logo tobb logo tobbetu

TEPAV Köşe Yazıları

Esen Çağlar - [Yazarın tüm yazıları]

Orta Vadeli Program nasıl daha ciddi hale gelebilir? 21/10/2010 - Okunma sayısı: 4077

 

Geçtiğimiz hafta başında açıklanan 2011-2013 Orta Vadeli Program (OVP) piyasalarda oldukça olumlu karşılandı. Üç yıllık bir döneme ilişkin tahminleri ve politika perspektifini yansıtan OVP'nin etkisi sanırım sadece haftalık oluyor Türkiye'de. Bu hafta veya önümüzdeki haftalarda OVP'nin içini kaç kişi açıp, öngörülerini hükümetinkiyle aynı çizgiye getirecek merak ediyorum. Bu merak maalesef OVP'nin Türkiye'de fazla ciddiye alınan bir belge olmamasından kaynaklanıyor.

Öncelikle şunu belirtmek lazım: Türkiye'nin orta vadeli program hazırlama tecrübesi çok da eskilere dayanmıyor. 5018 nolu Kanun uyarınca, Türkiye'nin ilk OVP'si 2005 yılında hazırlandı ve 2006-2008 dönemini kapsadı. Geçen hafta açıklanan ise Türkiye'nin altıncı üç yıllık programı oldu. Bu programlar esasen iki temel işlevi yerine getirmesi için hazırlanıyor. Birinci işlev hükümetin temel makroekonomik büyüklüklere ilişkin öngörülerini piyasayla paylaşmasını içeriyor. Bu sayede karar alıcılar, hükümetin nasıl bir genel ekonomik performans hedeflediğini görüp, dış ticaret hacmi, enflasyon, bütçe dengesi, borçlanma gereği gibi göstergelerdeki beklentileri, gerçekçi buldukları oranda,  kendi planlarına yansıtabiliyorlar.

OVP'nin ikinci temel işlevi ise gelişme eksenlerinde (rekabet gücü, istihdam, beşeri gelişme, bölgesel gelişme, kamu hizmetlerinde kalite) hangi politikaların uygulanacağına dair bir "çıpa" olması. Bürokrasi ve özel sektör buradaki politika önceliklerine bakarak önümüzdeki dönemdeki kararlarını şekillendirebilir,  yol haritası belirlerken faydalanabilir.

Peki her iki işlev de acaba Türkiye'de OVP'ler aracılığıyla ne kadar yerine getiriliyor? Bu sorunun yanıtı için bugüne kadar hazırlanmış olan altı OVP'yi birlikte değerlendirip, ortak sorunları tespit etmek gerekiyor. Bu yazının en altındaki tabloda altı OVP'de başlıca ekonomik büyüklükler için öngörülen değerleri 2006-2013 döneminde, gerçekleşmeleri de 2006-2010 dönemi için görmek mümkün.

Bu verilere bakarak dört temel tespit yapılabilir:

  • Ürkek büyüme hedefleri. Dünyanın gelişmekte olan her ülkesinde, hele genç nüfusa sahip ülkelerde, hükümetlerin başlıca hedefi ekonomik büyüme oranlarını yukarı çekmektir. Türkiye'de de siyasetçilerin büyümenin önemine sıkça işaret ettiklerini görmekle beraber, maalesef aynı durumu OVP'lerde görmek mümkün değil. 2005'den beri hazırlanan her program, büyüme kapasitesinde sonraki yıllarda herhangi bir artışı hedeflemediğini ve beklemediğini açıkça ortaya koyuyor. En iyi ifadeyle, OVP'lerinin ekonomik büyüme adına bir iddia ortaya koymadığı bu verilere bakarak rahatlıkla söylenebilir.
  • İşsizlik kendi haline bırakılıyor. Büyüme hedefindekine benzer bir ürkeklik işsizlik oranı öngörülerinde de görülüyor. Herhangi bir OVP'nin açıklandığı bir yıldaki işsizlik hangi düzeydeyse, sonraki üç yıl boyunca o düzeyde kalmasının hedeflendiği aşağıdaki tabloda açıkça görülüyor. İlk OVP'nin 2006 için öngörüsü yüzde 10'ken, en son OVP'nin 2013 için öngörüsü yüzde 11,4. Sekiz yıllık uzun bir dönemde, işsizlik oranının azalmak yerine yükselmesinin öngörülüyor olması ise ayrıca kaygı verici.
  • Cari açığı azaltma niyeti görünmüyor. İşsizlik oranlarındaki mütevazı hedeflere benzer bir durum cari açık için de söz konusu. 2006'dan 2013'e, 2005'deki OVP hariç, hiçbir OVP cari açığı iddialı biçimde aşağıya çekmek için bir hedef ortaya koymuyor. Cari açığın mili gelire oranı olarak, 2006 hedefi yüzde 4'ken, 2013 hedefi azalmak yerine artıyor ve yüzde 5'e yükseliyor. Bu durum da aslında mevcut politika çerçevesinin, ara malı ithalatına bağımlılığı azaltacak bir sanayi stratejisi perspektifine sahip olmadığını açıkça teyit ediyor.
  • Hedefleri ıskalamak, programın kredibilitesini azaltır. OVP hazırlanırken, salt iddialı hedef ortaya koymak için gerçekten kopuk öngörüler yapılması da programın kredibilitesine zarar verebilir. Hedeflerin sürekli olarak tutmaması, karar alıcılar nezdinde çıpaya duyulan güveni azaltabilir. Örneğin 2010 yılı için, 2007 programında 571 milyarlık dolarlık bir ekonomi öngörülüyordu. 2008 programında ise tam 830 milyar dolarlık bir ekonomi beklendi. Kriz olduğunun resmi olarak idrak edildiği 2009 programında 2010 için beklenti 641 milyar dolara çekildi, en son açıklanan 2010 programında ise aynı yılın ekonomisi 730 milyar dolarak olarak öngörüldü. Bir yandan iddialı hedefleri ortaya koyarken, hedeflerde böylesi sapmaları engellemek, önümüzdeki dönemin OVP'lerinin önceliği olmalı.

Yukarıdaki dört tespiti, aşağıdaki tabloya bakarak, yani OVP'lerdeki makroekonomik göstergeler bölümünü dikkate alarak yapıyorum. Bir de, OVP'nin diğer önemli kısmına, yani gelişme eksenlerindeki politika önceliklerine bakarak da bir dizi eleştiri sıralamak mümkün. Bu anlamda, üç temel soruna dikkat çekilebilir.

  • Politika önceliklerinin ne olduğu açık değil. OVP'de sıralanan politika öncelikleri, uzun bir çarşaf listenin özeti niteliğinde. Benzer amaçlarla ancak farklı formatta ve kapsamda hazırlanan yıllık program ve katılım öncesi ekonomik program gibi belgelerdeki içeriği özetlemek dışında, OVP'nin politika önceliklerini net biçimde ortaya koyduğunu söylemek oldukça zor. Bundan dolayı bir politika çıpası olarak ele alındığında, OVP'nin karar alıcılara yol göstermek adına kuvvetli bir işlev üstlendiğini de iddia etmek maalesef olanaksız.
  • Yenilik eksikliği. Türkiye gibi orta gelir tuzağından çıkmaya çalışan ve yeniliklere dayalı tempolu bir büyüme sürecini başlatmanın zorluğunu yaşayan bir ülkenin OVP'sinin de yenilikçi olması gerekir. Ülkenin sorunlarına geçmişte getirilen çözümleri değerlendiren, başarısız olanlardan ders çıkarıp, engelleri aşmak için yenilikçi çözümler getiren bir yaklaşımı OVP'de görmek mümkün değil. Belge içindeki politika önerilerinin, büyük çoğunlukta geçmiş yıllardakinin aynısı olduğunu söylersem ne kadar haksızlık etmiş olurum, emin değilim.
  • Hikaye, heyecan ve sahiplenme eksikliği. Bu haliyle OVP, bana yapmış olmak için yapılmış bir program olarak geliyor. Metni okuduğunuzda, ne herhangi bir orta vadeli büyüme hikayesi bulabiliyorsunuz ne de Türkiye'nin önümüzdeki dönemdeki performansına yönelik bir heyecanı hissedebiliyorsunuz. Elbette DPT tarafından hazırlanmış daha önceki hangi programında bunu görmek mümkündü diye de sorabilirsiniz. Ancak yine de bu problemi ortadan kaldırmıyor. OVP önümüzdeki üç yıla yönelik herhangi bir heyecan yaratamıyorsa, siyasetçilerin sahiplendiği, özel sektörün önünü görmek için başvurduğu bir belge olmaktan çıkıp, sessizce tozlu raflardaki yerini alıyor. Tıpkı daha önceki örnekleri gibi.

Bir önceki yazımda, Türkiye'nin temel sorunun orta vadeli bir büyüme hikayesi olmaması olduğunu söylemiştim. Uzun lafın kısası, en son açıklanan OVP maalesef bu sorunu ortadan kaldırmadı. Türkiye'nin içinde bulunduğu orta gelir tuzağından nasıl çıkacağına dair bir yol haritasına ihtiyacı her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. İnovasyona dayalı bir büyüme hikayesi nasıl olmalı konusunu bir sonraki yazıya bırakıyorum.

 

TABLO: Orta Vadeli Programlardaki temel makroekonomik göstergelerin seyri, 2006-2013










GSYH (cari fiyatlarla, milyar dolar)

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

(2005) 2006-2008 OVP

365

393

422






(2006) 2007-2009 OVP


423

470

522





(2007) 2008-2010 OVP



483

527

571




(2008) 2009-2011 OVP




773

830

901



(2009) 2010-2012 OVP




608

641

669

723


(2010) 2011-2013 OVP





730

781

847

913

Gerçekleşme

529

649

730

614

729

 

 

 

Kaynak: IMF

 

 

 

 

 

 

 

 

2010 tahmini: IMF

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

GSYH büyümesi (sabit fiyat % değişim)

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

(2005) 2006-2008 OVP

5,0

5,0

5,0






(2006) 2007-2009 OVP


7,0

7,0

7,1





(2007) 2008-2010 OVP



5,5

5,5

5,7




(2008) 2009-2011 OVP




5,0

5,5

6,0



(2009) 2010-2012 OVP




-6,0

3,5

4,0

5,0


(2010) 2011-2013 OVP





6,8

4,5

5,0

5,5

Gerçekleşme

6,9

4,7

0,7

-        4,7

7,8

 

 

 

Kaynak: TÜİK









2010 tahmini: IMF


















İşsizlik oranı (%)

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

(2005) 2006-2008 OVP

10,0

9,8

9,6






(2006) 2007-2009 OVP


10,5

10,6

10,4





(2007) 2008-2010 OVP



9,6

9,5

9,5




(2008) 2009-2011 OVP




9,8

9,7

9,7



(2009) 2010-2012 OVP




14,8

14,6

14,2

13,3


(2010) 2011-2013 OVP





12,2

12,0

11,7

11,4

Gerçekleşme

10,2

10,3

11,0

14,0

11,00

 

 

 

Kaynak: TÜİK









2010 tahmini: IMF


















ihracat (milyar dolar)

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

(2005) 2006-2008 OVP

84

94

106






(2006) 2007-2009 OVP


93

105

120





(2007) 2008-2010 OVP



112

124

138




(2008) 2009-2011 OVP




149

163

181



(2009) 2010-2012 OVP




96

108

118

130


(2010) 2011-2013 OVP





112

127

143

160

Gerçekleşme

86

107

132

102

109

 

 

 

Kaynak: TÜİK

 

 

 

 

 

 

 

 

2010 tahmini: EIU

 

 

 

 

 

 

 

 










Cari işlemler dengesi/ GSYH %

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

(2005) 2006-2008 OVP

- 4,0

- 3,5

- 3,1






(2006) 2007-2009 OVP


- 7,9

- 7,3

- 6,6





(2007) 2008-2010 OVP



- 6,4

- 6,3

- 6,2




(2008) 2009-2011 OVP




- 6,8

- 6,8

- 6,5



(2009) 2010-2012 OVP




- 1,8

- 2,8

- 3,3

-3,9


(2010) 2011-2013 OVP





- 5,4

- 5,4

-5,3

-5,2

Gerçekleşme

- 6,1

- 5,9

- 5,7

- 2,3

-5,2

 

 

 

Kaynak: IMF









2010 yılı tahmini: IMF


















ENFLASYON (TÜFE yıl sonu % değişme)

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

(2005) 2006-2008 OVP

5,0

4,0

4,0






(2006) 2007-2009 OVP


4,0

4,0

-





(2007) 2008-2010 OVP



4,0

4,0

-




(2008) 2009-2011 OVP




7,5

6,5

5,5



(2009) 2010-2012 OVP




5,9

5,3

4,9

4,8


(2010) 2011-2013 OVP





7,5

5,3

5,0

4,9

Gerçekleşme

9,7

8,4

10,1

6,5

7,6

 

 

 

Kaynak: IMF

 

 

 

 

 

 

 

 

2010 tahmini: IMF


















AB Tanımlı Genel Yönetim Borç Stoku (GSYH oran)

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

(2005) 2006-2008 * OVP

56,5

52,8

47,8






(2006) 2007-2009 * OVP


44,1

39,1

34,4





(2007) 2008-2010 * OVP



39,4

35,1

30,6




(2008) 2009-2011 OVP




35,0

33,0

31,0



(2009) 2010-2012 OVP




47,3

49,0

48,8

47,8


(2010) 2011-2013 OVP





42,3

40,6

38,8

36,8

Gerçekleşme

46,1

39,4

39,5

45,4

35,7

 

 

 

* AB tanımlı değil









Kaynak: Hazine Müsteşarlığı









2010 tahmini: IMF









 

 

Paylaş Bookmark and Share

« Diğer köşe yazıları