türk-Ermeni Ortaklığı İçin Hazırladığı Çalışma, Ermenistan Basınında… Sivil toplumun Türk-Ermeni uzlaşısı için bugüne kadar gerçekleştirdiği girişimlere mercek tutan kitap, Ermeni basınının ilgisini çekti.
Haber resmi
07/02/2012 - Okunma sayısı: 3006

ANKARA – İnternet üzerinden yayın yapan “News.am” isimli Ermeni haber sitesi, TEPAV Analisti Burcu Gültekin Punsmann ile Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Esra Çuhadar tarafından hazırlanan “Uçurumu Kapatmak: Son Yirmi Yıldaki Türk-Ermeni Sivil Faaliyetlerine Bakış” başlıklı kitabı sayfalarına taşıdı.

Ermeni internet sitesi, yayımlanmasının ardından 30 Ocak 2012 tarihinde kitaba ilişkin iki ayrı haber (http://news.am/rus/news/91155.html, http://news.am/rus/news/91152.html) yayımladı. Rusça olarak yayımlanan haberler, kitapta, iki ülke arasında 1995-2010 döneminde yapılan sivil toplum çalışmalarının analizinden hareketle ortaya konan bulgu ve değerlendirmelere geniş yer verdi. Kitap, TEPAV’ın GMF’nin katkısıyla Türkiye ile Ermenistan sivil toplumları arasında gerçekleştirdiği “Sürdürülebilir ve Etkin Türk-Ermeni Sınır Ötesi Ortaklıkları için Güven İnşası ve Uzlaşı Rehberi Projesi”nin sonunda, Ocak ayında yayımlanmıştı.

ABD ve Avrupa kaynağı ağırlığına vurgu…

Haberlerin ilkinde, kitabın konu aldığı dönemdeki çalışmaların finansmanı konusunda ortaya koyan rakamlar üzerinde duruldu. “Türk Uzmanlar: Ermeni-Türk İlişkilerinin Finansmanı, Yüzde 75 Oranında Avrupa ve ABD’den” başlığını taşıyan haberde, kitaptaki bulgulara şu ifadelerle dikkat çekildi:

-    “Her ne kadar Ermenistan ve Türkiye arasındaki resmi diyalog aralıklı olarak sürse de iki ülkenin sivil toplum kuruluşları, gazeteciler ve işadamları arasındaki gayri resmi ilişkiler hemen hemen kesintisiz devam ediyor.

-    Ermeni-Türk bağlarını geliştirmeye yönelik programların yüzde 75'i uluslararası yapılanmalar tarafından finanse ediliyor. Yerel yapılanmalar ise, çoğunluğu Türk olmak üzere, bu projelerin sadece yaklaşık yüzde 17,5’ini finanse etti.

-    Projelerin asıl tarafları, Yerevan ve İstanbul olarak karşımıza çıkıyor. Proje ortağı bulma ve finansman sağlamanın yolu ise İngilizce bilmekten geçiyor. Oysa sınır bölgelerinde ve kırsal kesimlerde İngilizce bilen kişi sayısı yetersiz…

-    Türk-Ermeni halklarının ortak baskısı olsa dahi, bunun siyasetçileri pek fazla etkilemediği görüşü hakim…

-    Diyalog konusunu İstanbullu Ermeniler bile konuşmak istemiyor; daha çok ‘kültür’ ve hatta Türkiye’nin demokratikleşme süreci gibi ‘nötr’ konularda yorum yapmayı tercih ediyorlar. Siyaset ve ekonomiyle ilgili sorular çok isteksizce gündeme  getiriliyor…”

Azerbaycan, ikinci habere konu oldu

“Azerbaycan, Ermeni-Türk İlişkilerine Dahil Edilebilir mi?” başlıklı haberde ise, “İkili diyalog Azerbaycan'ın da katılımıyla üç taraflı hale getirilebilir. Benzer cesur bir öneri, Punsmann ve Çuhadar’ın kitabında karşımıza çıkıyor. Ancak yazarların görüşlerine göre, bu öyle yapılmalı ki Ermenistan kendisine karşı ikili bir ittifak oluşturulduğunu zannetmemeli” dendi. Haberde yer alan diğer saptamalardan bazıları şöyle:

“… İki ülke arasındaki sorunun giderilmesi sürecine dahil edilen bazı Türk kuruluşlar, işin içine Azerbaycan'ı katmanın yollarını arıyorlar: Eğer Bakü, sınırların açılmasındaki ana problemse, çözümün bir parçası haline gelmeli.

… Yazarlar, Türkiye ve Ermenistan arasındaki tarihi kavganın Karabağ sorununda ortaya çıktığını belirtiyor. Örnek olarak da şuna dikkat çekiyorlar: Ermenilere göre; Türkler ve Azeriler arasında fark yok, hatta 'Türk' kelimesini her iki taraf için de kullanıyorlar. Türk uzmanların belirttiğine göre;  'Türkler/Azeriler ve Ermeniler arasındaki güven oluşturma girişimi ile güvensizlik probleminin araştırılması ancak üç taraflı diyaloglarla halledilebilir.”

Haberde, Azerbaycan'da sorunların çözülmeden sınırın açılmasının sıkıntı yaratacağına dair bir inanışın yerleşik olduğu ve bu durumun çözümden önce sınırın tekrar açılamayacağı algısı yarattığını ortaya kondu ve şöyle devam edildi:

“Yine de Türkler, Ermeniler ve Azeriler, örneğin ‘ekoloji’ gibi bölgesel konularda birlikte çalışabilirler. Analistler de Kafkasya içinde bölgesel sorunlar kapsamında birlikte çalışılabileceğini ve bu alanda kullanılmamış büyük bir potansiyel olduğunu belirtiyor.”

 

Kitaba ulaşmak için tıklayınız.

Yazdır

« Tüm Haberler