2001 krizinin yıldönümü
24 Şubat 2021
Bu yüzyılda üç ekonomik kriz yaşadı Türkiye. Tetikleyen unsurlar dikkate alındığında, 2001 krizi ‘yerli’ yapımdı. Zamanın başbakanının büyük bir siyasi kriz olduğu mealindeki açıklaması tetikleyici unsur oldu. İkinci kriz 2008 sonunda doğru patlak verdi; 2009’da tüm etkisi hissedildi. Küresel bir krizdi. Tetikleyici unsur dolayısıyla 2008 sonbaharında küresel finans piyasalarında yaşanan büyük depremdi. Üçüncü kriz 2018 Ağustos ayında patlak verdi. Tetikleyici faktör Trump’un küstah tweetleri idi. Hafta sonu, 2001 krizinin (patlak verdiği günün) yıldönümüydü.
[Devamı]
Kamunun döviz borcunu artırması ne zaman haklı olur?
19 Şubat 2021
Kamunun döviz cinsinden borcunun toplam borcuna oranı 2020 sonunda yüzde 56.2’ye yükseldi. Bu düzey 2001 krizi sırasında gerçekleşen orandan ‘milim’ yüksek. 2001 sonunda döviz borcunun toplam içindeki payı yüzde 55.8’di. Krizden hemen sonra uygulamaya konulan ciddi ekonomik programın olumlu bir sonucu da bu payın sürekli azalması oldu. 2010’a gelindiğinde yüzde 26.7’ye kadar düşmüştü. Sonrasını biliyoruz. 2014’ten itibaren yine artmaya başladı, artış özellikle 2016’dan sonra çarpıcı bir biçime büründü ve bugüne geldik.
[Devamı]
Döviz ihalesi açmada zorluklar
17 Şubat 2021
Merkez Bankası’nın döviz rezervi, kısa vadeli döviz anlaşmaları çerçevesinde aldığı döviz borçları düşüldüğünde negatif düzeyde. Bu durum Türkiye ekonomisine ilişkin risk algılamasını yükselten bir durum. Doğal olarak döviz rezervinin nasıl artırılabileceği tartışılıyor.
[Devamı]
Riskimizi belirleyen unsurlar
10 Şubat 2021
Bu köşede sürekli olarak son yıllardaki ekonomik sorunlarımızı sadece para politikası ile çözemeyeceğimizi dile getiriyorum. Bu görüş çeşitli biçimlerde kanıtlanabilir. Bir tanesi şu: TCMB önemli ölçüde faiz artırımına gitti. Aktif oranı uygulamasının sonlandırılmasının da etkisiyle lira belirgin biçimde değerlendi ve büyük dengesizlikler yaratan hızlı kredi artışı durdu. Risk primimiz de düştü. Ancak, risk primimiz aynı grupta yer aldığımız ülkelere kıyasla hala çok yüksek bir düzeyde. Pazartesi sabahı 292 baz puan düzeyindeydi. Mesela, Brezilya’da 149 –ki o da yüksek, Meksika’da 84, Endonezya’da 69 ve Malezya’da 57 düzeyinde.
[Devamı]
Geçmiş geçmişte kaldıysa yüzde 10 hayal değil
05 Şubat 2021
2021’in ilk enflasyon verisi dün açıklandı. Beklendiği gibi tüketici enflasyonu yükselişini sürdürdü ve %15 oldu. 2019 ortalarından bu yana enflasyon artıyor. Artmaya devam eder mi? Yılsonu ne düzeyde gerçekleşebilir?
[Devamı]
Temel nedenler anlaşılırsa…
03 Şubat 2021
Dün kitaplarımı düzenlerken ileride okurum diye bir kenarda tuttuğum “Borç ile Şeytanın Arasında” adlı kitaba gözüm kaydı. Alt başlığı ise “Para, Kredi ve Küresel Finansın Düzeltilmesi” şeklindeydi. Yazarı, küresel krizin tam anlamıyla patlak verdiği Eylül 2008’de İngiltere Finansal Hizmetler Kurumu’nun başına atanan Adair Turner.
[Devamı]
Fiyat istikrarının önemi
29 Ocak 2021
Fiyat istikrarı denildiğinde sıfır düzeyinde bir enflasyon kastedilmiyor. Fiyat artışının her yıl %2 -hadi bizim için %3 olsun- civarında kaldığı bir ülkede fiyat istikrarı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Yüzde 0 enflasyon ya da fiyatların sabit kalması istenilir bir durum değil. Çünkü bir ‘tık’ ötesi fiyat düşüşü demek; çok tehlikeli. Fiyatların sürekli düştüğü bir ortamda harcamalar erteleniyor. Bu da ekonominin daralması ve işsizliğin yükselmesi anlamına geliyor. Tıpkı 1990’larda Japonya’da yaşandığı gibi. Fiyat artışlarının sıfıra yaklaştığı bir dünya elbette Türkiye için bir hayal.
[Devamı]
2.2 kat zengin ama 18 kat destek veriyor
27 Ocak 2021
Dün, Güven Sak’ın yazısında yer alıyordu. Açıkladığı yeni destek paketiyle birlikte ABD’nin pandeminin başından bu yana vatandaşlarına verdiği doğrudan gelir desteği milli gelirinin yüzde 27’sine ulaşmış olacakmış. Türkiye’nin ise vatandaşlarına verdiği doğrudan gelir desteğinin boyutu milli gelirimizin yüzde 1,5’i kadar olduğu belirtiliyordu aynı yazıda.
[Devamı]
Hazine neden yurtdışında yüksek faiz ile borçlanıyor?
22 Ocak 2021
Salı günü Hazine Eurobond pazarında 3.5 milyar dolarlık tahvil sattı (borçlandı). Beş yıllık tahvilin getirisi yüzde 4.9, 10 yıllık tahvilin getirisi ise yüzde 5.95 oldu. Uzmanlar bu borçlanma maliyetinin beklenenden düşük olduğunun altını çiziyorlar ve başarılı bir borçlanma operasyonu gerçekleştirildiğini vurguluyorlar.
[Devamı]
Yüksek faiz çıkmazından çıkmak
20 Ocak 2021
2021 nasıl bir yıl olacak? Yanıtlaması zor bir soru. Çok fazla belirsizlik var. Belirleyici olacaklar listesinin başında elbette COVID-19 aşısı var. Yeterli sayıda vatandaşımızı aşılayabilecek miyiz? Bu sayıya kısa sürede ulaşabilecek miyiz? Hizmet sektörünü olumsuz etkileyen sosyal mesafe önlemlerinin ne kadar devam edeceği, turizm gelirlerimizin ne olacağı, ihraç ürünlerimize olan talebin nasıl şekilleneceği ve belirsizliğin ne ölçüde değişeceği verilecek yanıtlara bağlı. Kaldı ki sadece Türkiye’deki aşılama değil küresel ölçekteki aşılama da önemli.
[Devamı]