Arşiv

  • Nisan 2024 (7)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Hükümet neden IMF ile anlaşmak istiyor
    Hasan Ersel, Dr. 25 Ocak 2010
    Sayın Ali Babacan'ın geçen hafta bazı iktisat yazarlarıyla yaptığı toplantıda gündeme gelen konulardan birisi de "IMF ile bir anlaşma yapılması seçeneği" idi. Toplantıda edindiğim izlenimler çerçevesinde görüşümü özetlemeye çalışacağım.  Türkiye küresel krizden oldukça etkilendi. İşsizlikte toplumsal rahatsızlık doğuracak ölçüde artış oldu. GSYH ciddi bir biçimde düştü. Hem ihracat gelirlerimiz hem de ithalatımızda önemli düşüşler oldu. Ancak, ithalattan gelen etki daha fazla olduğu için cari açığımız ciddi ölçüde azaldı. Kamu açığı ise önemli ölçüde arttı. Buna karşılık enflasyon ciddi bir sorun olarak ortaya çıkmadı. Bankacılık kesiminde ise diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu üzere, bir sarsıntı yaşanmadı. Kabaca 2010 başında Türkiye ekonomisi epeyce sarsılmış, ancak işlevselliğini k [Devamı]
    Çevremizdeki ülkelerin askeri harcamaları
    Hasan Ersel, Dr. 20 Ocak 2010
    Askeri harcamaların ilginç bir tarafı var. Bu konudaki bilgilerin bir ölçüde gizlilik taşıması hemen her ülkede kabul edilebilir görülüyor. Bunu anlamak zor. Çünkü, askeri sır olması gerek harcanan para mıdır, yoksa bununla neler yapıldığının teknik ayrıntıları mı? Sanki askeri harcama rakamına bakılarak askeri planlar anlaşılabilirmiş gibi, askeri harcamalara ilişkin bilgiler pek çok ülkede bir türlü saydamlaşmaz. Oysa askeri harcamalar "ulusal savunma" adı verilen bir kamusal malın toplumsal açıdan gerekli ölçüde temin edilmesi için yapılan harcamalardır. Kamusal malların toplumsal açıdan gerekli olan ölçüde sunulmasında, genelde, piyasa mekanizmasının etkin olmaması nedeniyle bu malların finansmanı vergi toplanarak sağlanır. Ama sonuçta, demokratik bir ülkede, bu mallardan ne kadarına g [Devamı]
    Yunanistan'dan alınacak dersler
    Hasan Ersel, Dr. 18 Ocak 2010
    Yunanistan'ın karşı karşıya olduğu iktisadi sorun ilgimi çok çekiyor. Haklı olarak, "Sanki ülkemizin iktisadi sorunları bitti de sıra Yunanistan'ınkine mi geldi?" diye sorabilirsiniz. Aslında, Yunanistan bu sorunlarını nasıl çözebilir sorusu ile ilgilenmiyorum. Bu konuda hiçbir fikrim yok. "Ama bu noktaya nasıl gelindi" sorusu ilgimi çekiyor. Her halde Yunanistan'da bu kadar büyük bir bütçe açığı ve borç yükü bir gecede oluşmadı. Ancak olay içinden çıkılmaz hale gelinceye kadar da kimseden ses seda çıktığını duymadık. Bir önceki hükümetin, işine gelmediği için gerçek rakamları açıklamadığı ileri sürülüyor. Peki bu ülkenin "Ulusal İstatistik Hizmetleri" adlı bir kuruluşu var. Görevi Yunanistan'ın resmi istatistiklerini kamuoyuna duyurmak. Hükümet onu da mı kandırmış? Yoksa, bu kuruluşun hük [Devamı]
    Yanıtı duyduk da soru neydi
    Hasan Ersel, Dr. 13 Ocak 2010
    Bir ekonominin durumunun iyileştiği (ya da kötüleştiği) söylendiğinde ne anlaşılır? Bu sorunun yanıtı hiç de kolay değil. Çünkü, bir ekonominin iyileşmesinin ne demek olduğuna karar vermek zor. Bir ekonominin durumu tek boyuta indirgenebilecek bir kavram değil. Bu nedenle de pek çok göstergeye başvuruluyor: Kişi başına gelir, gelir dağılımı, çevre kirliliği, işgücü kalitesi, ödemeler dengesi, cari işlemler hesabı, bütçe dengesi, enflasyon, faiz oranları ve daha başkaları. Eğer bir ekonomi bu göstergelerin tümü itibariyle daha iyi ya da daha kötü bir duruma geçmişse, o zaman sonuca varmak kolay. Ancak bu pek rastlanan bir durum değil. Genelde, göstergeler farklı yönlerde hareket ederler. Ama buna rağmen ekonominin durumu hakkında değerlendirme yapanlar var. Örneğin derecelendirme kuruluşlar [Devamı]
    3 yıl aradan sonra 2009'da vadeli mevduat artış hızı en düşük seviyede kaldı
    Hasan Ersel, Dr. 11 Ocak 2010
    2009 yılında oluşan tabloya göre vadesiz mevduatta daha önceki yıllarla karşılaştırılamayacak kadar hızlı artış sağlandı. Buna karşın vadeli mevduatta 2006 yılından bu yana en düşük artış hızı gözleniyor.   Parasal büyüklüklerin seyrini takip etmek bir zamanlar pek modaydı. Şimdi o kadar ilgi çekmiyor. Oysa para miktarı ve onun etkileri Aristoteles'ten (MÖ 384-MÖ 322) beri düşünürlerin ilgisini çekmiştir. Para miktarı ile fiyat düzeyi arasında ilişkiyi ortaya koyan ilk yapıt ise ünlü astronom Nicolaus Copernicus (1473-1543) tarafından yazılmıştır. Copernicus, 1526'da yayımlanan "Monetae Cudendee Ratio" (Para Basmak Üzerine) adlı çalışmasında para miktarının artırılmasının genel fiyat düzeyini artıracağını ileri sürmüştü. Böylece Copernicus, astronomideki öncülüğüne bir de iktisatta "Paranı [Devamı]
    Fatih Özatay'ın kitabından
    Hasan Ersel, Dr. 08 Ocak 2010
    Fatih Özatay'ın Finansal Krizler ve Türkiye (İstanbul: Doğan Kitap, 2009) adlı kitabından söz etmek istiyorum. Bu sadece yaşadığımız olağan dışı olayları, kolay anlaşılabilir bir dille bizlere anlatan bir kitap değil. Özatay, bu kitapta "2007-? Krizini" iktisadın derinliklerinden taşıdığı bilgilerle çözümlüyor ve bunlara dayanarak da iktisat politikası önerileri geliştiriyor. Kitabı, cana yakın diline aldanıp, hafife almamak gerek. Ama korkmak da gerekmiyor. Dikkatli bir okuyucu, Özatay'ın düşünce akışını, rahatlıkla takip edebilir. Sanırım kitabın bir önemli katkısı da iktisat politikası önerilerinin "bana öyle geliyor ki" türünde önermeler olmadığını hoş bir biçimde gösteriyor olması. Kitapta önce, krizleri açıklamaya yönelik kuramsal çalışmalar ele alınıyor (İkinci Bölüm). Bunların ışığ [Devamı]
    GSYH ile refah arasında nasıl bir ilişki var
    Hasan Ersel, Dr. 04 Ocak 2010
    2010'da GSYH artmasına rağmen, iktisadi nedenlerden kaynaklanan toplumsal memnuniyetsizlik de artabilir. Bundan hareketle GSYH'nin işe yaramadığını düşünmek hata olur. Ama şikâyetçilerin niyetlerinden kuşkulanmak hatalı olur.   Bir ekonomideki iktisadi faaliyeti ölçmek için en yaygın olarak kullanılan ölçüt, gayri safi yurtiçi hasıladır (GSYH). Bu kavram, bir ülkede yerleşik olan üreticilerin yarattıkları katma değerlerin toplamıdır. GSYH'nin tahmini hiç de kolay bir şey değildir. Bu konudaki çalışmalar, uluslararası nitelik kazanmış, GSYH'nin nasıl tahmin edileceği konusunda ortak standartlar oluşturulmuştur. Mevcut GSYH tahmin yöntemini gözden geçiren son ortak çalışma, 2008 yılında Avrupa Komisyonu, IMF, OECD, Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası tarafından yapıldı. Bu çalışma aynı yıl [Devamı]
    Yeni yıl, ümitler ve zorluklar
    Hasan Ersel, Dr. 01 Ocak 2010
    Doğrusu 2009 yılının hem dünyaya hem de Türkiye'ye bıraktığı mirasın iyi olduğu söylenemez. Ama olayın sadece bu yönüne bakıp, yılın ilk günü karalar bağlamanın da anlamı yok. Eğer ortada sorun varsa, çözümü de vardır. Niyeti olan, er ya da geç çözer. İktisadi yaşamımıza ilişkin olarak da sorunlarımız 2009 yılında biraz daha ağırlaştı. Geçen sene, bazılarımız kendilerini bunun böyle olmadığına inandırmaya kalkışarak, Türkiye'ye zaman kaybettirdiler. Bu sene de durumumuza hayıflanarak aynı sonuca varan bir başka hata daha yapmamalıyız. Yapılması gereken, sorunu doğru anlayıp çözüm bulmaktan ibaret. "2007 krizi" adını verdiğimiz ve halen sürmekte olan olay öyle sıradan, basit bir çalkantı değil. Küresel ekonomiyi sarsan ve Türkiye'yi de etkileyen bir olaydan söz ediyoruz. 2009 yılı, büyük bi [Devamı]
    Yeni mali düzenleme anlayışı için hemen harekete geçilmeli
    Hasan Ersel, Dr. 28 Aralık 2009
    Mali sistemin denetiminde iki yol görünüyor. Ya 'Merkez bankalarının bağımsızlığının kabul görmesi nasıl kabul gördüyse bu defa da öyle olur' diyerek işi oluruna bırakmak ya da düzenleme anlayışının gerektirdiği çerçeveyi doğru oturtacak çalışmaları bugünden yapmak.  Geçen yazımda mali kesimde düzenlemenin gerekliliği ve zorluğundan söz etmiştim. Aynı konuyu çeşitli boyutlarıyla ele almaya devam edeceğim. 2007'de başlayan krizi değerlendirenlerin üzerinde durdukları bir nokta da mikro düzeydeki düzenlemelerin yeterli olup olmadığı sorunuydu. Konuyu bankacılık bağlamında ele alacağım. Sorun şu: Mevcut düzenlemeler bankacılık sisteminin sağlıklı çalışması için banka düzeyine bazı kurallar belirliyor. Sözgelimi sermaye yeterlik oranı: Bir bankanın faaliyetleri nedeniyle ne kadar risk aldığı t [Devamı]
    Mali kesimde düzenleme ve gözetim
    Hasan Ersel, Dr. 25 Aralık 2009
    2007'de başlayan ve ne zaman biteceği, bence henüz belli olmayan kriz, mali sistemin düzenlenmesi ve gözetimine ilişkin sorunları ön plana çıkardı. Bu bağlamda, üzerinde durulan temel konuları iki başlık altında ele almak olanaklı. Bunlardan ilki, düzenlemeye ilişkin eksiklikler. Başka bir deyişle mevcut düzenlemelerin yetersizliği ve/veya yanlışlığından kaynaklanan sorunlar. İkincisi ise mevcut düzenlemelerin uygulanmasındaki eksiklik ve hatalar. Önce bir noktayı açıklığa kavuşturmak gerek. Bugün ve gelecekte olabilecek her olayı göz önüne alan bir düzenleme yapmak olanaksızdır. Çünkü zamanı sürekli alırsak, böyle bir düzenlemede "sayılamaz sonsuz" madde olması gerekir. O halde, düzenlemeler bazı temel konuları seçmek durumundadırlar. Öte yandan koşulların değişmesi düzenlemeleri değiştir [Devamı]