Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Dün yediğin hurmalar bugün bir yerlerini tırmalar
    Güven Sak, Dr. 13 Ağustos 2009
    Karışık bir dönemin içinden geçiyoruz. Olmadık işler oluyor. Haziran ayında, "Aman Allah'ım, sana şükürler olsun, yalnızca yüzde 10 küçüldük" diye seviniyoruz. Etrafta, bir yandan yoğun bir anlamsız "Hadi yine iyisin, iyisin, dipçik gibisin maşallah" propagandası var. Öte yandaysa bir "yandık, bittik, mahvolduk" havası. Böyle bir ortamda ne yapılacağını belirlemek önemli. Ama etraftaki malumat kirliliği değil karar almayı, düşünmeyi bile zorlaştırıyor. O vakit, öncelik belirleyebilmek mümkün olmuyor. Bugün gelin, ihracat pazarlarını korumak neden Türkiye'nin önceliğidir ona bakalım ve bir sonuç çıkaralım: Türkiye'nin yoğun bir ihracat teşviki sistemine ihtiyacı vardır. Bugün önemli olan, var olanı korumaktır. Zaman atılım yapma zamanı değildir. Buyurun bakalım. İktisadi krizler [Devamı]
    Yağmurlu günlere hazır olmamak
    Fatih Özatay, Dr. 12 Ağustos 2009
    12 Eylül askeri darbesi üniversitelerde önemli tahribat yarattı. Bu tahribattan en çok 'nasibini' alanlar arasında Mülkiye de vardı. O dönemde Mülkiye'de hocam olan Yılmaz Akyüz, diğer çok sayıda kıymetli öğretim üyesi gibi, ne yazık ki en verimli çağında kendini üniversite dışında buldu. Belki kendisi için iyi oldu; gitti Cenevre'de UNCTAD'ın baş ekonomisti oldu. Ama Türkiye en iyi makro iktisatçılarından birini, kanımca da en iyisini kaybetti. [Devamı]
    Kavramların eski tadı yok
    Güven Sak, Dr. 11 Ağustos 2009
    Geçen hafta, içinde bulunduğumuz iktisadi durgunluk döneminde kavramların eski tadının kalmadığını vurgulamaya başlamıştık. Eskiden bildiğimiz bir dünya vardı. Enflasyon aşağı düşünce anlamı belliydi. Faiz inerse ne olduğunu anlayıverirdik. Kurdaki değerlenmenin bile istikrara yönelik belli bir manası olurdu. Her alet ve/veya gösterge genel kabul gören bir kavramsal çerçeve içinde mana ifade ederdi. Bu, artık dündü ve şimdi bitti. Şimdi elimizdeki aletlere yeni manalar yükleyecek bir yeni kavramsal çerçeveye ihtiyacımız var. Aksi takdirde elimizdeki göstergeler bizi cehenneme doğru götürürken, keyfimiz son derece yerinde olabilir. Peki, nedir bu yeni dönemin özelliği? Yeni dönem bir iktisadi durgunluk dönemidir. İktisadi durgunluk döneminin belirgin özelliği ise istihdam kayıp [Devamı]
    Çin'in büyümesi bile sorgulanıyor, Merkez'in çağrısına kulak verilsin
    Hasan Ersel, Dr. 10 Ağustos 2009
    2. çeyrekte yüzde 7.9 büyüdüğü tahmin edilen Çin, dünyaya göre hızlı büyüyor ancak bu durum bile sorgulanıyor. Çok daha kötü bir büyüme performansına sahip olan Türkiye'de Merkez Bankası'nın (MB) ikna edici bir orta dönemli mali program gerektiğine ilişkin çağrısı değerlendirilmeli. 2009'da Çin ekonomisinin dünyanın kalanına göre hızlı, kendi geçmişine göre ise yavaş büyüdüğü görülüyor. Çin Ulusal İstatistik Bürosu, ekonominin ilk çeyrekte yüzde 6.1, 2. çeyrekte ise daha da hızlanarak, yüzde 7.9 büyüdüğünü tahmin ediyor. Öte yandan, Çin'in bu sonuçları ihracatının yaklaşık yüzde 30 düştüğü bir ortamda elde etmiş olduğunun da altını çizmek gerek. Demek ki Çin iç talebi artırmanın bir yolunu bulmuş. Bunun nedeni olarak iki gelişme gösteriliyor: Bunlardan ilki Çin hükümetinin yürürlüğe sokt [Devamı]
    Faiz düşüşü hayra alamet mi?
    Fatih Özatay, Dr. 09 Ağustos 2009
    Liranın değerlenme eğilimine girmesinin, ya da faizlerin düşüyor olmasının arka planında sağlam bir ekonomi politikası çerçevesi olmadığını belirttim son yazımda. Küçülen ekonomimizin ve artan işsizliğin doğurduğu bir sonuçtu bu. Bir ölçüde de son günlerde artanküresel risk alma iştahının. [Devamı]
    Erdoğan, Putin ve Berlusconi'yi bir araya getiren nedir
    Güven Sak, Dr. 08 Ağustos 2009
    Bugüne kadar her 'Nabucco' diyene 'Orayı neyle dolduracaklarmış?', 'o da ne ki?' diye soruyla cevap veren Putin ilk kez Nabucco'dan alternatif bir yol olarak Ankara'da bahsetti. Hem de pek iyi etti. Bugünlerde kenara not edilecek gün sayısı giderek artıyor. Geçenlerde size kötü bir gün olarak ağustosun dördünü not edin demiştik. Hatırlayalım. O gün, ikincil piyasada devlet iç borçlanma faizi yüzde 9,92 olmuştu. Biz ise, "bütçesi çakma olanın faizi normal şartlarda burada olmaz, bu ekonomik durgunluk işaretidir" demiştik. Bakın bu kez ağustosun altısını olumlu bir tarih olarak bir kenara not etmekte fayda var. Dün Nabucco, bugün ikinci Mavi Akım projesi, Samsun-Ceyhan boru hattı inşaatı ve de Yunanistan üzerinden İtalya'ya uzanacak Güney Akım Projesi, Ceyhan - Aşkelon projele [Devamı]
    Sanayi üretiminde eğilim ne yönde?
    Hasan Ersel, Dr. 07 Ağustos 2009
    31 Temmuz 2009'da TÜİK ilk kez mevsim ve tarih etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi yayımladı. Bu ilk raporda endeksin nasıl hesaplandığına ilişkin temel bilgiler de yer alıyor. Bu istatistiklerin yayımlanmış olmasını, ekonomimize ilişkin bilgi dağarcığımıza önemli bir olumlu katkı olarak değerlendiriyor ve TÜİK'e teşekkür ediyorum. Şu ara üzerinde çok söz edilen konulardan birisi de ekonomideki olumsuz yönde gidişin yön değiştirmeye başlayıp başlamadığı. Sanayi kesiminde ne olup bittiği konusunda, kaba da olsa, bir izlenim edinmek için mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksine bakmak gerek. TÜİK'in verdiği bilgilere göre bu endeks, son defa Haziran 2008'de binde 3'lük artış gösterdikten sonra 2009 Nisan ayına kadar sürekli düşmüş. Bu on aylık dönemde sa [Devamı]
    Faiz ve kur düşüşü: Neyin göstergesi?
    Fatih Özatay, Dr. 06 Ağustos 2009
    2001 krizinden sonra da gözlenmişti. Kriz sonrasında sürekli artan döviz kuru, yılın son aylarından itibaren düşmeye başladı. Öyle ki, 2000'nin ikinci yarısındaki siyasi belirsizlik ve 2003 başındaki Irak savaşı geçince, kurdaki düşüş iyice belirginleşti, ihracatçılar başta olmak üzere azımsanmayacak sayıda kişi liranın değerlenmesinden şikâyetçi oldu. [Devamı]
    Tek haneli DİBS faizi hayra alamet değildir
    Güven Sak, Dr. 06 Ağustos 2009
    Ağustosun dördünü bir kenara not edin. Ağustosun dördünde, ikinci el piyasada, gösterge devlet iç borçlanma senedi (DİBS) yüzde 9,92'den işlem gördü. DİBS faizi tek haneye indi. Şimdi normal şartlar altında hayırlara vesile olması gereken bu durum bugün öyle değildir. İçinde bulunduğumuz şartlarda tek haneli DİBS faizi ekonomimizin depresyonda olduğunun göstergesidir. Ağustosun dördündeki tek haneli DİBS faizinin gösterdiği iktisadi toparlanmanın başlangıcı filan değil düpedüz ekonomik durgunluktur. Göstergeleri birbirine karıştırmamakta fayda vardır. Gelin önce şuradan başlayalım: 2009 yılının ağustos ayının dördü itibariyle Türkiye'nin "evet evet, vardır ve manalıdır" diyebileceğiniz bir bütçesi var mıdır? Yoktur. Memleketin 2009 yılı bütçesi çakmadır. 2008 yılının sonunda [Devamı]
    Azalan ithalat talebi nasıl değerli liraya yol açar?
    Güven Sak, Dr. 04 Ağustos 2009
    Bu günler işte öyle günler. Bu günler ilk aklınıza gelen açıklamanın doğru olmama ihtimalinin yüksek olduğu günler. Bu günler hiçbir şeyin göründüğü gibi olmama olasılığının dikkate alınması gereken günler. Çünkü bu günler bizim alıştığımız günler değil. Böyle günlerde işe baştan başlamaktan başka bir çare yok. İlmek ilmek işlerin nasıl yürüdüğüne dair bir yeni yaklaşım örmek gerekiyor. İktisatla ilgili olarak yapılması gereken de bu. Biz daha önce böyle iktisadi kriz görmedik. Tedavinin başlangıç noktası hastanın hasta olduğunu kabul etmesidir. Ekonomide yeni olanın kavranmasının başlangıç noktası, dinamiklerine daha önceden alışmadığımız bir dönemin içinde olduğumuzu kabul etmektir. Çareyi bulmanın başlangıç noktası yeni bir çareyi aramaya başlamaktır. Ekonomide çareyi araman [Devamı]