The articles and opinions on the TEPAV website are solely those of the authors and do not represent the official views of TEPAV.
© TEPAV, all rights reserved unless otherwise stated.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Campus, Section 2, 06560 Söğütözü-Ankara
Phone: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV is a non-profit, non-partisan research institution that contributes to the policy design process through data-driven analysis, adhering to academic ethics and quality without compromise.
Değerlendirme Notu / Gülru Gezer
Çin 1980’lerden itibaren kaydettiği iki haneli büyüme sayesinde ABD’den sonra dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline geldi. Bu güvenle hareket eden Pekin, dünya 2008’de başlayan küresel ekonomik krizle mücadele ederken bölgesinde askeri güç olarak daha belirgin bir rol oynamaya ve Güney ile Doğu Çin Denizlerindeki mevcudiyetini artırmaya başladı.
Uzun bir süre Çin’in yükselişinin kendisine bir tehdit teşkil edeceğini düşünmeyen ya da göremeyen ABD, Çin’in bölgesindeki artan gücünü çevrelemek için herhangi bir hamlede bulunmadı. ABD’nin dikkati 11 Eylül saldırıları sonrasında Orta Doğu ve Afganistan’a çevriliydi.
Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton 2011 yılında Foreign Affairs dergisinde yayınlanan “ABD’nin Pasifik Yüzyılı” başlıklı makalede Vaşington’un artık Asya-Pasifik bölgesinde daha aktif bir rol oynayacağına işaret etti. Nitekim Clinton Dışişleri Bakanı olduktan sonra teamüllerin aksine ilk yurtdışı gezisini Asya’ya gerçekleştirdi.
Değerlendirme notunun tamamına erişmek için tıklayınız.
03/10/2024
01/10/2024
23/09/2024
08/09/2024
31/07/2024