ABD Seçimleri Sonrasında Türk-Amerikan İlişkileri TEPAV, 25 Kasım 2008 tarihinde Center for Strategic and International Studies'in (CSIS) Türkiye Projesi Direktörü Bülent Alirıza'nın ana konuşmacı olarak katıldığı bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi.

27/11/2008 - Okunma sayısı: 1687 Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), 25 Kasım 2008 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) önemli düşünce kuruluşlarından olan Center for Strategic and International Studies'in  (CSIS) Türkiye Projesi Direktörü Bülent Alirıza'nın ana konuşmacı olarak katıldığı bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi. Söz konusu toplantıda Alirıza, ABD'de 4 Kasım 2008 tarihinde gerçekleştirilen başkanlık seçimleri sonrasında Türk-Amerikan ilişkilerinin nasıl bir seyir izleyeceğine ilişkin öngörülerde bulundu.

Alirıza konuşmasının başında, hâlihazırda tüm dünyayı etkileyen ekonomik krizin Obama için çok zamanlı olduğunu ve seçilmesinde büyük rol oynadığını belirtti. Obama'nın Irak savaşına karşı duruşunun ve söz konusu savaş için harcanan paranın ekonomi için önemli olduğunu vurgulamasının da kendisinin seçilmesinde önemli bir etken olduğunu hatırlattı. Aynı zamanda seçim yarışını kaybeden Cumhuriyetçi aday John McCain'in, gerek Irak savaşı konusundaki ısrarlarını gerekse de yardımcı olarak Sarah Pallin'i seçmesini oy kaybetmesine neden olan faktörler olarak sıraladı.

ABD'de Obama'nın yeni başkan olarak seçilmesinin hiç kuşkusuz ABD tarihi için bir dönüm noktası teşkil ettiğini vurgulayan Alirıza, bu ilk siyahî başkanı tüm tarih kitaplarının yazacağını belirtti.

Alirıza, konuşmasında şu hususlar üzerinde durdu: "Obama'nın başkanlık koltuğuna oturması sonrasında kuracağı ekip, kendisinin dış politikada alacağı kararları büyük ölçüde etkileyecektir. Özellikle, dış politika konularında şahin bir duruş sergileyen ve dışişleri bakanlığı için adaylar arasında adı geçen Hillary Clinton'un bu göreve getirilmesi durumunda Obama'nın nasıl bir tavır takınacağı merak konusudur.

Unutmamak gerekir ki Obama, seçim öncesinde Irak, Afganistan ve Guantanamo gibi konularda vaat ettiklerini yerine getirmek konusunda üzerinde büyük baskı hissedecektir. Göreve gelmesinin ardından belli bir süre içinde Guantanamo'nun kapatılması veya Irak'tan asker çekilmesi konularında bir açılım sergilemezse; bu durum kendisine duyulan güveni sarsacaktır. Dolayısıyla ABD ve Irak hükümeti arasında kuvvetlerin statüsüne ilişkin yapılan anlaşma, Obama'nın Irak'tan çekilmeye ilişkin kararını etkilemeyecektir. Obama, eğer doğru savaş olarak tanımladığı, Afganistan'daki duruma ağırlık verirse, kendisini zorda bırakacak bir sürecin içine bulacaktır.

Obama'nın dış politika konusunda sergileyeceği en büyük değişiklik; ABD'nin tek taraflı tutumunu terk ederek, çok taraflı bir politika izlenmesi olacaktır. ABD için stratejik öneme sahip Türkiye, dış politika kararları alınırken göz önünde bulundurulacaktır. İki ülke arasındaki sorun, hiç kuşkusuz Obama'nın Ermeni tezleri konusunun üzerine gitmesi olacaktır."

Bülent Alirıza konuşmasının son bölümünde, özellikle ekonomik kriz konusunda, Başkan Bush'un görev süresinin sonunda olmasının ve yeni Başkan Obama'nın yetkisiz olmasının dünya açısından kötü sonuçlara neden olabileceği uyarısında bulunarak kendisine yöneltilen soruları cevapladı.