Türkiye COP15'te neyi hedeflemektedir
12 Aralık 2009
COP15'in ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği konferansları serisinin on beşincisi Kopenhag'da (COP15) devam ediyor. Toplantı iki nokta üzerine odaklanıyor: Birincisi, güzel mavi küremizi daha uzun bir süre türümüz için yaşanabilir kılabilmek için bu gezegen üzerinde, bugünkü hayat tarzımızın neden olduğu, yıllık karbon emisyonlarına bir sınır getirmek. İkincisi ise mevcut hayat tarzımız her yıl artan oranda karbon emisyonuna neden olduğuna göre hayat tarzımızdaki değişikliğin getireceği faturayı kimin, nasıl üstleneceğine bir karar vermek. Bu kararlar verilebilecek mi? Galiba hayır. Aslında Kopenhag Zirvesi'ne doğru gidilirken buradan, Kyoto Protolü'nün yerini alacak bir anlaşmanın çıkabileceğine inanılıyordu. Anlaşma çıkmayacak ama nereye
[Devamı]
En çok hangi ülkelere ihracat yapıyoruz
11 Aralık 2009
TÜİK'in yayımladığı 2009'un ocak-ekim dönemi ihracat rakamlarına göz atalım. En çok ihracat yaptığımız ilk beş ülkenin ocak-ekim dönemleri itibariyle ihracatımız içindeki payları ve geçen seneden bu yana olan değişim aşağıdaki tabloda özetleniyor. Göze ilk çarpan noktaları şöyle özetleyebiliriz:
[Devamı]
Maliye politikası faizi nasıl yükseltir?
10 Aralık 2009
Tüm Yunan halkından özür dilerim. Bu arada kredi notu veren kuruluşlara da teessüflerimi bildiririm. Yahu bu kadar da çabuk tekzip edilir mi insan! Tamam, uyarımı dikkate alıp gereğini yapacaksınız elbette, ama bu kadar da acele edilir mi? Ne olacak şimdi, bazı adaları dışında hiç görmediğim Yunanistan'a nasıl ayak basacağım şimdi? İnsan bir iki hafta bekler kardeşim.
[Devamı]
Finansal Krizler ve Türkiye' kitabını okudunuz mu
10 Aralık 2009
Okumakta fayda var. Amerika Birleşik Devletleri'nde bir finansal kriz olarak başlayan 2008 krizi, bizim buraya bir reel sektör krizi olarak geldi. Suyun öte yanında başlayan kasırga, aheste aheste bizim kıyılarımıza kadar ulaştı. Biz öyle "Acep bu ne ola ki?" diye bakar ve uzaktan kasırgaları izlemekten kaynaklanan engin deneyimimizle "Canım, ille de üstümüze gelecek değil ya, teğet de geçebilir" diye ıslık çalarken fırtınaya yakalandık. Yakalandığımız fırtına, alıştığımız krizlere benzemiyordu. Peki ama bizim alıştığımız krizler nasıldı? Bunun farkı nereden kaynaklanıyordu? Bu krize karşı yapabileceklerimizi yaptık mı? Yapabilecek olup da yap(a)madıklarımız nelerdi? Bundan sonra bizi neler bekleyebilir? Bu tür soruların cevapları Fatih Özatay'ın "Finansal Krizler ve Türkiye" b
[Devamı]
Tek para, çok maliye politikası
07 Aralık 2009
Yunanistan'da olan bitenlere dikkat ediyor musunuz? Yeni hükümet işbaşına geldiğinde 2009'da bütçe açığının alması beklenen değer için kamuoyuna daha önce açıklanan rakamların doğru olmadığını öğrendi. Tabii, yeni hükümetle birlikte herkes. Meğerse 2009 bütçe açığı milli gelirin yüzde 13'ü kadar olacakmış.
[Devamı]
2010'da özel yatırımlar artabilir mi
07 Aralık 2009
Hükümet 'Orta Vadeli Program'da, 2010 yılında özel yatırımların yüzde 8, özel tüketimin ise yüzde 2,5 artacağını öngörüyor. Ancak kaynak sorunu ve yoğunlaşan siyasal tartışmalar, bu öngörülerin gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel. Öngörü yapmak kolay iş değil. Hatta olanaklı mı, o bile tartışılabilir. Konu, 2010 ve sonrasında Türkiye ekonomisi söz konusu olduğunda, öngörü yapmakla görevli kişi ya da kuruluşların işi daha da zor. Çünkü temel makro büyüklükleri öngörebilmek için bir çerçeve oluşturmak gerekiyor. Güçlük de burada. Kriz sonrasında, kimin nasıl davranacağı; bu davranışların bileşkesinin ülke ya da dünya ekonomisi için nasıl bir ortam yaratacağını kestirmek başlı başına bir sorun. Yine de bu ortamı etkileyebilecek bazı temel unsurlar üzerinde durarak belirsizliği biraz ol
[Devamı]
Kredi notu neye yarar?
06 Aralık 2009
Uzun zamandır güzel haberlere hasretiz. Hafta içinde kredi notumuzun Fitch tarafından iki kademe yükseltilerek BB+ düzeyine çıkarılması sevindiriciydi. Kredi notu veren diğer iki şirketin de ters bir gelişme olmazsa yakında notumuzu yükseltmeleri beklenir.
[Devamı]
Demir pirinç çanağının peşinde bu kez bir milyon kişi vardı
05 Aralık 2009
Hadi daha kesin söyleyelim. Geçen pazar Çin'de kamu personeli sınavlarına tam 1 milyon 40 bin kişi katıldı. 2010 programına göre yaklaşık 15 bin kişi işe alınacaktı. Ama sınava tam bir milyon kırk bin kişi katıldı. Bu amaçla 44 ayrı merkezde sınav düzenlendi. Geçen yıl aynı sınava Çin genelinde 770 bin kişi başvurmuştu. 2009 yılında boş kadro sayısı 13 bin 500 civarındaydı. Doğrusu ya ben sınavdan İngiliz The Guardian gazetesinin orta sayfa fotoğrafı sayesinde haberdar oldum. Ve birden merakıma mucip oldu. Bizim buralarda, malum daha önemli işlerimiz var, birbirimizi yemekten etrafa bakmaya fırsatımız olmuyor. Başbakandan başlayarak, herkesin komşusu ile büyük bir şevkle kavga ettiği bir ortamda, haliyle, böyle konular gazetelerin de ilgisini çekmiyor. Olsun, benim ilgimi çekiyo
[Devamı]
Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri
04 Aralık 2009
Türkiye ekonomisinin 2010'da (ve bir dereceye kadar 2011'de) nasıl seyredeceğini araştırmak için, bizimle iktisadi ilişkisi en yoğun olan bölgelerde neler beklendiğine bakmıştım. Sırasıyla gelişmiş ülkeler (ABD ve Euro Bölgesi) ve Rusya'yı ele almıştım. Sırada Kuzey Afrika ve Ortadoğu (KAOD) ülkeleri var. Önce bir noktayı anımsatayım. Küresel krizi incelemeye başladığım ilk yazımdan bu yana, bu olayın bizi bir kere vurup geçen türden bir olay olmadığını vurgulamıştım. Üç dalga olacağına ilişkin görüşümü tekrar özetleyeyim: İlk dalga merkezdeki ülkelerin (ABD ve Avrupa) krize düşmesinden kaynaklanacak. İkinci dalga çevredeki ülkelere ilk dalganın vurmasıyla ortaya çıkan sarsıntıların bize yansıması. Üçüncüsü ise tüm bu ülkelerin alacakları önlemlerin bize yansıyan etkileri. Dubai krizi, iki
[Devamı]
Küçülme dönemi bitti mi? Nasıl ölçeceğiz?
03 Aralık 2009
Önemli veriler açıklanacak önümüzdeki günlerde: Önce ekim ayı sanayi üretim endeksi, sonra üçüncü çeyreğe ilişkin milli gelir ve kasım ayı kapasite kullanım oranı, sonra da eylül dönemine ait işsizlik verileri. Özellikle ilk üçü için iki tür karşılaştırma yapılacak; bir yıl öncesinin aynı dönemine göre ve bir dönem öncesine kıyasla. Bir yıl öncesine kıyaslamak bazen sorunlu oluyor. Özellikle de ekonomik faaliyet düzeyinde aşağıya doğru ya da yukarıya doğru bir dönüşün gerçekleşmesini beklediğimiz dönemlerde. Bu sorunu aşmanın bir yolu bir ay öncesine (çeyrek yıllık veriler için bir önceki üç aya) göre kıyaslama yapmak. Ama incelediğimiz seri ekonomik nedenler dışındaki nedenlerle önemli dalgalanmalar gösteriyorsa, bu kıyaslama hiçbir anlam taşımıyor. Böyle yaparak elde edilen büy
[Devamı]