Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Özelleştirilemedi, devletleştirilemiyor da

    Hasan Ersel, Dr.12 Eylül 2008 - Okunma Sayısı: 1032

     

    Fannie Mae ile Freddie Mac kayyuma devredildiler. Aslında bunda şaşılacak bir şey yok. ABD hazinesi temmuz ayında aldığı yetkilerini kullanıyor. Ama sorulması gereken sorular var. Bundan birkaç hafta önce bile ABD Hazine Bakanı Henry M. Paulson Jr. ek önlem almaya gerek olmadığını söylüyordu. Arada ne değişti? Bu sorunun yanıtını sadece ABD halkı ve çok uzaklardan benim gibi bu olaya bakanlar merak etmiyor. ABD Senato Bankacılık Komitesi Başkanı Senator Christopher Dodd de merak ediyor. Senatör Dodd, ABD Senato Bankacılık Komitesi'nin yapacağı ilk toplantıda akla gelen bu ve benzer soruların ele alınacağını söyledi.   Alınan bu kararın kısa dönem göz önüne alındığında ne sonuç vereceğine bakalım. Bu kuruluşların esas katkıları konut kredileri için garanti vermeleri. Bu sayede hem konut piyasasına kaynak giriyor hem de bu kaynak girişi "makul" faiz düzeyinde oluyor. Bunlar devreden çıkarsa, ABD'de konut kesimindeki sorun çok daha vahim ve kalıcı hale gelir. Temmuz ayında yapılan düzenleme ile bu mekanizmanın çalışmaya devam etmesi için neler yapılacağı zaten kamuoyuna duyurulmuştu. ABD yönetimi, bundan sonra bu işin, yeni düzen kuruluncaya kadar, hazine garantisi ve finansman desteği ile sürdürüleceğini açıklamış, bu konuda gerekli yasal düzenleme de yapılmıştı. O zaman da takılmıştım. ABD tarihinin en büyük reformcusu olarak tanımlanabilecek olan Franklin D. Roosevelt zamanında Fannie Mae, zaten, bir devlet kuruluşu olarak yaşama geçirilmişti. Hadi o zaman devletçilik sapması vardı diyelim. Peki 1968'de yapılan değişiklikte niçin bu şirket özelleştirilmemiş, kamu kesiminde mi özel kesimde mi olduğu pek de anlaşılamayan "melez" bir kuruma dönüştürülmüştü? Daha sonra piyasasever görüşlerin doruk noktasına çıktığı Ronald Reagan döneminde bile bu garip konumu korunmuştu? Bu şirketlerin ortaya çıkmasına yol açan yasal düzenlemede ne yazarsa yazsın, mali piyasa oyuncularının gözünde bunlar devletin örtük güvencesi altında çalışan kuruluşlardı. Bu nedenle bunların menkul kıymetleri güvenli yatırım olarak görünüyor, riskten çekinen yatırımcılara çekici geliyordu. Herhalde bu sayede bu şirketler hisse senetlerini piyasada satabildiler ve düşük maliyetle borçlanabildiler. Örtük güvence verene fatura, işler ters gidince yazılır. Şimdi de öyle oldu. Bu şirketlerin işlerini yönetmek, başkanı kayyum olarak atanan Federal Emlak Finansmanı Otoritesi'ne (Federal Housing Finance Agency-FHFA), mali yükümlülüklerini üstlenmek de ABD hazinesine kaldı. ABD Hazine Bakanı, hissedarların kurtarılmayacağını söylüyor. Herhalde, hissedarları tatmin eden bir fiyattan hisse senetlerinin ABD hazinesi tarafından satın alınacağı güvencesinin verilmeyeceği söylenmek isteniyor. Zaten kayyuma verilme yolunun seçilmesinin de bir nedeni bu. Hissedarların ve yönetimin hakları ellerinden alınmıyor, geçici bir süre için kullanımı başka bir kuruluşa devrediliyor. Dolayısıyla sorumlulukları da devam ediyor. Bu kuruluşlara borç verenlere gelince durum değişik. Bu defa ABD yönetiminin vurgusu, ters yönde. Alacaklılara, "şirketin olanakları neye yeterse onu alırsınız" ötesinde bir söz veriliyor ve "merak etmeyin, alacaklarınızın tümü güvencede" deniyor. Neden? Sanırım sorunun yanıtını bulabilmek için alacaklılardan birisinin Standard and Poor'un tahminlerine Fannie Mae ve Freddie Mac'ın 350 milyar dolarlık menkul kıymetini portföyüne almış olan Çin'in Halkın Bankası olduğunu anımsamak yeter. Bu banka niçin Ali oğlu Veli şirketinin menkul kıymetlerini almadı da bu şirketlerinkini aldı? Herhalde, arkasında ABD devletinin örtük güvencesi olduğu için. Ya hisse senedi alanlar? Onlar da benzer biçimde düşünmüş olmazlar mı? Altını çizmek istediğim nokta, bu konuda düzenleme yapmanın zannedildiği kadar kolay bir iş olmadığı. Mali sistem tasarımı sorununu "özelleştirip, kurtulalım" ya da "kamulaştırıp sağlama bağlayalım" diye özetlemek olanaksız. Bu alanda yapılan ve yapılamayanları yakından izlemek Türkiye için de önemli. Tabii hâlâ reform yapmak niyetindeysek!

     

    Bu yazı 12.09.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır