Arşiv

  • Mart 2024 (18)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)
  • Nisan 2023 (9)

    IMF kesinlikle faydalıdır
    Güven Sak, Dr. 19 Mayıs 2009
    IMF'den bahsetmek bundan böyle ön izne tabi olacak galiba. Geçen hafta televizyondan izlediklerimiz bize bu iş için, öncelikle sayın savcımızdan bir ön izin almak lazım geldiğini gösterdi. Bu çerçevede, ikinci ön izni de galiba Asaf Savaş Akat Hocamızdan almamız gerekecek. Sayın Hocamız geçen gün televizyonda savcı yardımcısı gibiydi. Ne olur ne olmaz, dikkatli olmak lazım. Sayın Savcım ve de Sayın Hocam, müsaadenizle ben bugün, "Önümüzdeki dönemde IMF neden gereklidir" mevzuuna yeniden bir dönmek istiyorum. Evet evet, bendeniz IMF ile bugüne kadar bir anlaşma yapılmamış olmasının hatalı olduğunu düşünüyorum. Bu da yetmiyor, üstüne üstlük, anlaşmanın hâlâ yapılmamış olmasının hatayı katmerli hale getirdiği kanaatindeyim. Hadi o da yetmiyor, sonunda mutlaka bir anlaşma olacağına [Devamı]
    Olumluluğun temeli var mı?
    Fatih Özatay, Dr. 18 Mayıs 2009
    Son günlerde hem küresel kriz hem de Türkiye ekonomisi hakkında olumlu yazıların sayısı artmaya başladı. Bu köşede de olumlu yorumlanabilecek birkaç yazı çıktı. Olumlu olmak hoş elbette, tabii ki temeli olmalı bu olumluluğun. Dibi görmek iyi bir şey; işlerin daha kötü gitmeyeceğini gösterir. Ama öte yandan şu da gerçek: Diyelim ki 2009'un ilk çeyreğinde ekonomimiz yüzde 12 oranında daraldı. İkinci çeyrekte varsayalım ki daralama hızı yüzde 6, üçüncüde de yüzde 2 oldu. Bu durumda, evet ilk çeyrekte dibi görmüş oluyoruz, ama ekonomi önemli miktarda küçülmeye devam ediyor. Üçüncü çeyrekte de yüzde 12 küçülmediğimiz için sevinelim mi (olumlu görüş), yoksa küçülme devam ettiği için yerinelim mi (karamsar görüş)? Soru: Mahkûm muyuz bu kısırlığa? [Devamı]
    Uluslararası bankalar kredide nazlanırsa ekonomide çarklar beklenenden yavaş döner
    Hasan Ersel, Dr. 18 Mayıs 2009
    Türkiye'de yerleşik bir banka var. Bir şirket de kredi almak istiyor. Bu şirket, gidip o bankanın kendisine en yakın şubesi yerine aynı bankanın yurtdışındaki bir şubesinden kredi alıyor. Bu, bir defalık bir olay olmayıp bir eğilim olarak ortaya çıktığına göre tarafların böyle yapmaktan sağladıkları bir ek yarar olması gerekiyor.   Küresel krizin Türkiye'yi etkileme yollarından birisi olarak özel kesimin yurtdışı borçlanma olanaklarındaki daralma hemen akla geliyor. TCMB'nin yayımladığı mart ayına ilişkin veriler, bu bekleyişi doğrulamakla birlikte, daralmanın korkutucu boyutta olmadığını da gösteriyor (Tablo-1). Bu görünümün önümüzdeki aylarda nasıl değişeceğine ilişkin öngörülerde bulunmak zor. Gerçi mali piyasalarda, geçen dönemdeki kadar olumsuz gelişmeler yok ama kredi piyasasında da [Devamı]
    Ucuzlayan otomobil, artan işsizlik
    Fatih Özatay, Dr. 17 Mayıs 2009
    Geçen sonbahardan beri üzerinde duruyorum. Sadece ben değil, başkaları da: İşsizlik yardımından yararlanmanın kolaylaştırılması, yararlanma süresinin artırılması, işsizlik yardım miktarının gözden geçirilmesi, işsizlerden özellikle vasıfsız olanlara yönelik beceri artırma eğitimlerine ağırlık verilmesi üzerinde. [Devamı]
    Avrupa bankalarının sorunu nedir
    Güven Sak, Dr. 16 Mayıs 2009
    Tamam hafta sonundayız. Ama "hafta sonu yazıları eğlendirmeli olur, ciddiye kaçılmaz" diye bir kural yok herhalde. Hafta sonları neden tefekkür zamanı olmasın? Şöyle hayatın hayhuyundan çıkıp, etrafa daha tepeden bir bakmak için fırsat olmasın? Bugün biz oradayız efendim. İsterseniz, sizi de bekleriz. Bu günlerde dünyanın her tarafında garip duygular içindeyiz. Bahardan mıdır, nedir? Bu günlerde herkes işin kötü bölümünün artık geride kaldığı konusunda hemfikir olmaya dünden razı duruyor. En azından öyle söylüyorlar. Rakamlar, şöyle üstten bir bakarsanız, hiç de fena durmuyor. Ama bir yandan da mesela, Avrupa'da, bankalarla ilgili olarak ortada pek de sevinçli olmayan bir telaş var. Bu hafta Almanya'da hükümet kötü kredilerle ilgili yapılması gerekenler konusunda bir hazırlık a [Devamı]
    Türkiye'nin AB üyesi olması
    Hasan Ersel, Dr. 15 Mayıs 2009
    1960'ların sonlarında şimdiki Avrupa Birliği'ni (AB) doğuran "Ortak Pazar"a üye olunmasına karşı çıkanların savundukları görüşü özetleyen slogan "Onlar ortak, biz pazar"dı. O yıllarda Türkiye'deki temel kaygı, özellikle sanayimizin böyle bir birliğe üye olmaktan zarar göreceğiydi. 40 yıl sonra durum epeyce değişik. AB konusunda kaygıların ağırlık noktası iktisadi durum değil. Türkiye ekonomisi yine AB'yi oluşturan çekirdek ülkelere oranla çok daha az gelişmiş durumda ama AB'nin bütünü göz önüne alındığında, ciddi bir reform programı uygulamak koşuluyla, orta dönemde, Türk sanayiinin AB'nin rekabet ortamı içinde yaşamını sürdürebileceğini düşünen epeyce Türk ve Avrupalı var. Buna karşılık, Almanya ve Fransa'nın yöneticilerinin başını çektiği ve AB içinde yaygın olan görüş şöyle özetlenebili [Devamı]
    Vergi indiriminin etkileri
    Fatih Özatay, Dr. 14 Mayıs 2009
    Motorlu taşıt araçlarına uygulanan özel tüketim vergisi 16 mart tarihinde alınan bir kararla indirildi. Üç ay yürürlükte kalacak bu karar sonucunda motor hacmi 1600 cc'den küçük otomobillerde ve kamyonetlerde oluşan fiyat düşüşü Otomotiv Sanayicileri Derneği mart bültenine göre yüzde 14'e yaklaşıyor. Geriye kalan araçlarda ise yüzde 1-6 arasında fiyat indirimi sağlanıyor alınan kararla. [Devamı]
    Bazı işler bağırmakla hallolmaz
    Güven Sak, Dr. 12 Mayıs 2009
    Bankalara çok kızıyoruz. Hadi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Sayın Hisarcıklıoğlu onlara kızıyordu. Son günlerde Sayın Başbakanımız da bankalara kızmaya başladı. Bankaların işi zor. Farkında mısınız, aslında bankalara banka gibi davrandıkları için kızıyoruz. Biz bugünlerde milletçe bankaların banka gibi davranmamasını istiyoruz. Ama onlar banka gibi davranmaya devam ediyorlar. Peki, bankaların davranış biçimini değiştirebilmek mümkün mü? Elbette mümkün. Bunun için "banka gibi" davranmanın manasını değiştirecek kamusal tedbirler almak gerekiyor. Bugün müsaadenizle öncelikle ortadaki yapısal probleme bir değinelim. Sonra da hükümetimizin alacağı tedbirlerle bankaların davranış biçimini nasıl değiştirebileceğine değinelim. Değinelim ki, herkes kendi üzerine düşe [Devamı]
    Dibi görmüş olabileceğimize dair...
    Fatih Özatay, Dr. 11 Mayıs 2009
    Bugün de olumlu gelişmelere bakmaya devam etmek istiyorum. Yine cımbızla ayıklama operasyonu yapmak gerekiyor; olsun, olumlu gösterge bulalım da ayıklama zahmetine katlanırım. Bu seferki cımbızla olumlu gösterge ayıklama operasyonu dış göstergeler için. Geçenlerde ekonomist Robert Gordon ilginç bir yazı yayımladı. ABD devresel hareketlerinin dönüm zamanlarını belirleme komitesinde 1978'den bu yana çalışıyor. Bu konuda bilinen akademik yazıları da var. Kısacası, bu alanda bir uzman. Bu sıralarda en çok gereksindiğimiz şey de uzman görüşleri. Gelin beraberce bakalım bu uzmanın görüşlerine. Yazı, 'dibi gördük mü?' sorusunun yanıtını arıyor. Bunu farklı biçimlerde yapmak mümkün. Başımıza gelen belaların baş sorumlusu olduğu için finansal sektörde toparlanma başlayıp başlamadığını sor [Devamı]
    Sanayi üretim endeksi rakamları iyimser olmak için yeterli mi
    Hasan Ersel, Dr. 11 Mayıs 2009
    TÜİK'in sanayi üretim endeksi bülteninde şöyle bir başlık var: 'Aylık endeks, mart ayında 2008 yılı mart ayına göre yüzde 20,9 azalış gösterirken bir önceki aya göre yüzde 13,4 artmıştır.' Bu saptamaların her ikisi de doğru. Ama biri olumsuz öteki ise olumlu. Hangisine önem verirsiniz? İstatistiksel çözümleme yapacak olanlara, işe başlamadan önce, verileri önlerine alıp dikkatle bakmaları önerilir. Bence bu, yaşamsal önemi olan bir öneridir. Çünkü, bunu yapmak insanın heyecanını giderir. O anki duygularınıza ve kullanabileceğiniz çözümleme yöntemlerinin çekiciliğine kapılmanızı engeller. Sakinleşirsiniz ve amacınızın o veriyi çözümlemek olup, en gelişmiş yöntemi uygulayarak gösteri yapmak olmadığına kendinizi ikna edersiniz. Sonunda hem sağlıklı düşünmüş olur hem de eğer olanak [Devamı]