Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Büyümedeki sorunlar dikkatli incelenmeli

    Hasan Ersel, Dr.15 Eylül 2008 - Okunma Sayısı: 964

     

    2006'nın ikinci ve 2007'nin ilk çeyrekleri dışarıda tutulduğunda, ekonominin büyüme hızında sürekli düşme olduğu görülüyor. Bu azalma eğilimi, dönemler itibariyle aynı değil. Başka bir değişle, bir desen izlemeyen dalgalanmalar söz konusu. Büyüme performansındaki bozulma, sadece o döneme özgü olaylarla açıklanabilir nitelikte görünmüyor.

    Yeni ulusal gelir serisine henüz alışamadım. Hangi bileşeni, hangi koşullarda ne yönde ve neden hareket ediyor, kestiremiyorum. Seri istatistiksel çözümleme yapacak kadar uzun değil, iktisadi yaşam da buradaki hareketleri göz kararıyla çıkarmaya izin vermeyecek kadar karışık. Bütün bunlara rağmen 2008'in ikinci çeyreğindeki düşük büyüme performansı beni de şaşırttı doğrusu. Büyüme hızında düşme bekliyordum ama yüzde 1,9'a kadar düşeceğini düşünmemiştim. Büyüme hızı niçin bu kadar düşük çıktı? Çokça söylenen dünyadaki olumsuz gelişmelerin Türkiye'yi ikinci çeyrekte vuracağı ve yurt içindeki siyasal olaylar. Bu görüşlerden ilkini bir öngörü olarak ben de ileri sürmüştüm. İkincisini öngörmem olanaklı değildi elbette. Ama bir kez olunca da bunu da olumsuz bir etmen olarak bir tarafa yazdım. Dolayısıyla bu "gerekçelere" itirazım yok. Ama bunların büyüme hızındaki azalmayı "açıklayan etmenler" olduklarından kuşkuluyum. Örneğin, benim savunduğum dış dünyadaki gelişmelerin ikinci çeyrekten itibaren Türkiye'yi etkileyeceği görüşünü ele alalım. Bana, özel kesimin finansman gereksiniminin karşılanmasına bir kısıt getirmesi nedeniyle akla yakın geliyordu ve hâlâ da geliyor. Ama bu ikinci çeyrekte Türkiye'nin büyüme hızını yüzde 2'nin altına indirecek kadar etkili oldu mu? Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB)ödemeler dengesi tahminlerine bakılırsa finansman, bu dönemde de cari açığı kısıtlayan bir faktör olmuş gibi görünmüyor. Siyasal alandaki belirsizlikler ve olumsuz sinyallerin etkisini değerlendirmek daha da güç. Bu tür gelişmeler, genelde özel kesimin yatırımlarını etkiler. 2008'in ikinci çeyreğinde de özel kesimin makine teçhizat yatırımları yüzde 2,7 azalmış. Bu bekleyişlere uygun. Buna karşılık özel inşaat yatırımları yüzde 7 artmış! Her ne kadar 2007'nin aynı dönemindeki artış hızı (yüzde 8,2) kadar yüksek değilse bile, düşük de sayılamaz. Aslında bu dönemde gerileyen kamu kesimi yatırımları olmuş. Bu yatırımlarda yüzde 16,8 azalma söz konusu. Ancak bu da 2008'in ikinci çeyreğine özgü bir durum değil. İlk çeyrekte de kamu yatırımları yüzde 9,1 düşmüş. Demek ki bu daha çok iktisat politikası uygulamasıyla açıklanabilir bir durum. Yerleşik hane halklarının tüketiminde ise artış hızı yüzde 2,8 olmuş. Bu ne anlama geliyor? 2008'in ilk çeyreğinde yüzde 7,6 artmış olasına bakarak bir yargıya varmağa kalkışsak tüketimde yavaşlama var diyebiliriz. Ama bu mevsimlik hareketleri hesaba katmadığı için yanıltıcı olur. Bir yıl öncenin aynı dönemi ile karşılaştırırsak o zaman bir hareketlenme görüyoruz. Çünkü 2007'in ikinci çeyreğinde yerleşik hane halklarının tüketim harcamalarındaki reel artış sadece yüzde 1,8 olmuş. Bu durumda özel iç tüketimde bir yavaşlamadan daha çok mevsimlik hareketten söz edebiliriz. Bu gözlemler beni son dönemdeki büyümenin gösterdiği harekete biraz daha dikkatli bakmanın yararlı olabileceği görüşüne yöneltti.

    Büyüme hızındaki dalgalanmalar

    Bu yılın büyüme performansı geçen yıldan daha iyi (kötü) denildiğinde, bundan kabaca ekonominin bu sene daha hızlı (yavaş) büyüdüğü sonucunu çıkarırız. "Kabaca" diyorum, çünkü iktisadi büyüme aslında çok boyutlu bir kavram. Büyümenin "iyi" olup olmadığına karar verebilmek için ekonomideki yapı değişikliğini, insanların gönencindeki (hatta mutluluğundaki) artışı, bölüşümün ne yöne değiştiğini, çevre üzerindeki etkisini ve sürdürülebilirliğini de hesaba kattıktan sonra bir yargıya varmak gerek. Burada sunduğum çerçeve bunları kapsamadığı için, "kaba". Tablo 1'in ikinci sütununda 2006 başında 2008'in ikinci çeyreğine kadar, her çeyrek için Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) büyüme hızı veriliyor. Bu rakam o çeyrekte GSYH'nin bir önceki yılın aynı dönemine oranla, reel olarak (yani fiyat hareketlerinden arındırıldıktan sonra) ne kadar değiştiğini gösteriyor. Dikkat edilirse, bu seride 2007 yılının ilk çeyreğinden sonra bir azalma eğilimi var. Tek istisna 2008 yılının ilk çeyreği. Ancak, yukarıda da değindiğim üzere, bu rakamlara bakıp bir yargıya varmak yanıltıcı olabilir. Çünkü mevsimlik etkiler söz konusu. Ekonominin büyüme performansı bir yılın içindeki dönemlerin özelliklerine bağlı olarak farklılaşabilir. Dolayısıyla, her dönemi, ona karşılık gelen dönemle karşılaştırmak gerek. Tablo 1'in üçüncü sütununda ise bu yapılıyor. Her dönemim büyüme hızı bir yıl önceki aynı dönemin büyüme hızına bölünüyor ve 100 ile çarpılıyor. Eğer çıkan rakam 100'den büyükse (küçükse), bunun anlamı o dönemdeki büyümenin bir önceki dönemden daha fazla (az) olması. Bu yeni bir bilgi değil. Sadece kolay karşılaştırılabilir bir gösterge türetilmiş oluyor.  Önce yıllık rakamlara bakalım. 2006 yılında ulaşılan büyüme hızı 2005 yılının yüzde 82si imiş. Yani büyüme hız kaybetmiş. 2007 yılında ise bu süreç devam etmiş. Üstelik hızlanarak. 2007 yılının büyümesi 2006'nın ancak yüzde 67si. Şimdi çeyrek yıllık dönemlere bakalım. Tabloda yer alan sekiz dönemden sadece ikisinde (2006/II ve 2007/I) büyüme hızı bir önceki yılın aynı döneminin üstünde. Diğerlerinde hep altında. Ele alınan sürenin iki buçuk yıl olduğu göz önünde tutulduğunda bunun, büyümede süreklilik kazanmakta olan bir hız kaybı anlamına geldiği söylenebilir. Üstelik çeyrek yıllık rakamlar karşılaştırıldığında, 2007'nin ikinci ve üçüncü çeyreğinde ulaşılan değerler 2006'nın aynı dönemlerinin epeyce altında. 2007'nin ilk dönemindeki ciddi hızlanma ve son dönemindeki küçük olumlu fark bunları telafi etmeye yetmemiş. Sonuçta da, yukarıda üzerinde durulduğu gibi 2007'nin büyüme performansı 2006'nın altına düşmüş. 2008'e gelince, mevsimsel etkiler hesaba katılmaksızın bakıldığında şaşırtıcı derecede yüksek gibi görünen ilk çeyrek performansı aslında pek de etkileyici değil. 2007 yılında aynı çeyrekte elde edilen büyüme hızının ancak yüzde 83'ü. 2007'nin birinci çeyreğindeki hızlı artışın doğurabileceği sapmayı giderebilmek üzere, aynı karşılaştırmayı 2005-7 dönemi ortalamasıyla yaptım. Oran biraz yükseliyor ama hala birin altında; yüzde 90. Böyle bakınca 2008 yılının ilk yarısının tümü itibariyle büyüme performansımızın, zaten pek iyi olmayan 2007'ye oranla bile, kötüleştiğini söyleyebiliriz. Başka bir deyişle eğilim açısından 2008'in ikinci çeyreğinde bir yenilik yok. Zaten 2008'in ikinci çeyreğinde iktisatçıların ilgisini çeken büyüme hızının düşük çıkması değil, eğilimden sapma sayılabilecek kadar düşük çıkmasıydı. Ancak, bu açıdan da bakıldığında 2008'in ikinci çeyreği (yüzde 46,3) bir istisna oluşturmuyor. 2007'in ikinci çeyreğinde büyüme performansı daha da zayıf, (yüzde 42,5).  

    Büyümede sürekli düşüş

    Tablo 1'deki sonuçlar, 2006/II ve 2007/I dışarıda tutulduğunda, ekonominin büyüme hızında azalma sürekli düşme olduğu görülüyor. Bu azalma eğilimi, dönemler itibariyle aynı değil; 2008/I'de olduğu gibi görece az olabildiği gibi 2007/II'de ve 2008/II olduğu üzere yüzde 60'a bile yaklaşabiliyor. Başka bir değişle, bir desen izlemeyen (ya da o hissi veren) dalgalanmalar söz konusu. İşte bu nedenle, TÜİK'in 2008/II büyüme tahminlerini yayınlamasıyla çok dikkati çeken büyüme performansındaki bozulma, sadece o döneme özgü olaylarla açıklanabilir nitelikte görünmüyor. Türkiye'nin büyüme sorunlarının tekrar dikkatli bir biçimde incelenmesine gerek var. Bu yapılmazsa, işin özü gözden kaçırılıp görüntüsüyle uğraşılması, dolayısıyla da yanlış politika kararları alınması tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz.


    GSYH Artış Hızı
    Bir Yıl Önceye Oranla (*)
    Büyüme Performansı (%)
    2006 YILI 6,9 82,05
    1.dönem 5,9 69,74
    2.dönem 9,7 126,48
    3.dönem 6,3 82,42
    4.dönem 5,7 58,68
    2007 YILI 4,6 67,03
    1.dönem 8,1 136,38
    2.dönem 4,1 42,50
    3.dönem 3,3 51,87
    4.dönem 3,6 62,51
    2008 YILI
    1.dönem 6,7 82,72
    2.dönem 1,9 46,28
    (*) Dönemin GSYH artış hızının bir yıl
    önceki aynı dönemdeki artış hızına oranı

     

    Bu yazı 15.09.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır