TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Değerlendirme Notu / Tülin Daloğlu
Hamas'ın iki yıl önce 7 Ekim'de gerçekleştirdiği saldırının yıldönümüne tam bir gün kala, bugün, İsrail ve Hamas, Mısır'da dolaylı müzakerelere başlayacaklar. İsrail, 1200 kişinin hayatını kaybettiği, 250 kişinin de rehin alındığı saldırının ertesi günü, Gazze'ye kapsamlı bir askeri operasyon başlattı. O günden bu yana 66 binin üzerinde Filistinli yaşamını yitirdi. Savaşın başlamasından bu yana ilk kez bir Amerikan başkanı, siyasi ağırlığını açıkça ortaya koyarak hem İsrail’e hem de Hamas’a artık durmaları gerektiği mesajını veriyor.
29 Eylül'de, Amerikan Başkanı Donald J.Trump tarafından Beyaz Saray'da ağırlanan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Trump'ın Gazze için sunduğu barış planını kabul ettiğini, kameralar önünde açıkladı. Trump, Hamas'a da planı kabul etmesi için pazar günü saat 18.00'e kadar süre verdi. Planın reddedilmesi durumunda, İsrail'e "işi bitirmesi" için tam destek vereceğini de sözlerine ekledi. Hamas, kendisine verilen sürenin dolmasına 36 saat kala plana olumlu yanıt verdi, ancak kimi maddeler üzerinde müzakereye ihtiyaç olduğunu belirtti.
Mısır’daki müzakerelere de katılacak Trump'ın damadı Jared Kushner ile özel temsilci Steve Witkoff'un yoğun mesaileri sonucu ortaya çıkan 20 maddelik plan, Filistin meselesini kökünden çözecek ve Ortadoğu'ya kalıcı barış getirecek bir proje değil. Masaya konan bu planın, her halükarda İsrail’i kayırdığı da açık. Ancak bugün Gazze'de yaşayan sivil halkın, 7 Ekim 2023 öncesindeki yaşamlarını, çözüm bekleyen sorunlarını ve türlü çeşit şikayete konu olabilecek zorluklarını bile özlemle anar hale geldiklerine şüphe yok. Haliyle, bu noktadan sonra bir ateşkes sağlanamadığı takdirde, uluslararası kamuoyundaki artan tansiyonun çaresizliği öfkeye, öfkeyi ise duyarlı toplum kesimlerinde sert protestolara ve nihayetinde hükümetlerinden doğrudan eylem ya da müdahale talebine dönüştürme riski giderek artacaktır.
Değerlendirme notunun tamamına buradan ulaşabiliriniz.