TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.


TEPAV Merkez Direktörü H. Hakan Yılmaz tarafından yapılan 2026 Bütçe Değerlendirmesi, ekonomik programın yorgunluk sinyalleri verdiği bir dönemde bütçenin mali disiplin, reform ihtiyacı ve sosyal politika alanlarında artan risklere işaret ettiğini ortaya koydu. Çalışmaya göre, öngörülen yapısal tedbirlerin hayata geçirilmemesi halinde bütçe açığının GSYH’ye oranı %4’ün üzerine çıkabilir.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Merkez Direktörü H. Hakan Yılmaz’ın hazırladığı “2026 Bütçe Değerlendirmesi: Reformları Beklerken” başlıklı çalışma, 2026 yılı bütçesinin mali denge açısından artan kırılganlıklar içerdiğini ortaya koydu. Değerlendirmede, bütçe açığının 2026 yılında GSYH’ye oranla %3,5 seviyesinde hedeflendiği ancak özellikle sosyal güvenlik sistemi, KİT’ler ve kamu yatırımlarına yönelik programlanan tedbirlerin kalıcı reformlarla desteklenmemesi halinde açığın %4,7’ye kadar yükselebileceği vurgulandı.
Deprem harcamaları hariç tutulduğunda dahi bütçede reel bir harcama genişlemesi yaşandığına dikkat çekilen çalışmada, harcamalar ve gelirlerin, ortalama enflasyon ve büyümenin üzerinde arttığına, bu durumun ise bütçe esnekliğinin giderek azalmasına yol açtığı belirtildi.
Faiz yükü bütçe üzerindeki baskıyı artırıyor
Değerlendirmede, 2026 yılının en önemli risk alanlarından birinin kamu borçlanmasında faiz ve kur kaynaklı piyasa riskleri olduğu kaydedildi. 2023’ten itibaren yeniden artış eğilimine giren faiz giderlerinin bütçe içindeki payı %14,5’e yükselirken vergilerden faize aktarılan payın da %20 seviyesine çıktığına dikkat çekilerek bu eğilimin, büyümeyi destekleyecek politikalar için gerekli mali alanı daralttığı ifade edildi.
Gelir tarafında kurumlar vergisi öne çıkan risk alanı
Bütçe gelirlerine ilişkin değerlendirmede, 2025 yılında gelir vergisi tevkifatında yaşanan yaklaşık %85’lik artışın, kurumlar vergisi ve diğer kalemlerdeki kaybı kısmen telafi ettiği belirtildi. Bu artışta, menkul kıymetler üzerinden alınan stopajlardaki %200’ün üzerindeki tahsilat artışının belirleyici olduğu vurgulandı.
Buna karşılık 2026 yılına ilişkin projeksiyonlarda, uygulama belirsizliklerinin devam etmesi nedeniyle %35,9 artış öngörülen kurumlar vergisi, gelir tarafında en riskli kalem olarak öne çıktı.
Sosyal politika alanında mali alan sınırlı
Mevcut ödeneklerle 2026 yılı içinde ilave bir sosyal koruma desteği sağlanmasının mümkün görünmediği ifade edilen değerlendirmede, sosyal desteklere yönelik planlanan reformların hayata geçirilebilmesi için ilave mali kaynak yaratılmasının zorunlu olduğuna dikkat çekildi.
Harcama tarafında esnekliğin azalması ve gelir tarafında reformların ertelenmesi nedeniyle maliye politikası araçlarının etkinliğinin zayıfladığına da vurgu yapıldı.
Daha sıkı ve reformlarla desteklenen bir maliye politikası şart
2026 bütçesinin; enflasyonu kalıcı biçimde düşürmek, mali disiplini güçlendirmek ve kırılgan grupları koruyacak sosyal politikaları sürdürülebilir hale getirmek için yapısal reformlarla desteklenen daha sıkı bir maliye politikasını zorunlu kıldığını vurgulayan çalışmada, programın başarısı açısından maliye ve para politikası arasındaki uyumun güçlendirilmesinin kritik olduğunun altı çizildi.
Değerlendirme notuna buradan ulaşabiliriniz.

18/12/2025

17/12/2025

17/12/2025

09/12/2025

09/12/2025