Arşiv

  • Mayıs 2024 (3)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Bütçe gelirleri ve GSYH artışı

    Hasan Ersel, Dr.01 Eylül 2008 - Okunma Sayısı: 1201

     

    Geçen yazımda Türkiye'de maliye politikasını incelemeye başlamıştım. Bu yazımda merkezi yönetim bütçe (kısaca "bütçe") gelirlerini ele alarak devam etmek istiyorum. Ele aldığım 2002-2007 döneminin özelliği 2000-2001 krizi sonrasında ekonominin düze çıkarılması için izlenen politikaların uygulanmış olması. Arada hükümet değişiklikleri olmuş olması, bu bağlamda, bir değişiklik yaratmamış. Aslında, bu Türkiye açısından olumlu bir yenilik. Buna karşılık, iktisadi/siyasal konjonktüre bağlı olarak, maliye politikasında aynı hükümet zamanında değişiklik olmuş. Bu da olayın doğasında var. 2002 ve 2007 yıları karşılaştırıldığında bütçe gelirlerinin Gayri Safi Yurt İçi Hasılaya (GSYH) oranında pek bir değişiklik yok. 2002 yılında bu oran yüzde 22,7 iken 2007 yılında yüzde 22,1 olmuş. Dönem ortalaması da 22,6. Vergi gelirlerinin ki ise yüzde18,1. Daha önceki yazımda da dikkati çekmiştim: Bu dönemde 2005 yılının ilginç bir konumu var. Bu özellik bütçe gelirleri/GSYH oranında da görülüyor. Bu yılda söz konusu oran, bir yıl önceye oranla 1,55 puan artarak yüzde23,5'a ulaşmış. Bu 2000 sonrası dönemde, 2001 dışındaki en yüksek oran. Ancak bu artışın büyük kısmı vergi gelirlerinden gelmiyor. Bir yıl önceye oranla vergi gelirleri yaklaşık 0,5 puan artmış. Vergi dışı gelirler 2005 yılında 1,07 puan artarak dönemin en yüksek oranına ulaşmış. 2005 sonrasında ise hem vergi gelirlerinin, hem de bütçe gelirlerinin GSYH'a oranında düşme görülüyor. 2002-2005 döneminde kurumlar vergisi, özel tüketim vergisi ve ithalattan alınan KDV'nin GSYH'a oranı yükselmiş. Diğer vergilerin ise azalmış. 2005 sonrasında ise gelir vergisi ve diğer vergilerin oranında tekrar artış görülüyor. Gelir vergisinde, 2002 ve 2007 değerleri aşağı yukarı aynı ama dönem içinde 2002'nin altında. Özel tüketim vergisinin GSYH oranı 2002 yılında yüzde 1,8 iken 2003'de yüzde 4,9a fırlıyor. Bu oran 2005'de yüzde 5,2 ile doruk noktasına varıyor ve düşmeye başlıyor. 2002-7 dönemin ortalaması olarak gelir ve kurumlar vergisinin, toplam vergi gelirleri içindeki payı yüzde 31,1. Başka bir değişle, dolaysız vergiler toplam vergi gelirlerinin üçte birinden az. Vergi dışı bütçe gelirlerinin toplam vergi gelirlerine oranı ise yüzde 24,7. İhmal edilecek bir büyüklük değil.   Gelir artışı ve vergiler Vergi gelirleri, büyük ölçüde iktisadi faaliyet düzeyiyle ilişkilidir. Dolaylı vergiler söz konusu olduğunda bu doğrudan bir ilişki niteliğindedir. Dolaysız vergiler ise, doğrudan iktisadi faaliyetten değil, onun neden olduğu gelirden alınırlar. Bu nedenle bu tür vergiler de iktisadi faaliyet düzeyiyle ilişkilendirilebilirler. İktisadi faaliyetlerdeki değişmenin vergi gelirlerini nasıl etkilediği ise iktisat politikası yapımcıları için önemli bir bilgidir. Bu bağlamda önemli bir soru, iktisadi faaliyetlerdeki değişmenin vergi gelirlerini ne kadar etkilediğidir. Genelde iktisadi faaliyetlerdeki değişmeyi ölçmek için GSYH kullanılır. Vergi hasılatındaki yüzde değişmenin GSYH'daki yüzde değişmeye oranı da bu konuda, kaba da olsa, bir fikir verir. Kaba da olsa dedim, çünkü ilk bakışta vergi hasılatının GSYH'a esnekliğine benzeyen bu katsayı, aslında, teknik açıdan esneklik değildir. Başka bir deyişle, vergi sisteminin iktisadi faaliyetlerdeki değişmeye olan duyarlılığını, genelde, vermez. Bunun nedeni de vergi mevzuatında (matrah, oran vs.) yapılan değişiklikleri hesaba katmamasıdır. Vergi hasılatının GSYH'a göre esnekliğini hesaplayabilmek için, bu tür değişiklikleri hesaba katan düzeltmeler yapılması gerekir. Söz konusu katsayı için, İngilizce'de, özde aynı anlama gelen, "buoyancy" sözcüğü kullanılıyor. Yılarca önce bunu "oynaklık" olarak Türkçeleştirmiştim. Daha iyi bir kelime bulamadığım için onu kullanmaya devam edeyim. Basitlik sağlamak için 2002-2007 döneminin her yılı için oynaklık katsayısını, yeni GSYH rakamlarını kullanarak, hesapladım. Bu rakamların ortalamasının da dönemi temsil ettiğini varsaydım. Sonuçlar, Tablo'da veriliyor. Tablodan da görüleceği üzere bütçe gelirlerinin, GSYH'a göre oynaklık katsayısı 0,95. Yani birin biraz altında. Demek ki, bu dönemde GSYH'de yüzde 1 artış olduğunda, bütçe gelirler yüzde 1den biraz daha az artmış. Vergi gelirlerinde de yaklaşık aynı durum söz konusu. Bu rakam bize, söz konusu dönemde yapılan düzenlemeler, uygulamalar ve gelir artışının bileşik etkisinin vergi gelirindeki artış hızının GSYH artış hızı kadar olmasını sağlamaya bile yetmediğini gösteriyor. Bunu nasıl yorumlamak gerekir? Söz konusu dönemde Türkiye bütçe açıklarını düşürebilmek için ciddi bir çaba içindeydi. Eğer bu oran birden anlamlı derecede yüksek olsaydı, iktisadi büyüme bütçenin gelir tarafını rahatlatacak, kamu harcamalarını kısma yönündeki baskılar daha hafiflemiş olacaktı. Oysa bu olmamış.   KDV yükü düşürüldü Peki vergi hasılatı için oynaklık katsayısının bir dolaylarında kalmasının nedeni ne? Bunun için Tabloda verilen verginin alt kalemlerine bakmak gerek. Burada önemli olan yurt içinden alınan KDV'nin oynaklık katsayısının çok düşük olması. Bu dönemde Türkiye'deki uygulama ve mevzuat değişiklikleri, yurt içinde alınan KDV'nin GSYH artışını takip etmemesine yol açmış. Daha açık bir ifadeyle KDV yükü düşürülmüş. Bu düşürmeden beklenen iktisadi sonuçların elde edilip edilmediği ayrı bir araştırma konusu. Toplam vergilerin oynaklık katsayısını bire yaklaştıran ise özel tüketim vergisinin oynaklık katsayısının çok yüksek olması ve ithalâtın bu dönemde hızlı artması. Önümüzdeki dönemde bu etmenlerden ilkinin devam etmesi olasılığı düşük. Zaten özel tüketim vergisinin oynaklık katsayısını yükselten dönemin etki ilk yarısından geliyor. 2006 ve 2007 yıllarında oynaklık katsayısı iyice düşmüş bile. Böyle olunca, önümüzdeki dönemde bütçe gelirlerinin, GSYH artışının üzerinde artmasını beklemek için fazla bir neden yok.    Görülen o ki, bütçe gelirlerini iktisadi faaliyetlerdeki gelişme kadar artırabilmek bile Türkiye'de o kadar kolay değil. Bu durumda mali uyumun süreklilik kazanabilmesi için yükün bütçenin harcama kalemlerine daha fazla binmesi kaçınılmaz gibi.

    2002-2007 Dönemi Oynaklık Katsayısı
    MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ GELİRLERİ 0,95
    I. VERGİ HASILATI 0,97
    Gelir Vergisi 0,92
    Kurumlar Vergisi 0,91
    Yurt İçinden Alınan KDV 0,50
    Özel Tüketim Vergisi 5,29
    İthalattan Alınan KDV 1,13
    Diğer Vergiler 0,95
    II. VERGİ DIŞI GELİRLER 0,93

    Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı

     

    Bu yazı 01.09.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır