TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Değerlendirme Notu / Tülin Daloğlu
Recep Tayyip Erdoğan, iktidara geldiği ilk günden itibaren Amerika ile ilişkilere önem veren bir lider oldu. Amerika da bu yaklaşımı, Biden yönetimine kadar — yani Erdoğan iktidara geldikten yaklaşık 18 yıl sonrasına dek — karşılıksız bırakmadı. Daha ilk günlerden Irak işgaline giden süreçte, Türkiye topraklarının bu askeri operasyonlarda kullanımına onay vermeyen 1 Mart tezkeresi tartışmalarında, Erdoğan, CHP'nin, CHP seçmeninin ve daha geniş anlamda solun, Amerikan karşıtı olduğunu, buna karşılık kendi muhafazakâr tabanının böyle bir tavrı olmadığını savundu. Erdoğan’a destek veren pek çok akademisyen ve basın mensubu da, insanların bu kadar kolay kategorize edilebildiğine inanırmışçasına, bu yönde bir kamuoyu yarattılar. Buradan hareketle, iktidar seçmeninin Amerika ile ilişkileri yönetebilen, dünya liderleriyle kişisel ilişkiler kurabilen bir Erdoğan’ı önemsedikleri çıkarımı yanlış olmayacaktır.
Bu çerçevede Amerikan Dışişleri Bakanı Marco Rubio "Türkiye de dahil tüm ülkeler [Gazze meselesine] dahil olmamız için yalvarıyor. Dışarıda istediklerini söylüyorlar ama sonunda hepsi Beyaz Saray'a gelmek istiyor" dediğinde, yanlış bir denklem kurmuş olmuyor. Ancak Rubio’nun, Erdoğan’ın, FOX News’e verdiği röportajda, Trump’ın hem Rusya-Ukrayna Savaşı’nı hem de Gazze’deki çatışmaları bitirme vaadine atıfta bulunarak “Bitti mi? Hayır” ifadelerinden rahatsızlığını dile getirmek için böyle bir çıkışta bulunduğu anlaşılıyor. Dahası, Trump da Oval Ofis’te Erdoğan’a saygı duyduğunu sık sık dile getirse de, yaptığı açıklamalarda zaman zaman küçümseyici ve saygısızlık olarak nitelendirilebilecek ifadelere yer verdi. Ancak Erdoğan’ın bu tür çıkışlara doğrudan yanıt vermeyip konuyu büyütmemesi, diplomatik açıdan isabetli ve olgun bir tavır olarak değerlendirilebilir. Zira her iki liderin de eleştirilecek pek çok yönü olsa da, olası bir gerilimin Türkiye’ye yansımaları kaçınılmaz olarak olumsuz olurdu.
Değerlendirme notuna buradan ulaşabilirsiniz.
26/09/2025
25/09/2025
25/09/2025
24/09/2025
24/09/2025