Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Faiz indirimi
    Fatih Özatay, Dr. 01 Eylül 2008
    "Liraya nasıl değer kaybettirebiliriz?" sorusunun yanıtını aramaya devam ediyoruz. Bu çerçevede, liranın enflasyondan arındırılmış değeriyle ilgiliyiz. İthalat ve ihracat açısından önemli olan o çünkü. Bir doları mesela 1.5 liraya yükseltmek, cari işlemler açığını düzeltmek için yeterli değil. Bu yükselişten bir süre sonra eğer enflasyon da önemli ölçüde yükseliyorsa, rekabet gücümüzdeki artış sınırlı bir düzeyde kalacak demektir. Kısacası reel kur ile ilgiliyiz.Şüphesiz, akla gelebilecek 'değer kaybettirme yöntemleri listesinin' başlarında bir yerde faizleri düşürmek olmalı. 'Faiz' değil de 'faizler'. Sadece şu ya da bu mali aracın faizinden söz etmiyoruz. Bir bütün olarak faizlerin aşağıya inmesi gerekiyor ki lira cinsinden mali varlıklar yabancı mali yatırımcılar için cazibesin [Devamı]
    Bütçe gelirleri ve GSYH artışı
    Hasan Ersel, Dr. 01 Eylül 2008
    Geçen yazımda Türkiye'de maliye politikasını incelemeye başlamıştım. Bu yazımda merkezi yönetim bütçe (kısaca "bütçe") gelirlerini ele alarak devam etmek istiyorum. Ele aldığım 2002-2007 döneminin özelliği 2000-2001 krizi sonrasında ekonominin düze çıkarılması için izlenen politikaların uygulanmış olması. Arada hükümet değişiklikleri olmuş olması, bu bağlamda, bir değişiklik yaratmamış. Aslında, bu Türkiye açısından olumlu bir yenilik. Buna karşılık, iktisadi/siyasal konjonktüre bağlı olarak, maliye politikasında aynı hükümet zamanında değişiklik olmuş. Bu da olayın doğasında var. 2002 ve 2007 yıları karşılaştırıldığında bütçe gelirlerinin Gayri Safi Yurt İçi Hasılaya (GSYH) oranında pek bir değişiklik yok. 2002 yılında bu oran yüzde 22,7 iken 2007 yılında yüzde 22,1 olmuş. Dönem ortalamas [Devamı]
    İlginç bir deney
    Fatih Özatay, Dr. 31 Ağustos 2008
    'Liraya nasıl değer kaybettirebiliriz?' sorusunun peşine takılmıştım perşembe günü. Sık ve yüklü miktarda gerçekleştirilecek döviz alım müdahalelerine odaklanmıştım. Bu yolla enflasyonu yükseltmeden tatmin edici bir sonuç almak pek mümkün görünmüyordu.Şüphesiz daha kolay yoldan liraya değer kaybettirmek de mümkün. Mesela, 'Büyüme hızımızı artırmak üzere bütçe açığını üç katına çıkaracağız' şeklindeki saçma bir açıklama bu amaca hizmet eder. Bu tip 'politikalar' bizden uzak olsun.Peki, bu kadar 'kör parmağım gözüne' olmayan, ama sonuçta parlak bir 'Zihni Sinir' projesi sınıfına sokulabilecek bir politika tasarlamak mümkün mü? Bu sıcak ağustosun son pazarında gelin böyle bir tasarımın peşi sıra gidelim, birlikte. Perşembe günü 'pazara' şeklinde duyurduğum reel faizi düşürme projesi [Devamı]
    Kamu iktisadı ışığında müzik tarihinden bir öykü
    Hasan Ersel, Dr. 30 Ağustos 2008
    Ulusal savunma, iktisatta "kamusal mal" olarak tanımlanan bir hizmettir. Bu hizmetten bir kişinin yararlanmış olması, başkalarının yararlandığı miktarı azaltmaz. Öte yandan da bu hizmetten bir kişinin yararlanmasını engellemek de olanaklı değildir. Örneğin, Türkiye'de bir bebek doğduğunda, bu ülkede yaşamakta olan insanların yararlandığı ulusal savunma hizmeti azalmaz. Öte yandan, ulusal savunma hizmeti, "filan kişi dışındakilere verilecektir" demek de olanaklı değildir. Ülke savunuluyorsa, bundan orada yaşayan herkes yararlanır. Peki bu hizmetin bedelini kim öder? İşte burada ciddi bir sorun ortaya çıkmaktadır. Çünkü herkes bu hizmetten eşit ölçüde yararlanacağını ve üstelik yararlanmasının engellenemeyeceğini bilirse, "başkası ödesin" diyerek beleşçiliğe yönelir. Böyle olunca da bu hizme [Devamı]
    Afrika'ya akan doğrudan yatırım tutarı insani yardımları geçti
    Güven Sak, Dr. 30 Ağustos 2008
    Bu yıl ağustosun 18'i ile 20'si arasında İstanbul'da Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi yapıldı. Siyasi liderlerin katıldığı bu toplantının yanı sıra yine aynı tarihlerde Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) tarafından bir Türkiye-Afrika Ekonomik İşbirliği Toplantısı gerçekleştirildi. Hatta bu toplantının sonunda, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Afrika Odalar Birliği arasında imzalanan bir anlaşma ile Türkiye-Afrika Odası (TAC) da kuruldu. Şimdi söyler misiniz? Türkiye, yaklaşık 50 adet Afrika ülkesinden gelen heyetleri İstanbul'da neden topladı? Neden böyle bir toplantı düzenledi? Buyurun 4 şıktan birini işaretleyin bakalım. Birincisi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliği için oy desteği sağlamak üzere, Afrika ülkelerinin temsilcilerine bir İstanbul gezisi [Devamı]
    Maliye politikasına geçmiş ve geleceğin etkileri
    Hasan Ersel, Dr. 29 Ağustos 2008
    İktisadi olayların yön değiştirdiği tarihi saptamak kolay iş değildir. İstatistiksel verilerde "dönme noktalarını saptamak" güçlü teknik analiz yeteneği ister. Ama buna rağmen sonuçta bir öznellik payı vardır. Araştırmacı sezgilerine dayanmak durumunda kalır. 2001 yılında Türkiye'de bir şeylerin değiştiği söylendiğinde bu akla yakın geliyor. Sezgilerimiz de bu yönde. Daha sonraki dönemi bir bütün olarak mı ele almak gerekir, yoksa onun içinde de alt dönemler var mı sorusuna gelince ise görüş farklılıkları oluşabilir. Bu dönemi kabaca bir bütün olarak da görmek olanaklı, alt dönemlere ayrılabileceğini düşünmek de. Bu ikinci görüşü benimseyenler, 2007 seçimleri nedeniyle hükümetin iktisat politikasını yürütüş biçimindeki değişmeye gönderme yapıyorlar. Peki bu değişiklik ne zaman başladı? Yan [Devamı]
    En fazla kâr, en çok pozisyon açana giderse durum iyi midir?
    Güven Sak, Dr. 29 Ağustos 2008
    İstanbul Sanayi Odası (İSO) büyük bir hizmet yapıyor. 40 yıldır Türkiye'nin büyük şirketlerinin yıllık performansı ile ilgili bir çalışma yayımlıyor. Önce 500 büyük şirket çalışması vardı. Sonra buna ikinci 500 büyük eklendi. Kurumsallaşmanın son derece zayıf olduğı bir ülkede, böyle bir hizmeti uzun soluklu götürebilmek İSO hakkında bir fikir veriyor herhalde. İSO memleketimizin az sayıdaki kurumundan bir tanesi. İSO'nun yayımladığı çalışmalar sayesinde memleketin en büyük şirketlerinin performansını her yıl analiz edebilmemiz mümkün oluyor. Bu aslında ülke ekonomisinde işlerin nasıl gittiğini analiz etmek anlamına geliyor. İSO Başkanı Sayın Tanıl Küçük, bu yıl İSO'nun açıkladığı rakamların sanki bir uyarı vermekte olduğunu sürekli vurguluyor. Aslında aynen başlıktaki gibi sor [Devamı]
    Döviz müdahalesi
    Fatih Özatay, Dr. 28 Ağustos 2008
    Lira oldukça değerli bir düzeyde. Varsayalım ki paramıza değer kaybettirmek istiyoruz. 'Zihni Sinir' projelerini bir tarafa bırakırsak, Merkez Bankası (MB) paramıza değer kaybettirmek için ne yapabilir? Döviz piyasasına sık sık müdahale ederek döviz alma seçeneğine bakalım önce. Her şeyden önce bunun 'yapılabilir' bir seçenek olduğu ortada. Zira 'mevcut koşullar' altında piyasada alınacak döviz var. Üstelik bu müdahalelere başlarsa Türkiye'ye daha fazla döviz geleceğinden de şüpheniz olmasın. Mevcut koşullardan kasıt şu: Birincisi, cari işlemler fazlası veren ülkelerle petrol zengini ülkelerin büyük tasarruf fazlaları var. Eskisinden farklı olarak ABD piyasaları güvenilir liman değil onlar için. Bizim gibi ülkeler, küresel krize rağmen, bu nedenle hâlâ önemli miktarda sermaye çeke [Devamı]
    Jackson Hole Konferansı, uluslararası kriz için bilinenleri tekrarladı
    Güven Sak, Dr. 26 Ağustos 2008
    Jackson Hole, ABD'nin Wyoming eyaletinde bir vadi. Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed) Kansas City Şubesi, Jackson Hole'da, her yıl tüm merkez bankacıları bir araya getiren bir toplantı düzenlemeyi artık âdet edindi. Konu "değişen finansal piyasalarda istikrarı korumak" olarak saptanmıştı. Bu yılın Jackson Hole Konferansı bilinenleri tekrarladı. En ilginç olan ise eski bir önerinin yeniden dirilmesiydi. Bu yılJackson Hole'da kimse, "Uluslararası kriz artık bitti, bunlar artçı sarsıntılar" demedi. Bizi en fazla ilgilendiren haber ise şöyleydi: "Bankacılar krizin çözümü için bir süper yatırım fonu öneriyorlardı." Uluslararası bankacılık krizi ile ilgili 15 Temmuz 2008 tarihli yazımızda "ABD'den gelen değil, gelmeyen haberler daha dikkat çekicidir" demiştik. Hiçbir krizin kaynak dağ [Devamı]
    On gerçek
    Fatih Özatay, Dr. 25 Ağustos 2008
    Bu cari açık tartışmaları hiç bitmeyecek gibi. Önemli noktaları kısaca hatırlamakta yarar var.Birincisi, cari işlemler açığı verebilmeniz ancak yabancıların tasarruflarının bu açığı finanse etmesi ile mümkün oluyor. Herhangi bir nedenle risk alma iştahları azalır ve yabancılar tasarruflarını Türkiye'de değerlendirmezlerse, önemli sorunlar yaşarız. Dolayısıyla, cari işlemler açığının bugün finanse ediliyor olmasına güvenmemek gerekir. Yarın ne olacağı belli olmaz. Cari açığı yaratan nedenleri iyi anlayıp, o nedenlerin üzerine gitmek gerekir.İkincisi, bir ülke cari açık veriyorsa, iç tasarruflarından daha fazla (fiziki) yatırım yapıyor demektir. Ortaya çıkan tasarruf açığını yabancıların tasarrufları ile kapatıyordur. Eğer yabancılar size çok uzun vadeli ve sıfıra yakın maliyetli b [Devamı]