The articles and opinions on the TEPAV website are solely those of the authors and do not represent the official views of TEPAV.
© TEPAV, all rights reserved unless otherwise stated.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Campus, Section 2, 06560 Söğütözü-Ankara
Phone: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV is a non-profit, non-partisan research institution that contributes to the policy design process through data-driven analysis, adhering to academic ethics and quality without compromise.
Politika Notu / Elif Güler, Sercan Sevgili
Türkiye'nin coğrafi konumu, sıklıkla yaşanan depremler ve giderek artan iklim krizleri gibi doğal afetlere karşı özel bir duyarlılık göstermektedir. Ancak, bu zorlu koşullara rağmen Türkiye'nin imar yönetim sistemi, son yaşanan 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremi gibi olaylar ışığında açıkça görülen yetersizliklerle sarsılmaktadır. Bu eleştiri, mevcut imar yönetimi tarafından karşılanamayan temel zorluklara odaklanmaktadır. Risk analizi eksikliği, Türkiye'nin deprem ve afet risklerini doğru bir şekilde değerlendirmesini zorlaştırmakta ve bu da afet durumlarında etkili müdahaleleri engellemektedir. Ayrıca, hızla büyüyen kentlerde altyapı planlaması sorunları ortaya çıkmaktadır. Mevcut imar yönetimi, kentlerin sürdürülebilir büyümesini sağlamak ve afet risklerini minimize etmek için gerekli olan altyapı gelişimini destekleyecek kadar esnek değildir. Şeffaflık ve katılımcılık eksikliği, planlama süreçlerinde toplumun etkili bir şekilde yer almasını engellemekte ve karar alma süreçlerini demokratikleştirmekten uzaklaştırmaktadır. Toplumun görüş ve önerilerine açık olmayan bir planlama anlayışı, sürdürülebilir ve adil bir kentsel gelişimi engellemektedir. Bu bağlamda, Türkiye'nin imar yönetimindeki eksikliklere yönelik çözüm, açık planlama prensiplerine geçişi içermelidir. Açık planlama, risk analizi, katılımcılık, şeffaflık ve uzun vadeli sürdürülebilirlik esaslarına dayanarak Türkiye'nin afetlere karşı dirençli ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmesine yardımcı olabilir. Bu strateji, sadece mevcut sorunlara değil, aynı zamanda gelecek kuşaklara daha güvenli ve yaşanabilir bir çevre bırakma hedefine yönelik bir taahhüt olarak ele alınmalıdır. Açık planlama, Türkiye'nin imar yönetimindeki paradigmaları değiştirerek daha güçlü, daha adil ve daha sürdürülebilir kentlerin temellerini atmada önemli bir rol oynayabilir. “Planların artık yaşanan oluşu düzenleyenden ziyade sürekli bir faaliyet olma etkinliği olması gerekmektedir.
Politika notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.