Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Şok faiz artışına gerek var mı?
    Fatih Özatay, Dr. 01 Haziran 2022
    Yaşananların nedeni açık: Enflasyonun sıçradığı bir ülkede enflasyonun en önemli panzehirlerinin başında gelen faiz ilacının kullanılmamasında ısrarcı olununca, bir de üstelik artık politika faizinin bir öneminin kalmadığı ilan edilince, döviz kuru tekrar yükselmeye başladı. Enflasyon da. İlk yanlış karar -yüksek enflasyona ve uluslararası piyasalarda artma eğiliminde olan emtia fiyatlarına rağmen politika faizinin beş puan düşürülmesi- bir dizi yanlış kararı arkasından getirdi. Kur korumalı mevduat (KKM) sistemi bunlardan ilki. İkincisi ise, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin erimesinin göze alınarak, piyasaya döviz satılması. [Devamı]
    ‘1’ yüksek derken 4’e razı olmak zorunda kalmak
    Fatih Özatay, Dr. 27 Mayıs 2022
    Bugün sırada geçmişten kısa bir ‘faiz takıntısı’ öyküsü var. Mart 1993’te Cumhurbaşkanı Özal yaşamını yitirdi. Demirel Cumhurbaşkanı seçildi. Yerine de konuşmalarında sık sık yüksek faizden şikâyet eden Çiller Başbakan oldu. Çiller, yeni hükümetin önemli amaçlarının başında faizlerin düşürülmesinin geldiğini belirtiyordu. Gerçekten de Hazine’nin borçlanma faizleri kriz öncesi yüksek düzeylerdeydi (%80-90). Faizin enflasyonun çok üzerinde olması elbette arzu edilir bir şey değil. Düşürmeye çalışmak gerekir. Ama ufak bir hata yapılıyordu: Başımızın beladan kurtulması isteniyorsa, yüksek faize yol açan nedenlerin azaltılması, zamanla da ortadan kaldırılması gerekiyordu. Bunlar kaldırılmadan ‘cin’ uygulamalarla faiz düşmüyordu. Düşmediği gibi sıçrayabiliyordu da. [Devamı]
    O politikayı bari şimdi değiştirin
    Fatih Özatay, Dr. 25 Mayıs 2022
    Geçen perşembe tasarruf sahibinin içine düştüğü karmaşadan söz etmiştim. Enflasyonun çok altında getirilerle karşı karşıya olunması nedeniyle ortaya çıkıyordu bu karmaşa. Bu olgunun arkasında, elbette, “TCMB faizi çok düşük tutsun-bankaları bu düşük faizden bol bol fonlasın-mevduat ve kredi faizleri düşük olsun-yatırımlar artsın-düşük faiz yerli paraya (kontrollü biçimde) değer kaybettirsin- ihracat artsın” şeklinde özetlenebilecek bir ekonomik program var(dı). İsterseniz buna ‘sözde’ ekonomik program da diyebilirsiniz. Tercih sizin. [Devamı]
    Tasarruf sahibinin açmazı
    Fatih Özatay, Dr. 20 Mayıs 2022
    Son aylar, lira cinsinden tasarruf yapmak isteyenler açısından tam bir kabus halinde geçiyor. Tüketici enflasyonu yüzde 70 düzeyindeyken, lira cinsinden mevduat faizleri yüzde 20’nin altında. Enflasyon bugünün enflasyonu, faiz ise önümüzdeki dönem için geçerli; mevduatınızın vadesine bağlı. Diyelim ki altı ay vadeli mevduat yatırdınız. Merkez Bankası’nın 5 Mayıs haftası verilerine göre altı aylık mevduatın ortalama faizi yüzde 17,5 düzeyinde. Enflasyonun altı ay sonra bırakın yüzde 17,5’in altına, yüzde 50’nin altına inme ihtimali var mı? [Devamı]
    Bütçe de cari işlemler hesabı da bozuluyor
    Fatih Özatay, Dr. 18 Mayıs 2022
    Nisan ayı bütçe gelişmeleri açıklandı. Buna göre Nisan ayında bütçe açığı 50 milyar lira oldu. Yüksek bir açık bu. Yılın ilk dört ayındaki bütçe açığı ise 19 milyar lira. Daha da önemlisi, faiz harcamaları dışarıda tutulduğunda, Nisan ayında yüklü miktarda açık verdi bütçe. Dolayısıyla, ileride Nisan ayı açığına benzer açık rakamları gelirse, mevcut sorunlarımıza bir de bütçe açığı sorunu eklenecek. [Devamı]
    Döviz kurundaki gelişmenin arka planı
    Fatih Özatay, Dr. 13 Mayıs 2022
    Döviz kuru birkaç gündür yükseliyor. Bu yazıyı yazdığım sırada bir dolar 15,31’in biraz üzerindeydi. Oysa on işgünü öncesinde 14,7’nin altındaydı dolar kuru. Yüzde 4,1 oranında artış var kurda. Bu artışın büyük bir kısmı son üç-dört işgününde gerçekleşti. Döviz kurunun mevcut seyrini sürdürmesinin ekonomimiz açısından çok olumsuz sonuçlar doğuracağı sanırım yeteri kadar açık. Yine de iki tanesini belirteyim. Birincisi, tüketici enflasyonunun üç haneli düzeylere çıkma ihtimali çok artar. İkincisi, kur korumalı mevduatın bütçeye getireceği yük çok yükselir. Peki, ne oldu? Ne oluyor? [Devamı]
    Çukur kazmak
    Fatih Özatay, Dr. 11 Mayıs 2022
    Tüketici enflasyonu yüzde 70, üretici enflasyonu ise yüzde 122. Çok yüksek. Bu kadar yüksek enflasyon yeni değil. 1988-89 döneminin bir kısmında ve 90’lı yılların büyük bir kısmında da gözlendi. Ancak tüm bu dönemde, enflasyon-kur-faiz üçlüsünün bu denli birbirinden kopuk olduğu bir dönem hatırlamıyorum. Politika faizi yüzde 14, mevduat faizleri yüzde 20’nin kredi faizleri yüzde 30’un altında, açıklanan enflasyon ise yüzde 70. Döviz kurunun seviyesi ‘kahramanca’ savunulmaya çalışılıyor. Ancak son günlerde savunma cephesinden alarm sinyalleri geliyor. [Devamı]
    Enflasyon korumalı mevduat
    Fatih Özatay, Dr. 06 Mayıs 2022
    Basında çıkan haberlere göre, Hazine enflasyona endeksli lira cinsinden tahvil çıkarmayı düşünüyormuş. Bayramın son günü kaleme alıyorum bu yazıyı; bu durumda önce olumlu tarafından ele almam gerekir konuyu. [Devamı]
    500 liralık banknot ve hukuk sistemimiz
    Fatih Özatay, Dr. 29 Nisan 2022
    Basındaki haberlere göre 500 liralık banknot basılması düşünülüyormuş. Nereden nereye geldik. Enflasyon tek haneli rakamlara inince ve de enflasyonu çarpıcı biçimde düşüren ekonomik program yürürlükte olduğu için enflasyonu yükseltecek bir neden ufukta görülmeyince, paramızdan altı sıfır atılmıştı. 2005 başında ‘… Milyon liralık banknotların yerini ‘… (yeni) liralık banknotlar almıştı. Madeni para da tekrar hayatımıza girmiş ve yaygın biçimde kullanılır olmuştu. [Devamı]
    TCMB’nin yeni uygulaması
    Fatih Özatay, Dr. 27 Nisan 2022
    Son yazımda enflasyondan arındırılmış (reel) tüketici kredilerinin Ocak 2015’ten bu yana aylık hareketini gösteren bir grafiğe yer vermiştim. Ağustos 2020’den bu yana yokuş aşağı tam gaz gidiyor reel tüketici kredileri. Geçen yılın ortasından itibaren de reel olarak azalıyor. Nisan ayı değeri eksi yüzde 25. Öte yandan, maaş ve ücretler azan enflasyona yenik düşmüş durumdalar. Mesela Mart ayı asgari ücreti enflasyondan arındırıldığında sadece Mart 2021’deki değerinin değil Mart 2020’deki değerinin de altında. GSYH’nin önemli bir kısmını oluşturan özel tüketim harcamalarının bu koşullar altında 2022 yılında büyümeye belirgin bir katkı vermesi oldukça zor. [Devamı]