Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Piyasaya iman
    Fatih Özatay, Dr. 10 Ocak 2010
    Ekonomi kuramının zor günler geçirmekte olduğuna değinmiştim geride bıraktığımız yılın son günlerinde. Özellikle, milli gelir, işsizlik oranı, faiz, kur, fiyatlar genel düzeyi gibi değişkenlerin zamanın belli bir noktasında nasıl belirlendiğini ve zaman boyutunda ne tür bir yol izlediklerini açıklamaya çalışan, bu yolun devletin ekonomi politikası müdahaleleriyle değiştirilip değiştirilemeyeceğini incelemeye çalışan makroekonomi kuramı için geçerli bu zorluk. [Devamı]
    Böyle mi olacaktı?
    Fatih Özatay, Dr. 07 Ocak 2010
    Sanırım bir şarkının bir yerinde geçiyordu başlıktaki soru. 'Bir şarkı' ve de 'bir yer'; bayağı tanımlayıcı oldu! Milyonlarca şarkı sözü, milyonlarca sözcük; eh elbette birinde vardır böyle bir söz. Varsın tanımlayıcı olmasın, 'hicranlı' bir durumu anlatıyor ya, öyleyse olsun. [Devamı]
    Düşük kura karşı yapılabilecekler
    Fatih Özatay, Dr. 04 Ocak 2010
    Geride bıraktığımız yılın son iki yazısı, liranın değerlenmesi olasılığına karşı ileride neler yapılabileceği konusuna bir giriş niteliğindeydi. Birinci yazı şu soruyla başlıyordu: Türkiye yeni bir ekonomik başarı hikâyesi oluşturabilir ve bunun sonucunda paramız değerlenme eğilimine girerse ne yapacağız?" Önce 2001 sonrasına gidip, o dönemde yaşanan değerlenme olgusunun (düşük kurun) olumlu etkilerine değinmiştim. Sonra, önümüzdeki dönemde yeni bir hikâye yaratılması halinde düşük düzeylerde kalabilecek kurun aynı olumlu etkileri yaratma ihtimalinin düşüklüğüne dikkat çekmiştim. İkinci yazı şu soruyla bitiyordu: "Bu durumda, yeni dönemde kurun düşük düzeylerde seyretmesine neden olacak yeni bir 'ekonomik hikâyemiz' olursa, 2001 krizi sonrasından farklı olarak ihracatımızın olduk [Devamı]
    Yeni yıla girerken
    Fatih Özatay, Dr. 03 Ocak 2010
    Yılın ilk yazısı... Bilgisayarda 'belgeler' altında yeni bir dosya açıp, isim vermek gerekiyor. Kolay; 'Radikal2010'. Her yıla yeni bir dosya; dosya sayısı artmaya başladı. Oysa eskiden sadece 'yeni bir dosya' idi her yılın başında açılan. Ama artık bu artışın farkında olmak başlı başına bir soru işareti. "Yahu, daha dün 2009 dosyasını açmıştım!" Neyse... [Devamı]
    Yeni ekonomik hikâye ve düşük kur
    Fatih Özatay, Dr. 31 Aralık 2009
    Pazartesi bıraktığım yerden sürdüreyim. Soru şuydu: Bir 'ekonomik hikâyemiz' olur ve paramız bunun sonucunda değerlenme eğilimine girerse ihracatımız yine artar mı? Soru bu halleriyle çelişkili gibi. Öyle değil ama. Öyle olmadığını göstermek için pazartesi günkü yazıma dönüp çok kısa bir özet yapmak gerekiyor. [Devamı]
    Sermaye hareketlerine kontrol
    Fatih Özatay, Dr. 28 Aralık 2009
    Soru şu: Türkiye yeni bir ekonomik başarı hikâyesi oluşturabilir ve bunun sonucunda paramız değerlenme eğilimine girerse ne yapacağız? Hoş şu olup bitenlere bakıp, bırakın yeni bir hikâyenin oluşturulmasını, mevcut yarım yamalak, çok kısa ve kimsenin okumak istemediği ekonomik hikâyenin bile sürdürülebilirliğinden şüphe ediyor insan. Ama bu köşede benim işim ekonomi yorumları yapmak; bu sorduğum soru ilginç geliyor bana ve bir süredir de çalışma arkadaşlarımla tartışıyorum. [Devamı]
    Yine iktisatta deprem üzerine
    Fatih Özatay, Dr. 27 Aralık 2009
    Ana akım iktisat kuramı çapraz ateş altında. Mevcut modeller ile krizleri incelemek mümkün değil: Finansal sistemi içermiyorlar, alınan borcun ödenmemesi gibi bir durum söz konusu değil ve hatta para bile doğru dürüst yer almıyor bu modellerde. Öte yandan bu modeller, insanların inanılmaz bir malumat kümesine ve bu malumatı işleme kapasitesine sahip olduklarını varsayıyorlar. Dahası ekonominin nasıl işlediğini biliyorlar. Kısacası modeldeki 'insanların' müthiş zihinsel yetenekleri var; her şeyi idrakindeler. [Devamı]
    2011'i kurtarabilecek miyiz?
    Fatih Özatay, Dr. 24 Aralık 2009
    2011'de ekonomimizin olası büyüme hızı üzerinde düşünmek beni bir ölçüde karamsar yapıyor. İki nedenle. Birincisi, erkene alınmazsa 2011'de genel seçim var. Ayrıca izleyecek yılda da cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. 2007'deki seçim ortamı politik kutuplaşmayı artırmıştı. Kutuplaşma ekonomiye yaramıyor. Ekonomik birimler daha tedirgin oluyor; uzun dönemli planlarını erteliyorlar. Dolayısıyla talep normalde artacağı hızla artmıyor. Öte yandan, böyle bir ortamda yapısal reformlar ile uğraşılmıyor. Reformlar bir tarafa, kısa vadeli ekonomik politikaların tasarlanmasına bile yeteri kadar zaman ayrılmıyor. İkinci nedenim ise ekonomik. Bu nedeni açabilmek için 2010 öngörülerimin arkasındaki nedenlere geri dönmem gerekiyor. [Devamı]
    İktisat kuramı deprem geçiriyor
    Fatih Özatay, Dr. 21 Aralık 2009
    Küresel krizin sayısız kötü sonucu var. Bunlardan biri de yerleşik iktisat kuramını derinden sarsması oldu. İktisatçılar giderek artan sıklıkta iktisat biliminin içinde bulunduğu 'kötü' durumdan nasıl çıkarılabileceğini tartışıyorlar. Bu konu hakkında biri ağustosun sonunda, diğeri de kasımın başında olmak üzere iki yazı çıktı bu köşede. Büyük ihtimalle bundan sonra daha fazla yazı kaleme alacağım bu ilginç konu üzerinde. Özellikle doktora düzeyinde yapılan çalışmalarda çok sık kullanılan modeller finansal piyasaları tatmin edici biçimde içerecek bir şekilde oluşturulamıyorlar. Bazı hallerde finansal piyasalar bu modellerde yer bile almıyor. Yer almayınca da bu modeller gerçek dünyadan büyük ölçüde kopuyorlar. [Devamı]
    Orta vadeli enflasyon hedefi neden yüksek?
    Fatih Özatay, Dr. 20 Aralık 2009
    Merkez Bankası 2010 yılında uygulayacağı para ve kur politikasını 10 Aralık günü açıkladı. Beraberinde, önümüzdeki üç yıl için hükümet ile Merkez Bankası'nın birlikte saptadıkları enflasyon hedeflerini de öğrendik. Buna göre 2010 için yüzde 6.5, daha sonraki iki yıl için ise yüzde 5.5 ve yüzde 5'lik bir enflasyon hedefi var. [Devamı]