Arşiv

  • Nisan 2024 (11)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Mali kesimde düzenleme ve gözetim
    Hasan Ersel, Dr. 25 Aralık 2009
    2007'de başlayan ve ne zaman biteceği, bence henüz belli olmayan kriz, mali sistemin düzenlenmesi ve gözetimine ilişkin sorunları ön plana çıkardı. Bu bağlamda, üzerinde durulan temel konuları iki başlık altında ele almak olanaklı. Bunlardan ilki, düzenlemeye ilişkin eksiklikler. Başka bir deyişle mevcut düzenlemelerin yetersizliği ve/veya yanlışlığından kaynaklanan sorunlar. İkincisi ise mevcut düzenlemelerin uygulanmasındaki eksiklik ve hatalar. Önce bir noktayı açıklığa kavuşturmak gerek. Bugün ve gelecekte olabilecek her olayı göz önüne alan bir düzenleme yapmak olanaksızdır. Çünkü zamanı sürekli alırsak, böyle bir düzenlemede "sayılamaz sonsuz" madde olması gerekir. O halde, düzenlemeler bazı temel konuları seçmek durumundadırlar. Öte yandan koşulların değişmesi düzenlemeleri değiştir [Devamı]
    2011'i kurtarabilecek miyiz?
    Fatih Özatay, Dr. 24 Aralık 2009
    2011'de ekonomimizin olası büyüme hızı üzerinde düşünmek beni bir ölçüde karamsar yapıyor. İki nedenle. Birincisi, erkene alınmazsa 2011'de genel seçim var. Ayrıca izleyecek yılda da cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. 2007'deki seçim ortamı politik kutuplaşmayı artırmıştı. Kutuplaşma ekonomiye yaramıyor. Ekonomik birimler daha tedirgin oluyor; uzun dönemli planlarını erteliyorlar. Dolayısıyla talep normalde artacağı hızla artmıyor. Öte yandan, böyle bir ortamda yapısal reformlar ile uğraşılmıyor. Reformlar bir tarafa, kısa vadeli ekonomik politikaların tasarlanmasına bile yeteri kadar zaman ayrılmıyor. İkinci nedenim ise ekonomik. Bu nedeni açabilmek için 2010 öngörülerimin arkasındaki nedenlere geri dönmem gerekiyor. [Devamı]
    2010'da şirketlerin dayanma gücü sınanacak
    Güven Sak, Dr. 24 Aralık 2009
    2010 yılı nasıl bir yıl olacak? Günün sorusu budur. İsterseniz hiç uzatmadan başlayalım. 2010 yılı, bankalarımızın ve de banka dışı şirketler kesiminin dayanma gücünün sınandığı bir yıl olacaktır. Buradaki "dayanma gücü" doğrudan doğruya şirketlerin, Sayın Başbakanımızın veciz ifadesiyle "zulalarının büyüklüğü" ile alakalıdır. Öncelikle bu zulanın manası iyi anlaşılmalıdır. Sonra ise şu dayanma gücü testine bir bakılmalıdır. İlk yanıtlanması gereken soru işe şudur: "2009 yılı neden bir göreli sükûnet içinde geçmiştir?" Yoksa hükümetimiz bir tedbir mi almıştır? Merak edenleri bekleriz efendim. "2010 yılını belirleyecek en temel eğilim ne olabilir?" deseniz, benim aklıma bu aralar hemen bu "dayanma gücü" kavramı gelir. Bence 2009 yılını belirleyen, bu kavram olmuştur. İsterseniz b [Devamı]
    Geçmişle hesaplaşma geleceğin yerini almamalı
    Güven Sak, Dr. 22 Aralık 2009
    Dün Referans "Genç girişimciler tedirgin" manşeti ile çıktı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) hafta sonu Ankara'da ülkemizin en geniş tabanlı genç girişimciler hareketini başlattı. Demokratik oda hareketi, kadın girişimcilerden sonra genç girişimcileri de bünyesinde örgütlemeye başladı. İyi de yaptı. Genç Girişimciler Kurulu Kongresi'nin ilki Ankara'da yapıldı. Toplantıya Türkiye'nin her tarafından 1500 delege katıldı. Toplantıya katılanlar gençlerdi. Katılımcıların yüzde 70'i 30-39, kalanı ise 20-29 yaşları arasındaydı. Peki, o manşet nereden çıktı? Genç girişimciler hakikaten rahatsız mıydı? Toplantıdan benim aldığım izlenimler azıcık farklıydı. Bakın nasıldı? Artık her toplantının başında salonun nabzını hemen tutabilmek mümkün oluyor. TOBB Genç Girişimciler Kurulu [Devamı]
    İktisat kuramı deprem geçiriyor
    Fatih Özatay, Dr. 21 Aralık 2009
    Küresel krizin sayısız kötü sonucu var. Bunlardan biri de yerleşik iktisat kuramını derinden sarsması oldu. İktisatçılar giderek artan sıklıkta iktisat biliminin içinde bulunduğu 'kötü' durumdan nasıl çıkarılabileceğini tartışıyorlar. Bu konu hakkında biri ağustosun sonunda, diğeri de kasımın başında olmak üzere iki yazı çıktı bu köşede. Büyük ihtimalle bundan sonra daha fazla yazı kaleme alacağım bu ilginç konu üzerinde. Özellikle doktora düzeyinde yapılan çalışmalarda çok sık kullanılan modeller finansal piyasaları tatmin edici biçimde içerecek bir şekilde oluşturulamıyorlar. Bazı hallerde finansal piyasalar bu modellerde yer bile almıyor. Yer almayınca da bu modeller gerçek dünyadan büyük ölçüde kopuyorlar. [Devamı]
    Samuelson iktisadı yeni ufuklara taşıdı
    Hasan Ersel, Dr. 21 Aralık 2009
    13 Aralık'ta vefat eden Paul Anthony Samuelson, iktisat kuramını yeni ufuklara taşıyan önemli isimlerden birisiydi. Samuelson, 1970'te Nobel İktisat Ödülü'nü de kazanmıştı.   13 Aralık 2009 günü 94 yaşında vefat eden Paul Anthony Samuelson, XX. yüzyılda iktisat kuramının gelişmesine en çok katkısı olan birkaç insandan birisiydi. Samuelson iktisadın hemen her dalında yaptığı katkılarla iktisadın yeni ufuklara yol açmasını sağlamıştı. Yakın dostu, meslektaşı Robert M. Solow onun katkılarını özetlerken herhangi bir iktisatçının çalışmasında kullandığı zihinsel araçların çok büyük bir kısmının Paul Samuelson'un çalışmalarının ürünleri olduğunun altını çiziyor. İsveç Merkez Bankası'nın Alfred Nobel anısına koyduğu iktisat bilimleri ödülü, 1970 yılında Samuelson'a verildi. Bu ödülün daha ikinci [Devamı]
    Orta vadeli enflasyon hedefi neden yüksek?
    Fatih Özatay, Dr. 20 Aralık 2009
    Merkez Bankası 2010 yılında uygulayacağı para ve kur politikasını 10 Aralık günü açıkladı. Beraberinde, önümüzdeki üç yıl için hükümet ile Merkez Bankası'nın birlikte saptadıkları enflasyon hedeflerini de öğrendik. Buna göre 2010 için yüzde 6.5, daha sonraki iki yıl için ise yüzde 5.5 ve yüzde 5'lik bir enflasyon hedefi var. [Devamı]
    Platin talebi krize rağmen neden düşmüyor
    Güven Sak, Dr. 19 Aralık 2009
    Geçenlerde İngiliz Financial Times gazetesindeki habere göre yukarıdaki sorunun yanıtı gayet basit: Çünkü Çin'de düğün sayısı artıyor. Gelin bakın neden artıyor? Çin acaba daha tempolu büyür mü? "Bu kriz artık sona erer mi" diye merak edenleri aşağıya bekleriz efendim. Hatırlar mısınız bilmem. Bundan bir süre önce, "Çin'deki gelin kıtlığı problemi çözülmeden Çin, tasarruf eden bir ülke olmaktan çıkıp tüketime zor yönelir, bu küresel ekonomide zor toparlanır" mealinde bir yazı yazmıştım yine hafta sonu Referans'ına. Haziranın sonuydu. Yazı ( http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=125045 ) mealen şöyleydi: Çin'de 1970'li yıllarda uygulamaya konulan tek çocuk politikası nedeniyle yeni doğan erkek bebeklerin kız bebeklere oranı 1.20'ye ulaşmıştı. Her yüz kız bebeğe karşın [Devamı]
    Yunanistan ve küresel kriz
    Hasan Ersel, Dr. 18 Aralık 2009
    Dubai olayının hemen arkasından Yunanistan'da olup bitenler gündeme oturdu. Ancak arada ciddi bir fark var. Dubai'de ortaya çıkan sorunu hiç olmazsa bir boyutuyla küresel krize bağlamak olanaklı. Oysa Yunanistan'da olay farklı. Bu ülkede işlerin kötüleşmesi, küresel krizle çok daha az ilgili. Anlaşıldığı kadarıyla küresel kriz dişlerini geçirmeden çok önce Yunanistan'da kamu dengesi açıklanana oranla çok daha bozukmuş. İktidar değişikliği bu durumun açığa çıkmasını sağlamada önemli bir etken olmuşa benziyor. Yunanistan'da durumun ciddi olduğu anlaşılıyor. Kamu açığının GSYH'ye oranı yüzde 12.7'ye tırmanmış. Resmi işsizlik oranı yüzde 9,1. Ancak Yunanistan Çalışma Bakanı, Avrupa Birliği'nin finanse ettiği işsizlerin kamu hizmetlerinde çalışmasını sağlamaya yönelik programın geçen ay sona er [Devamı]
    Net hata noksan ve 2010 büyümesi
    Fatih Özatay, Dr. 17 Aralık 2009
    Çok sayıda kişi Türkiye'nin 2010'da yüzde 3.5-5 arasında bir yerde büyüyeceğini belirtiyor. Bu aralığın alt sınırını eylül ayında kamuoyuna açıklanan Orta Vadeli Program çiziyor. Farklı bir ifadeyle, analistler resmi tahmine göre daha iyimserler. Ben de kasım ayı ortasında bir dizi yazı ile büyüme tahmini yapmış ve iyimserler kervana katılmıştım. Sözünü ettiğim yazılardaki büyüme tahmini yüzde 3.8-4.9 arasındaydı. [Devamı]