logo tobb logo tobbetu

Türkiye’nin Militan Selefiliğe karşı mücadelesi Değerlendirme Notu / Selim Koru  
Haber resmi
30/07/2015 - Okunma sayısı: 2067

 

1818 yılında Emir Abdullah bin Suud, idam edilmek üzere İstanbul’a götürülüyordu. Sıradan bir mahkum değildi. Mekke ve Medine’yi on yılı aşkın bir süre boyunca işgal etmiş, Osmanlı Sultanını, yani Halifeyi, kafir ilan etmiş bir isyanın elebaşıydı. Osmanlılar, Abdullah’ı idam etmeden önce, Vahhabi anlayışı müziği yasakladığından, halkın önünde küçük düşürmek adına kendisine saz dinlettiler. Ancak en acımasız cezaları isyancıların dini liderlerine kestiler. Öyle ki, bunlardan bazıları, havan topunun ağzına konup patlatıldı.

İsyanın Osmanlıların damarına bastığı aşikardı. İsyancılar, Sünni İslam’ın, ilk kutsal metinlerin lafzına uygun şekilde anlaşılması gerektiğine inanan Selefi gelenekten geliyordu. Oysa Türkiye’nin ana akım Anadolu Sünnileri, İslam’ın gerçek anlamına varmak için akla önem veren Hanefi-Maturidi geleneğe bağlıydı. Bu gelenek, İslam uygarlığının matematik, tıp, astronomi ve sanat alanlarında doruğa çıktığı bir aydınlanma çağının ürünüydü. Osmanlılar kendilerini İslam medeniyetinin geleceği olarak görüyordu. Kendilerine kafir denmesine tahammülleri yoktu.

Etiketler:

Yazdır

« Tüm Haberler