Arşiv

  • Mayıs 2024 (3)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Maliye politikasına geçmiş ve geleceğin etkileri

    Hasan Ersel, Dr.29 Ağustos 2008 - Okunma Sayısı: 1176

     

    İktisadi olayların yön değiştirdiği tarihi saptamak kolay iş değildir. İstatistiksel verilerde "dönme noktalarını saptamak" güçlü teknik analiz yeteneği ister. Ama buna rağmen sonuçta bir öznellik payı vardır. Araştırmacı sezgilerine dayanmak durumunda kalır. 2001 yılında Türkiye'de bir şeylerin değiştiği söylendiğinde bu akla yakın geliyor. Sezgilerimiz de bu yönde. Daha sonraki dönemi bir bütün olarak mı ele almak gerekir, yoksa onun içinde de alt dönemler var mı sorusuna gelince ise görüş farklılıkları oluşabilir. Bu dönemi kabaca bir bütün olarak da görmek olanaklı, alt dönemlere ayrılabileceğini düşünmek de. Bu ikinci görüşü benimseyenler, 2007 seçimleri nedeniyle hükümetin iktisat politikasını yürütüş biçimindeki değişmeye gönderme yapıyorlar. Peki bu değişiklik ne zaman başladı? Yani dönme ne zaman oldu? Bu konuda farklı görüşler var. Ama kabaca 2006'ya dikkat çeken görüşün daha çok kabul gördüğü söylenebilir. Doğrusu ben de hükümetin ileriye bakarak (2007 seçimini hedefleyerek) maliye politikasında değişiklik yapmış olması görüşünün güçlü bir gerekçesi olduğunu düşünüyordum. Seçime doğru hükümetlerin maliye politikasını yumuşatması dünyada sıkça rastlanan bir olaydı. Bu, Türkiye'nin de yabancısı olmadığı bir uygulamaydı. Hatta geçmişte, bu davranış "seçim ekonomisi" olarak bilinen ve sonuçta kamu açıklarının ciddi ölçüde artmasına yol açan uygulamalara varmıştı. Seçim ekonomisi yaklaşımı, hükümetin ileriye yönelik bir nedenle maliye politikasında değişiklik yaptığı görüşüne dayanıyor. Bu görüşe göre iktidarlar, maliye politikasını yumuşatarak, seçmene olumlu iktisadi sinyaller verilmek yoluyla oyların iktidara yönelmesini ya da kaçmamasını sağlamaya çalışırlar. Pratikte bunun anlamı, maliye politikasının kişilerin (ya da şirketlerin) harcayabilecekleri gelirlerini artıracak biçimde yürütülmesidir. Maliye politikası, ana çizgileriyle vergileri düşürerek ya da özel kesime transferleri artırarak harcanabilir geliri artırabilir. Bu konuda genelleme yapmak güç ama yapılan çalışmalar kabaca şunu gösteriyor: İnsanların oy verme eğilimlerini gelirlerindeki artış etkiliyor. Ancak, seçmenin belleği sınırlı; dikkat ettiği kabaca son bir yıl içindeki gelir artışı. Böyle olunca da maliye politikasının 2006'da gevşemesinin bir anlamı var. Yeni ulusal gelir rakamlarını kullanarak özel harcanabilir gelir artış hızını (GSYH deflatörü ile düzeltilerek ulaşılan reel artış) tahmin etmeye çalıştım. 2006 yılında yüzde 13,2 çıktı. Bu 2002-2007 döneminde kaydedilen en yüksek artış hızı. Bu sonuç, seçim kollanarak maliye politikasının gevşetildiği görüşünü destekler yönde. Burada bir noktanın altını hemen çizmek gerek: Maliye politikasının gevşetilmesi, bu bağlamda, mutlaka bütçe açıklarının artması anlamına gelmiyor. Pekâlâ, 2006 yılında olduğu gibi bütçe açığı düşürülürken harcamaların bileşimi değiştirilerek, özel harcanabilir gelir artışına destek verilebilir. Ancak verilere bakarken, olayın biraz farklı bir biçimde de düşünülebileceğini fark ettim. Maliye politikasındaki bu değişiklik, ileriye yönelik bir kaygıdan değil, geçmiş politika sonuçlarına verilen bir tepkiden de kaynaklanıyor olabilirdi. Nitekim 2005 yılında reel özel harcanabilir gelir artış hızı, 2002-2007 döneminin en düşük düzeyine, yüzde 2,5'e düşmüş. Üstelik bu birdenbire olmuş. Bir önceki yıl reel özel harcanabilir gelirin artış hızı yüzde 9,5 dolaylarında. Bu yavaşlamanın toplumun tümünde aynı biçimde olmayacağı, bazı kimselerin harcanabilir gelirlerinde düşme biçiminde ortaya çıkabileceğini de gözden uzak tutmamak gerek. Bu durumda hükümetin daha ihtiyatlı bir tutum izlemeye yönelmesi ve maliye politikasını telafi edici amaçlarla kullanmayı seçmesi de pekâlâ olanaklı. Nitekim hükümetin reformlar konusundaki tutumundaki gevşemenin başlangıcı da sadece bu nedenle olmamakla birlikte, bu yıla karşılık geliyor. Önümüzde yerel seçimler olduğunu anımsadım da...

     

    Bu yazı 29.08.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır