Arşiv

  • Nisan 2024 (7)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    2009 Nobel iktisat ödülleri faydalı iktisatçılara gitmiştir
    Güven Sak, Dr. 17 Ekim 2009
    Nobel iktisat ödülleri bu yıl "kurumsal iktisat" alanına gitti. 2009 yılının Nobel İktisat Ödülü'nü Elinor Ostrom ve Oliver E. Williamson paylaştılar. 2008 krizi sonrasının temel meselesi böylece gündeme oturmuş oldu. Rekabetin yerini işbirliğinin alacağı bir yeni dönemin başlangıcında gibi duruyoruz. Nasıl olsa buraya doğru gidecektik. 2008 krizi süreci yalnızca hızlandıracak gibi duruyor. Gelin bugün Nobel İktisat Ödülü'nün çağrıştırdıkları üzerinde duralım. Birinci nokta şudur: Nobel İktisat Ödülü homoekonomikus ile uğraşanlara değil, homosapiens'in hayatını nasıl organize ettiğini araştıranlara gitmiştir. Bu ayrımı bir süre önce bir hafta sonu Referans'ında yapmıştık. İktisatçıların bir bölümü "her şeyden anlayan, her konuda tam malumata sahip olan, tercihlerini rasyonel o [Devamı]
    IMF ne kadar değişmiştir
    Güven Sak, Dr. 15 Ekim 2009
    Biliyorum IMF'den, yurtdışında olup bitenlerden sıkıldınız. Gelin görün ki içeride olup da şöyle keyifle anlatacak yeni bir gelişme yok. Hemen "ama ya o çok beğendiğin kredi garanti fonu düzenlemesi" demeyin. Bu sütunda o düzenlemeyi yaraya bir parmak merhem mealinde anlatırken takvim ne zamanı gösteriyordu? 2008 yılının eylül ayı filandı. Şimdi tarih nedir? 2009 yılının ekim ayındayız. Daha ne diyeyim? Elbette o yapılan düzenlemenin niteliğine de geliriz. Olumlu yanının da altını çizeriz. Ama müsaadenizle bugün "IMF, ne kadar değişti?" dizisine devam edelim. İnanın bunu takip etmek yakın gelecekte neler olabileceğini değerlendirmek için çok daha faydalıdır. Siz o kocaman kocaman isimlerin dediklerine bakmayın. Yakın gelecekte IMF'siz hayat yoktur. Nerede kalmıştık? "Sosyalis [Devamı]
    Kahn sosyalist olmasa, IMF böyle olur muydu?
    Güven Sak, Dr. 13 Ekim 2009
    Ne dersiniz IMF'nin başında Dominique Strauss-Kahn olmasa, IMF krize bu kadar çabuk ve bu kadar radikal bir tepki verebilir miydi? Doğrusu ya, bu kadar çabuk ve bu kadar radikal olmayabilirdi ortadaki tepki. IMF bu kadar öne çıkmayabilirdi. Kurum içi çalışmalardaki zihin karışıklığı ile IMF Başkanı'nın zihin açıklığı bu çerçevede son derece dikkat çekicidir. Tarihte bireyin rolünün görünür hale geldiği bir dönemden mi geçiyoruz nedir? Bu dönemde soru şudur: İzlediğimiz değişim eğilimi ne kadar kalıcıdır? Kahn, Sarkozy ile uğraşmaya memleketine dönerse IMF eski haline mi döner? Bu soruya yekten "Yok, canım öyle olmaz" demek zordur. Teşhisi nasıl koyarsanız, tedaviyi öyle yaparsınız. Teşhis, tedaviyi belirler. Son dönemde tedavinin hızlı olmasının nedeni, teşhis konusundaki zihin [Devamı]
    IMF programı Türkiye'yi krizin etkilerinden korumuştur.
    Güven Sak, Dr. 10 Ekim 2009
    İstanbul'da yapılan 2009 IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları vesilesiyle, bu haftanın başında HAK-İŞ tarafından düzenlenen bir toplantının konusu, "IMF programlarının dünya ekonomilerine etkisi"ydi. Toplantı, Türkiye'de ve ağırlıklı olarak Türkçe konuşan bir topluluk için düzenlendiğinden, konuyu Türkiye'ye getirmemek olmazdı. Bakın, ben de öyle yaptım. Toplantıda bir soru geldi: "IMF programlarının Türkiye ekonomisinin kriz performansına etkisi nedir? Hiç düşündünüz mü, bu dönemde, IMF programlarının Türkiye ekonomisinin kriz performansına nasıl bir etkisi oldu?" Bakın ben düşünmeye başladım. Bu soruyu cevaplarken öncelikle durumun tespit edilmesi gerekir. Türkiye, "el kesesinden düğün bayram anlayışı"nın yönetiminde, küresel ekonomik krize karşı dişe dokunur hiçbir tedbir a [Devamı]
    Küresel dengesizliklerin giderilmesi tartışması
    Güven Sak, Dr. 06 Ekim 2009
    IMF ve Dünya Bankası 2009 yıllık toplantısının İstanbul'da yapılması, küresel tartışmaları kapımıza kadar getirdi. Şimdi bundan yararlanma zamanıdır. İstanbul'daki açıklamalardan anladığımız kadarıyla, ortada bir "küresel dengesizliklerin giderilmesi" tartışması vardır. Gördüğümüz şudur: Biçimlenmekte olan "küresel dengesizliklerin giderilmesi" tartışması, Türkiye için iyi haber değildir. Yalnızca Türkiye için değil, ekonomileri yakınsama sürecinde olan herkes için bu tartışma kötüdür. Yavaş büyüme habercisidir. Sosyal sorunların zamana yayılması, Avrupa Birliği'nin kişi başı milli gelirine ulaşmanın gecikmesi anlamına gelmektedir. Türkiye'nin G-20 bünyesinde gündeme getirmeye hazırlanması gereken temel noktalardan bir tanesini bu yeni başlayan tartışma oluşturmaktadır. Bugün m [Devamı]
    Strauss-Kahn ayakkabıyı hak etmedi
    Güven Sak, Dr. 03 Ekim 2009
    IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn'a ayakkabı fırlatıldı. Ayakkabı, protesto literatürüne Irak'ta bir gazetecinin eski Amerika Başkanı George Bush'a ayakkabı fırlatmasıyla girmişti. Orada ayakkabı fırlatmanın aşağılayıcı kültürel bir manası vardı. Hatırlayın; Saddam'ın yıkılan heykelini de ayakkabı ile dövmüşlerdi. Burada ayakkabı fırlatmanın aşağılayıcı bir kültürel manası yok. Ama olsun. Konu artık küresel protesto literatürünün ayrılmaz bir parçasıdır. Ayakkabı fırlatmak fena halde "in"dir. O vakit, küreselleşme karşıtı bir çıkış bile küresel bir simge etrafında mana bulmaktadır. Zamanımız işte böyle bir çelişkiler yumağıdır. Hâlâ bir sosyalist olduğunu tekrarlayan Strauss-Kahn esasen krizle birlikte IMF'nin izlemekte olduğu politika çerçevesini kapsamlı bir değişime tabi tu [Devamı]
    Türkiye G-20'de neden daha aktif değildir
    Güven Sak, Dr. 29 Eylül 2009
    Türkiye'nin G-20 içinde yer alıyor olması önemlidir. Bir adım daha gidelim: Türkiye'nin bu günlerde G-20 içinde yer alıyor olması önemlidir. Dünyamızda iş yapma biçimi 2008 krizi ile birlikte bu günlerde değişmektedir. Bu çerçevede, G-20, yeni küresel iktisadi yapılanmanın mimarisinin şekilleneceği bir platforma dönüşme eğilimindedir. Pittsburgh toplantısında, ileriye yönelik iktisat politikası koordinasyonu konusundaki kararlara bu çerçevede bakılmalıdır. G-20'ye dahil olmak demek, bu çerçeveden bakıldığında, yeni küresel düzenin biçimlenme sürecinde etkili olabilme imkânıdır. Ancak Türkiye aktif bir G-20 üyesi ülke görünümünde değildir. En azından şimdilik değildir. Peki, neden bu böyledir? Bugünkü sohbetin konusu tam da budur. Merak edenleri aşağıya bekleriz efendim. Sorudan [Devamı]
    İhracatçılar desteklenmeden işsizlik zor azalır
    Güven Sak, Dr. 26 Eylül 2009
    Türkiye'de ve dünyada alışık olmadığımız bir dönemden geçiyoruz. Eski alet kutusunun anlamını yitirdiği noktadayız. Bu dönemin dinamiklerini eskiden kullandığımız kavramlarla niteleyebilmemiz mümkün değil. Tembel iktisatçıların söylediklerine hiç girmeyip, sorumuzu soralım: Böyle bir dönemde ekonomiye nasıl bakmak gerekir? Gayet basit: İşsizlik ve istihdam verilerinin bize neler söylediğini daha iyi analiz etmeye çalışarak. Kalanı kocaman bir boş laftır. Bugünlerde bir iktisatçı sizlere, "Büyük bir kur hareketi olmadı, demek ki IMF'ye ihtiyaç yokmuş" diyorsa, ya okumakta olduğunuz yazıyı tam orada okumayı kesin ya da izlediğiniz televizyon kanalını hemen değiştirin. Tabii canınız boş laf dinlemek istemiyorsa, öyle ya, bazen mırıl mırıl boş laf dinlemek hoş bile gelebilir. Koca [Devamı]
    Brezilya'nın notu yükselirken bizim görünümümüz olumluya döndü
    Güven Sak, Dr. 24 Eylül 2009
    Şeker Bayramı tatili gelişmeleri unutturmamalı. Bu ara pek çok olumlu gelişme izledik. Dünyada sanki işler daha olumluya döner gibi öyle değil mi? Gelin buradan başlayalım. Öncelikle Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. Sayın Ali Babacan'ın yoğun çabaları ilk meyvelerini verdi. Kamu maliyesinde inkâr dönemi sona erdi. Arada Katılım Öncesi Ekonomik Program (KEP) ile de inkârdan dönüyor gibiydik ama aynı dönemde hem hükümet hem de bürokraside ayrıntılı değişiklikler yapıldı. Ekonomi bir süre ikinci planda kaldı. OVP ile birlikte, mali vaziyetteki inkârcı yaklaşımın yerini kabule bırakması ile kamu maliyesindeki felaket hepimiz için görünür hale geldi. Esasen, bundan önce TEPAV raporlarında ortaya konulan mali görünümle kamunun kendi raporlarında ortaya konulan mali görünümün birb [Devamı]
    Amerika'daki tartışmaları izliyor musunuz
    Güven Sak, Dr. 19 Eylül 2009
    Bu günlerde Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) 2008 krizi pek tartışılmıyor. Beyaz Saray'ın web sitesi www.whitehouse.gov'da da manşetteki dört konunun üçü 2008 krizi ile alakalı değil. Manşetin dörtte üçünü ve ABD'nin gündemini Başkan Obama'nın sağlık sigortası reformu tasarısı işgal ediyor. Tartışma öyle burada alıştığımız gibi afaki bir zeminde de yapılmıyor. Ortada son derece somut bir sağlık sigortası reformu tasarısı var. Onu beğenenler ve de beğenmeyenler tartışıyor. Reformun ne anlama geldiği ak kâğıt üzerinde siyah siyah yazıyor. Kimse burada "demokratik açılım" konusunda olduğu gibi karnından konuşmuyor. Birinin konuştuğunu öteki hemen anlıyor çünkü herkes kendi kafasından konuyu belirleyip, kendi çalıp kendi oynamıyor. Bu tartışma önem taşıyor. Bir yandan, ABD'nin [Devamı]