Arşiv

  • Nisan 2024 (7)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Küresel kriz bize ne getirir
    Güven Sak, Dr. 11 Ekim 2008
    Dünyada her gün milyarlarca söz veriliyor. Biri diğerine ileride bir konuda yardımcı olmaya, ödeme yapmaya, mal teslim etmeye, bozulan bir malı tamir etmeye söz veriyor. Sonra ancak o sözlere dayalı olarak yerine getirilebilecek bir dizi söz daha veriliyor. Biri size ödeme yapacak ki, siz de aynı gün beş ayrı yerde ödeme yapabileceksiniz, size bir mal teslim edilecek ki, dünyanın dokuz ayrı yerine başka bir mal teslimatını bundan bir ay sonra, yapabileceksiniz. Böyle bakarsanız, dünya üzerinde yaşamımızı biçimlendiren ve düzene koyan, birbirimize verdiğimiz sözler ve o sözlere güvenerek atılan adımlardır. Sözler, el sıkışmaktan kontratlara kadar değişik biçimlerde olabilir. Her kontrat ileride yerine getirilecek bir değil, birkaç sözü ve de o sözün nasıl yerine getirileceğine i [Devamı]
    FED Başkanı ne dedi
    Hasan Ersel, Dr. 10 Ekim 2008
    ABD Merkez Bankası (Fed) başkanı Ben Bernanke 7 Ekim 2008 günü bir konuşma yaptı. Bu konuşmadan anlaşıldığı kadarıyla Bernanke, önümüzdeki dönemde ABD ekonomisi için büyüme performansının daha da kötüleşeceğinden endişe ediyor. Bunun için yapılması gerekenin mali piyasaların istikrarının sağlanması olduğunun altını çiziyor. Bu sıkça söylenen "kamu harcamalarını artırıverelim" türü bir yaklaşım değil. Barnanke'nin mantıklamasının arkasında yatan iktisadi düşünce şöyle: Bu hafta başı Başkan Bush tarafından onaylanan Acil İktisadi İstikrar Yasası ile kamu yetkelerine sorunlu mali varlıkları iskonto ederek satın alıma, güvence verme ve bireysel kurumların bilançolarını güçlendirme olanağı ve yetkisi verildi. Bu çerçeve içinde mali kurumların bilançolarındaki sorunlu mali varlıklar kısmen (belk [Devamı]
    Bu bir likidite krizi değil, borç krizidir, işin dibi daha görünmemiştir
    Güven Sak, Dr. 10 Ekim 2008
    Eylül ayının 27'sinde, Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Wen Jibao, televizyondan halka seslenerek, dünya üzerinde yaşayan herkesin "Bu krizi önlemekte ortak çıkar ve amaçlara sahip olduğunu" söyledi. Wen Jibao'ya göre bu kriz, tüm ülkelerin işbirliği içinde sorumluluk üstlenmelerini gerekli kılıyordu. Başbakan, Amerikan Kongresi milyar dolarlık "krize müdahale planı"nı kabul ettikten hemen sonra konuşmuştu. Çin Borsası'nda yıl başından beri fiyat düşüşleri yüzde 64'e yaklaşmıştı. Evvelki gün merkez bankaları dünyanın her tarafında koordineli bir biçimde faiz indirdiler. Çin Merkez Bankası dahil. Dünya üzerinde olup bitenleri seyretmekle yetinip, sorumluluk üstlenmekten kaçınan Çin dahil tüm ülkelerin liderlerini aynı anda harekete geçiren bir sürecin içinden geçiyoruz. Ne oluyor? [Devamı]
    Duacı olmak...
    Fatih Özatay, Dr. 09 Ekim 2008
    Hakkında söylenmedik kalmadı. Ne dudak uçurtucu komplo teorileri ardı sıra sökün etmedi ki! Ama herhalde hiç olmazsa şimdi 2001 krizinden sonra uygulanmaya başlanan ekonomik programın baş tasarımcısının hakkını vermek gerekir. Kemal Derviş'ten söz ediyorum, şüphesiz...Son yazımda ABD Kongresi'nden geçen yasa hakkında ileri sürülen temel eleştirilere kısaca değinmiştim. Bunların bir kısmı, yasalaşan planın mali sektörün sermaye yapısını güçlendirici önlemler içermemesi nedeniyle gündeme getiriliyordu. Evet, ortada çok büyük bir güven bunalımı var; her türlü gösterge bu güvensizliği gözümüze sokuyor her Allah'ın günü. Ama güven bunalımının arkasındaki temel neden daha da önemli; mali sektörün sermaye yapısı yerlerde sürünüyor. İnternette dolaşınca hemen fark ediliyor. Özellikle 199 [Devamı]
    'Ne yapalım, kazan ölüverdi' yaklaşımı da yanlıştır
    Güven Sak, Dr. 07 Ekim 2008
    Bayramı, Amerika Birleşik Devletleri'nin iktisadi krize müdahaleye ilişkin nasıl bir politik karar alma süreci içinde olduğunu izleyerek geçirmiştik. Bu hafta sonu ise sıra Avrupa'daydı. Bakalım Avrupa Birliği'nin politik karar alma süreci nasıl işleyecek ya da acaba işleyebilecek mi? Baksanıza, hafta sonu Paris'te yapılan dörtlü zirveden bir karar çıkmadı. Biz şimdi Hypo Real Estate, Fortis ve Dexia gibi "ufak" örneklere bakıyoruz. İş daha bu düzeydeyken karar alamayanlar, bakalım, mesele büyüdükçe, ne yapacaklar? Göreceğiz. Almamız gereken ilk ders şudur: İktisadi krize müdahale politik bir karardır. Siyasetçilere düşen bir görevdir. İsterseniz buradan Türkiye'ye dönelim. Türkiye, bu günlerde, "evet evet, dün kazanın doğurduğuna inanmış, iman etmiştik, şimdi de öleceğine ina [Devamı]
    Kurtarma planı hakkında şüpheler
    Fatih Özatay, Dr. 06 Ekim 2008
    Yaşasın! ‘Gereken tedbirleri almışız.’ Sağ olsun yöneticilerimiz; hep bizleri düşünürler. Hem ‘gerekeni’ yaparlar, hem de kafamızı yormayalım diye ‘gerekenin’ ne olduğunu açıklamazlar. Neyse, ne gerek var, ‘gerekeni’ gereksiz yere kurcalamaya...Çok tartışılan yasa tasarısı nihayet kabul edildi ABD’de. Ama tartışmalar hız kesmedi. Yasalaşan tasarının olsa olsa, o da kısa dönemde ortalığı yatıştıracağı, ama krizin özünde yatan nedenlere tam da çare olamayacağı ileri sürülüyor. Bugünlük sadece üst başlıklar halinde belirteyim plan hakkındaki şüphelerin bazılarını. Birincisi, ortadaki büyük güven bunalımına ilişkin. Ret edilen ilk taslakla kabul edilen yasa arasındaki temel farklardan birisi mevduat sigortasına ilişkin. Mevduatların 100 bin dolarlık kısmı devlet güvencesi altındayken [Devamı]
    Kurtarmak, yaşatmak için yeterli mi
    Hasan Ersel, Dr. 06 Ekim 2008
    ABD'de kurtarma yasası onaylandı. "Ufku dar, belleği zayıf" piyasalar artık biraz keyiflenirler. Ama bu ne kadar sürer? "Kötü" bir haber gelinceye kadar! Bu ABD'nin istihdam rakamı da olabilir, yeni yasal düzenlemeler de. Eğer haber ilki türünde ise oyun yine sürer, her gün heyecanlanacak yeni bir şeyler bulunur. Bulunamazsa, çoğu kimsenin ne anlama geldiğine ilişkin en ufak bir fikrinin olmadığı ABD'nin bilmem ne endeksindeki oynamaya gönderme yapılır. Ama ya ikincisi olursa? O zaman oyun değişecek. Sanıyorum, mali piyasa oyuncuları bunun olmaması için, önümüzdeki dönemde, çok uğraşacaklar. Oyunu değiştirmek yönünde onlar kadar azimli birileri olacak mı? Göreceğiz. Olacaklara bir anlam verebilmek için basit bir çerçeve içinde neler olup bittiğine kısaca bir göz atmakta yarar var.   [Devamı]
    Bilgisayar yokken (2)
    Fatih Özatay, Dr. 05 Ekim 2008
    Bayramın son günü sorumuz şuydu: İleriye yönelik tahmin yapmaya çalışanlar, bilgisayarların olmadığı bir dünyada bu işi nasıl beceriyorlardı? Teknik modellerin geliştirilmesi, tahmin edilmesi ve çözülmesinde önemli katkılar yapmış bir bilim insanının (Arthur Goldberger) anılarına kısaca bakacağım bugün.Goldberger 1951 yılında Michigan Üniversitesi’ne lisansüstü çalışması yapmak için gitmiş. Oradaki model grubuna katılmış. Mekanik hesap makinelerinden bahsediyor yazısında. Şu kollu markasından dolayı adları ‘Fasit’ olarak bilinen bizden önceki kuşağın kullandığı makineler. Çocukken babamın ofisinde bu makinelerin kullanılmasını hayranlıkla seyrettiğimi hatırlıyorum.Kimi bu makinelerle, kimi de biraz daha gelişmiş daktilo büyüklüğündeki elektromekanik makinelerle işlemleri yapıyorm [Devamı]
    Bizi koruyan, finansal sistemimizin ilkelliği ve faiz oranlarının yüksekliği
    Güven Sak, Dr. 04 Ekim 2008
    Bugünlerde ABD'de en zor işlerden biri yatırım danışmanı olarak akıl vermek olmalı. Öyle ya, kocaman şirketler bugün varlar, yarın yoklar. Peki, bu durumda zor olan, yatırım danışmanı mı yoksa servet sahibi mi olmaktır? İsterseniz bugün bu minval üzerinden gidelim. Üç soru ile yola çıkmaya hazır mısınız? Birinci soru şöyle olsun: "Yatırımcılar neden hata yaptılar?" Yatırım danışmanlarının bir sürü modelleri vardı, ama herhalde bir şeyleri eksikti ki, böyle oldu. Acaba neleri eksikti? İkinci soru da şöyle olabilir mi, acaba? "Şimdi eksik olan tamamlandıktan sonra, bundan sonra böyle bir felaket herhalde olmaz, değil mi? Üçüncü soru ise şöyle olsun: "Orada olup da burada olmayan ve de bizim gibi ülkelerin finansal sistemlerini koruyan nedir?" Buyurun bakalım. Öncelikle bu dönemde [Devamı]
    Ortadoğu ülkelerine ihracat artırılabilir mi
    Hasan Ersel, Dr. 03 Ekim 2008
    2008'in ilk yedi ayına ilişkin dış ticaret istatistikleri Türkiye'nin ihracatında Avrupa Birliği ülkelerinin payında bir yıl öncenin aynı dönemine göre yaklaşık 7 puanlık bir azalma olduğunu gösteriyor. 2007'nin Ocak-Temmuz döneminde Avrupa Birliği ülkelerinin payı yüzde 57 iken 2008'in aynı döneminde yüzde 50,3 olmuş. "Orta ve Yakın Doğu" ülkelerinin ihracatımızı içindeki payı ise yüzde 13,6'dan yüzde 17,8'e yükselmiş. Acaba Türkiye için bu bir olanak mıdır? Başka bir değişle, Türkiye kısmen de olsa Avrupa Birliği pazarı yerine Ortadoğu pazarını ikame edebilir mi? Bu sorunun yanıtı birden fazla boyut içeriyor. Örneğin Avrupa Birliği ülkelerinin kalite standardı tutturulamadığı için buraya ihracat yapılamaması nedeniyle pazar payının düşmesi ile böyle bir sorun olmaksızın Ortadoğu ülkeleri [Devamı]