Arşiv

  • Mart 2024 (18)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)
  • Nisan 2023 (9)

    Fırsatı nasıl kullanacağız derken fırsatı kaçırdık
    Güven Sak, Dr. 22 Eylül 2020
    TÜSİAD’ın “Türkiye’nin Fırsat Penceresi: Demografik Dönüşüm ve İzdüşümleri” raporu Ocak 1999 tarihliydi. Bundan yirmi yıl önce memleketin en önemli konularından biri demografik fırsat penceresiydi. Şimdi yirmi yıl sonra artık o pencerenin kapandığından söz etmeye başlamakta, doğrusu ya, biraz geciktik. Arada “Aman bu fırsatı kullanalım.” diye düşünürken fırsatı kaçırdık. Hayat işte böyle. Halbuki tüm alametler ortadaydı. [Devamı]
    Selef mi Selefîlik mi?
    Hilmi Demir, Dr. 20 Eylül 2020
    Etimolojik benzerlik, her zaman anlam benzerliğine yol açmaz. İşte Selefi ile Selefîlik de böyledir. Selef kelimesi, Hazreti Peygamber sonrası oluşan üç asrı ifade eder. Ancak Muhammed b. Abudulvehhab, teolojik argümanlarla halkı Osmanlıya karşı isyana teşvik etti. Bu argümanlarının da “Selef’in itikadı”na dayandığını iddia etti. [Devamı]
    Neden tek bir politika faizine ihtiyaç var?
    Fatih Özatay, Dr. 18 Eylül 2020
    Merkez Bankası’nın (MB) karmaşık mekanizmalarla piyasaya fon aktarması yerine, tek bir faizden -politika faizi olması gereken repo faizinden- fon aktarmasının içinde bulunduğumuz koşullar altında elzem olduğunu daha önce belirttim. Dolayısıyla ortalama fonlama faizi (bankalara verdiği çok kısa vadeli borcun ortalama faizi) denilen bir kavrama ihtiyaç kalmayacak ve bankaların kendi aralarında yaptıkları işlemlerde ortaya çıkan faiz (piyasa faizi) ilan edilen repo faizine “milim” yakın bir düzeyde belirlenecekti. Bu faiz de mevduat ve kredi faizini etkiyecekti. Böylelikle mesaj net olacaktı. MB mevduat ve kredi faizlerinin düşmesini istiyorsa tek bir faizi düşürecek, yok yükseltmek istiyorsa tek bir faizi artıracaktı. [Devamı]
    İnceledikçe ilginçliği artan kriz: 2018-2019
    Fatih Özatay, Dr. 16 Eylül 2020
    Bir süredir Ağustos 2018’de patlak veren ekonomik kriz üzerine yazıyorum. “Şu andaki durumu bırakıp neden iki yıl önceye gidiyorsun” diye sorabilirsiniz. Gayet de haklı olursunuz. Şu sıralar “Finansal Krizler ve Türkiye” adlı kitabımın yeni baskısı için -ne yazık ki- yeni bölümler yazıyorum. Bitti gibi. Ancak işin içine girince ne denli ilginç bir kriz olduğu daha çok belirginleşiyor. Bu nedenle bu köşeyi sık sık bu krizle meşgul etmeye başladım. [Devamı]
    Amerikan şirketleri Çin’den çıkıyor gibi görünmüyorlar
    Güven Sak, Dr. 15 Eylül 2020
    COVID-19 küresel salgını ile birlikte, bundan altı ay önce, ilk konuşulan konulardan biri küresel değer zincirlerinin yeniden yapılanmasıydı. Hatta Türkiye’de biz bile umutlanmıştık bir ara hatırlarım. Geçen haftanın benim için en dikkat çekici haberi Çin’de faaliyet gösteren 346 Amerikan şirketinin görüşlerini içeren bir anketin sonuçlarıydı öncelikle. Önce o haberden başlayayım, sonra konuyu bir yerinden Türkiye’ye bağlayayım. [Devamı]
    Coşku-çöküş-coşku-çöküş: Çok maliyetli bir döngü
    Fatih Özatay, Dr. 11 Eylül 2020
    Finansal istikrarı bozan coşkular arkasından çöküş getiriyor. Pandemi öncesindeki istihdam kaybının ana nedeni, 2018-2019 krizinde inşaat sektörünün çökmesi. 2018’in Ağustos ayında patlak veren ekonomik kriz öncesinde hem maliye politikasına ilişkin göstergeler uluslararası ölçütlere göre oldukça sağlamdı hem de bankacılık sektörümüz sağlıklıydı. Buna rağmen kriz yaşadık. Krizin en belirgin özelliği ise büyük istihdam kaybı oldu. Öyle ki, son krizde küresel krize kıyasla ekonomimiz sınırlı bir daralma göstermişken, istihdam kaybı küresel krizdekinin çok üzerinde gerçekleşti. [Devamı]
    Döviz kuru artışı şirketler kesimi açısından önemli bir risk
    Fatih Özatay, Dr. 09 Eylül 2020
    Finans dışı şirketler kesiminin dış borçlarının ve/veya döviz cinsinden borçlarının zamanla artması, önemli bir risk. Döviz kuru artışı ve bu artışa yol açabilecek gelişmeler şirketlerimizi ve dolayısıyla Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor. [Devamı]
    Neden kimse bir türlü Amazon’a rakip olamıyor?
    Güven Sak, Dr. 08 Eylül 2020
    COVID-19 küresel salgının kısa zamanda bitmeyeceği belli oldukça, günlük hayatımıza etkileri daha fazla belirginleşiyor. Önümüze çıkan yeni soruların farkında mısınız? Dün “Neden kimse Amazon’a rakip olamıyor, ortada ne tür bir rekabet kısıtı var?” sorusu daha çok Amerikalıları ilgilendiriyordu. Ufuk Akçiğit ve Sina Ateş’in merkez bankalarının Jackson Hole konferansına sundukları tebliğ, tam da bu çerçevede, Amerikan ekonomisinde azalan ekonomik dinamizm ve verimlilikten Amazon gibi alanında hakim durumda olan şirketlerin neden olduğu  rekabet kısıtını sorumlu tutuyordu.  Şimdi artık bu durum bizi de çok yakından ilgilendiriyor. Yeni çağın meseleleri artık buraya da geldi. [Devamı]
    Selçukluların Bâtınîlerle mücadelesi
    Hilmi Demir, Dr. 06 Eylül 2020
    Bȃtınîlik ile mücadele âdeta hayaletlerle mücadeleye benzer. Nerede ve kim olduklarını bilmek oldukça zordur. İkinci olarak da orduları yendiğinizde askerler şerefiyle teslim olurlar. Oysa Bȃtınîlikte öyle bir adanmışlık söz konusudur ki ya asla ele geçmezler ya da sizden olduklarını söylediklerinde asla sizden değildirler. [Devamı]
    Stok değişiminin büyümeye olumlu katkısı üzerine bazı gözlemler
    Fatih Özatay, Dr. 04 Eylül 2020
    Pazartesi günü açıklanan yılın ikinci çeyreğine ilişkin GSYH verilerinde ilgimi en çok çekenin stok değişimi olduğunu belirtmiştim. Ekonomimiz bir yıl öncesine kıyasla %9,9 oranında küçülürken, ekonomideki mal stok düzeyi önemli ölçüde artmış ve GSYH büyümesine 6,4 puan katkı vermişti. Farklı bir ifadeyle stok artışı olmasaydı ve stoklar aynı düzeyde kalsaydı küçülme oranımız %16,3 olacaktı. 2000’nin başından bu yana stok değişimlerinin GSYH büyümesine verdiği katkının gelişimi ilk grafikte yer alıyor. [Devamı]