Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Peki, ya Gazze'de yaşayanlar ne düşünüyor
    Güven Sak, Dr. 07 Şubat 2009
    Siz hiç Gazze'yi gördünüz mü? Ben Gazze'yi ilk olarak 2005'te gördüm. İsrail daha Gazze'den yeni çekilmişti. Zaman Ariel Şaron'un "ilişki kesme" (disengagement) politikası zamanıydı. Gazze, Filistin yönetimindeydi. İnsanın gözüne gözüne giren ilk izlenimler şöyleydi: Birincisi, her evin üstünde farklı renkte bir bayrak vardı. Ama hiçbiri Filistin ulusal bayrağı değildi. Bayrakların renkleri mahalleden mahalleye değişiyordu. Portakal rengi olanlar El Fetih'in, yeşiller Hamas'ın, siyahlar İslami Cihad'ın, kırmızılar ise Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin bayraklarıydı. Batı Şeria'ya göre, Filistin'in daha politik bir yerinde dolaştığınızı hemen anlıyordunuz. Gazze, mahalle mahalle bölünmüştü. İkincisi, organize sanayi bölgesi denilen alanlar, bizim buralardaki küçük sanayi siteler [Devamı]
    Bölüşüm sorunları ve kriz
    Hasan Ersel, Dr. 06 Şubat 2009
    2 Şubat 2008 tarihli yazımda, benden kaynaklanan, iki hata var. Yazının ikinci sütununun son satırında ("İyi güzel de..." diye başlayan paragraf) "kullandırmamaları" kelimesinin doğrusu "kullandıramamaları" olacak. Yazının üçüncü sütununda "Kâr oranlarındaki düşmenin..." diye başlayan paragrafta yer alan ikinci cümle "Marx'ın birikim, azalan kâr oranı ve teknolojik gelişme..." biçiminde başlayacak. Aynı konuya devam etmek istiyorum. Reel kesimin üretim maliyetlerini girdi ve finansman maliyetleri biçiminde iki kalemde düşünelim. Yaratılan katma değer de kâr ile ücret arasında bölüşülsün. Bu basit çerçeve içinde aşağıdaki sonuçların geçerli olduğu gösterilebilir: 1) Teknoloji ve faiz oranı sabitken ücret düzeyinde (kâr oranında) artış olması, kâr oranını (ücret düzeyini) düşürece [Devamı]
    Anlaşmazlık konusu ne olmamalı
    Fatih Özatay, Dr. 05 Şubat 2009
    IMF ile anlaşmazlık hangi alanlarda bilmiyorum. Basına yansıyan olası alanlardan iki tanesini seçip birkaç şey söylemek istiyorum. Bir ara 'mali kural' konusunda anlaşmazlık olduğuna dair bir şeyler okuduğumu hatırlıyorum. Ama mali kural getirilmesinin anlaşmazlık konusu olduğunu sanmıyorum, olmasını da hiç mi hiç anlamlı bulmuyorum. [Devamı]
    Kore ile Türkiye'nin farkı nerededir
    Güven Sak, Dr. 05 Şubat 2009
    Bu aralar, ekonomi ile ilgili rakamların eski tadı yok. Ocak ayı ihracat rakamlarımız yüzde 28 azalmaya işaret ediyordu. Bizim performansımız kötü de Asya'nın ihracata dayalı büyüme modeli olarak gösterilen ülkelerinin durumu daha mı iyi? Hayır. Geçenlerde Güney Kore'nin ocak ayı ihracat rakamları da açıklandı. Orada ihracattaki azalma yüzde 33 civarında. Sonuç: Asya'nın ihracat motorlarından Kore dış ticaret açığı veriyor. Aynı bizim gibi. Hem de Asya krizinin vurduğu 1997 yılından beri ilk defa. Peki, Kore ile Türkiye'nin farkı nerededir? Gelin önce birkaç tespit yapalım? Birincisi, Kore'nin ocak ayı ihracat performansındaki bozulma, kasım ve aralık aylarının devamı niteliğindedir. İhracat kasım ayında yüzde 19 ve aralık ayında da yüzde 17,9 oranında zaten azalmıştır. Dolayıs [Devamı]
    Dış politikanın ekonomi politikasını belirleyeceği bir noktadayız
    Güven Sak, Dr. 03 Şubat 2009
    Dünya garip bir yer oldu. Hepimizi derinden etkileyen ve bizleri bundan sonra daha da çok etkileme eğilimi gösteren bir küresel iktisadi krizin tam ortasındayız. Küresel kriz Amerika Birleşik Devletleri'nden (ABD) kaynaklandı. Bu durumda ne beklersiniz? İçinizden "herhalde küresel Amerikan hegemonyasının sonuna geldik" dersiniz değil mi? Ama bakın hayat öyle göstermiyor. Öyle olacak gibi de durmuyor. Başkan Obama sabah akşam "yandık, bittik, mahvolduk" diyor ama ortadaki eğilimler ABD'nin iktisadi açıdan hâlâ önemli olduğunu gösteriyor. Yeni bir ortama hızla giriyoruz. ABD'nin bu yeni iktisadi ortamda önemini nasıl koruyacağını merak ediyorsanız aşağıya bekleriz. Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) 2009 yılı için, uluslararası fon akımlarına yönelik olarak ortaya koyduğu t [Devamı]
    Ne yazık ki haklıyız gibi...
    Fatih Özatay, Dr. 02 Şubat 2009
    Makro düzeyde analiz yaparken ekonomiyi kesimlere ayırırız genellikle. Mesela; kamu kesimi, merkez bankası, bankalar, şirketler, hane halkları ve dış dünya gibi. Çok büyük kapsamlı bir toplulaştırma yapılır kısacası. Sözgelimi bir dolu şirketin davranışı tek bir şirket başlığı altında incelenir. Bazen bu toplulaştırma daha da ileriye gider, incelenen kesim sayısı azalır. [Devamı]
    Belirsizlik: AB reformları sürer mi?
    Fatih Özatay, Dr. 01 Şubat 2009
    Krizden başımı kaldırmaya çalışıp orta-uzun vadeye ve dolayısıyla da reform konusuna yüzümü döndürmüştüm son yazıda. Ekonomik açıdan etkin olduğu bilinen ya da düşünülen bir dizi reformun uygulamaya konulmasının önündeki engellerin başında, bu reformlar sonucunda kimin kaybedip kimin kazanacağının önceden belli olmaması geliyordu. [Devamı]
    Reşadiye ve Sultan Osman-ı Evvel dretnotlarına el konulması
    Hasan Ersel, Dr. 31 Ocak 2009
    Çocukken rahmetli babamla yaptığım sohbetlerden edindiğim izlenim, onun nesli üzerinde, Büyük Britanya'nın, I. Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde, 1914'te, Sultan Osman-ı Evvel (Birinci Sultan Osman) ve Reşadiye dretnotlarına (Dreadnought; tek tip çaplı toplarla donatılmış savaş gemisi) el koymasının çok büyük bir etki yarattığı, Büyük Britanya'nın kimliğinde, yabancı devletlere güvenilemeyeceği biçiminde güçlü bir yargının oluşmasına yol açtığı olmuştu. Üstelik bu yargı, sadece askerler ve onların çevreleri ile sınırlı kalmamış, topluma yayılmıştı. Oysa böyle bir olay Osmanlı devletinin başına ilk kez gelmiyordu. Birkaç yıl önce, 1911'de, İtalya hükümeti Osmanlı devletinin Ansaldo tezgâhlarına sipariş ettiği Drama kruvazörüne el koymuştu. Ancak bu, bilebildiğim kadarıyla, bir topl [Devamı]
    Bu krizin neresi psikolojik Allah aşkına!'
    Güven Sak, Dr. 31 Ocak 2009
    Ahir Zaman Hurafeleri Kataloğu; İki numaralı kayıt: 'Bu krizin neresi psikolojik Allah aşkına!' Uluslararası bankacılık krizi bizim kıyılara vurduğundan beri etrafı gerçekle herhangi bir alakası bulunmayan bir açıklama biçimi sarmaya başladı. Ne zaman lafa "kriz" diye girecek olsanız daha alınması gereken tedbirlerden bahsetmeye başlayamadan, bilmeyenlerin o her zamanki bilgiçliğiyle, "Bak o tamamen psikolojik" diyorlar. Öyle bir diyorlar ki, sanki ortada esasen bir problem yokmuş da siz bir nevi kâbus filan görmüşsünüz de uyandığınızda içinde yaşadığınız sıkıntılar sona erecekmiş gibi. Öyle bir diyorlar ki, sanki siz problemden hiç bahsetmezseniz o problem olduğu gibi yok olacakmış gibi. Yoktur böyle bir şey. Var zannedenler, kriz tehlikesi karşısında, "devekuşu taktiği"nin [Devamı]
    Merkez, 'Enflasyon daha da düşecek' diyor ama..
    Hasan Ersel, Dr. 30 Ocak 2009
    Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) yayımladığı Enflasyon Raporu 2009-I adlı dokümanda "2008 yılının son çeyreğinde, döviz kuru hareketlerinin fiyatlar üzerindeki etkisinin kendi tahminlerinden de düşük gerçekleşmiş olduğu" vurgulanıyor. Bunun en önemli nedeni olarak da ithalat fiyatlarındaki keskin gerileme gösteriliyor. TCMB Başkanı'nın bu raporu sunuş konuşmasında da bu konu üzerinde duruluyor ve iki görüşe yer veriliyor. Bunlardan ilki "2009 yılında toplam talepte belirgin bir toparlanma beklenmediği göz önüne alındığında döviz kurunun fiyatlar üzerindeki etkisinin bir süre daha sınırlı kalmaya devam etmesi muhtemeldir." İkinci görüş ise "Bununla birlikte, orta vadeli (geçişlilik) etki(si) konusunda net bir ifadede bulunmak için henüz erken olduğunu düşünmekteyiz" [Devamı]