TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Değerlendirme Notu / Tülin Daloğlu
Amerikan Başkanı Donald J. Trump’ın yönetim tarzı ve karar verme süreci hiçbir selefine benzemiyor. 21 Haziran’da, İran’ın üç ayrı noktada bulunan nükleer tesislerini vurma kararını nasıl aldığı, hele hele nükleer meselede çözümü diplomasi yoluyla sağlamak için iki haftalık bir süre tanımasına rağmen bombardıman için neden acele ettiği koca bir muamma. Aynı, “Gece Yarısı Çekici Operasyonu” adını verdikleri bu hava saldırısını duyururken hedef alınan nükleer tesislerin “tamamen ve tümüyle yok edildiğini” ve şimdi “barış” zamanı demesindeki aceleciliği gibi. Bir bakıyorsunuz ‘son dakikada’ alınmış bir karar gibi öne çıkıyor, bir bakıyorsunuz köklü bir politikanın yansıması gibi beliriveriyor. Karar hangi karineden ise Amerika’nın bölgedeki seksene yakın askeri üssü ve kırk bini aşkın askeri personeli şu an öncelikli risk altında. İran’ın, Amerikan çıkarlarını hedef alan bir karşılık vermesi halinde çıkacak ‘savaşın’ sonunu ise bugünden kestirme imkânı yok.
Trump’a eleştiriler yerinde mi?
Trump, birinci başkanlık döneminde yeni bir savaş başlatmamış olmayı, dış politika alanındaki en büyük başarısı olarak sunarken bu ilk dönemi, 6 Ocak Kongre baskınındaki rolü nedeniyle açılan dava ile noktaladı. Bir hayat kadınına verdiği sus parasından çıkış yaparak açılan davada hüküm giymesine ve göğüslediği onca davaya karşın, Trump yeniden seçilmeyi başardı. Joe Biden’ın haksız yere başkan seçildiğine inandığı için, eğer kendisi görevde olsaydı ne Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceğini ne de 7 Ekim Hamas saldırısının yaşanacağını savunmayı sürdürdü. Haliyle Trump’ın İran’a saldırı kararı kendisi için de cesur bir adım olarak beliriyor.
CNN, 11 Haziran’da, Trump’ın, İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinde, Gazze’deki savaşı bitirmesini ve İran’a saldırı konusunda yaptığı açıklamaları durdurmasını söylediğini duyurdu. Wall Street Journal ise 19 Haziran’da, yani İsrail’in İran’a karşı başlattığı “önleyici savaşın” altıncı gününde Trump’ın bu saldırıya onay verdiğini yazdı. Trump bu iddiayı sosyal medyada “Wall Street Journal, İran hakkında ne düşündüğümden bihaber” diyerek yalanladı. Bir tarafta da Trump’ın sürekli Ulusal Güvenlik Konseyi danışmanları ile toplantıda olduğu bildiriliyordu. Onca karışık sinyal içinde, Trump’ın İran’ı neden şimdi vurmaya karar verdiğini irdelemek ve buradan çıkmasını beklediği senaryolar üzerine de spekülasyon yapmak yerinde olabilir.
Değerlendirme notunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.