Arşiv

  • Mayıs 2024 (2)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Komutan Rommel ve ekonomist Bernanke'den kriz dersleri

    Hasan Ersel, Dr.17 Kasım 2008 - Okunma Sayısı: 1197

    2. Dünya Savaşı'nın komutanlarından Rommel, aynı anda birçok hedefe yönelmek yerine hedefleri amacına göre sıraya koymuştu. FED Başkanı Bernanke de kime mali destek verileceğini belirleyerek bazılarının batmasına razı oldu. II. Dünya Savaşı'nın en önemli komutanlarından birisi Mareşal Erwin Rommel'dir. Bu komutanın özellikle Kuzey Afrika'daki başarıları dillere destan olmuştur. Rommel, bu mücadelesinde, sürekli olarak, karşısındaki daha güçlü kuvvetlerle mücadele etmek zorunda kalmıştı. Rommel'in Gazala ve El Kasreyn savaşlarında uyguladığı taktik özünde vuruş anında ve noktasında güçlü olmak fikrine dayanıyordu. Bu nedenle de aynı anda çok sayıda hedefe yönelmek yerine, mevcut hedefleri kendi amacına göre sıraya sokmuştu. İkinci dikkat ettiği nokta ise vuracağı noktada kuvvetlerinin, azami güce ulaşmasını sağlayacak biçimde konuşlandırmaktı. Bu nedenle istihbarata önem veriyor ve vuracağı noktayı doğru belirledikten sonra birliklerini, cephede başka bölgelerde savunmasının zayıflamasını göze alarak, buraya kaydırıyordu. [Bu konuda Lidell Hart: II. Dünya Savaşı, Çeviren Kerim Bağrıaçık, İstanbul: YKY Yayını, 1998, Bölüm 14, 19, 20, 22 ve 25] Yıllar sonra, bambaşka bir alanda, Rommel ile hiçbir ortak yönü olmayan, Amerikan Federal Reserve (FED) Başkanı Ben Bernanke, ABD Temsilciler Meclisi Bütçe Komisyonu'nda yaptığı konuşmada, benzer bir stratejinin izlenmesi gereğini savunuyordu. [Ben S. Bernanke: "Economic outlook and financial markets", Speech ABD Temsilciler Meclisi Bütçe Komisyonu'nda 20 Ekim 2008'de yaptığı konuşma; FED web sitesi]. Bernanke, kriz karşısında alınması uygun olacak önlemlerin aşağıdaki iki temel koşulu sağlaması gerektiğini söylüyordu: 1) Önlem, ekonomiye en çok gerek duyulduğu anda etki etmelidir; ne daha önce ne de daha sonra. 2) Önlem, olumlu sonuç sağlanmasına yetecek kadar güçlü olmalı, buna karşılık ekonomide ileride yeni dengesizlikler genel yaratmama koşulunun koyduğu sınırlar içinde kalmalıdır. İki farklı dünyanın bu iki önemli karar alıcısının izledikleri yaklaşımların neredeyse aynı olmasının temel nedeni karşılaştıkları sorunların bazı temel ortak özellikleri olmasıydı. Her ikisi de belirsizlikle karşı karşıyaydı. Rommel, müttefiklerin asker, silah ve malzeme gücünün kendisininkinden çok daha fazla olduğunu, üstelik lojistik olanaklarının üstünlüğü nedeniyle, bunu artırarak sürdürebileceğini biliyordu. Ayrıca karşısındaki ordunun yetenekli komutanlar tarafından yönetildiğini takdir edebilecek olgunlukta bir askerdi.

    Karar almada bilgi Buna karşılık, bu komutanların neler yapmayı planladıklarını ve bunların ne kadarını gerçekleştirebileceklerini bilmesi olanaksızdı. Geçmişe bakarak öğrenebileceği de pek bir şey yoktu. Tarihte ne bir başka 1942 yılı olmuştu ne de o yılın koşulları. Bernanke ise güçlü akademik bilgisine dayanarak, 2007'de başlayan olayın sıradan sayılamayacağını ve ekonomiye çok zarar verebileceğini çok önceden fark etmişti. Öte yandan karşılaşılan sorunun çok büyük boyutlu olması nedeniyle bundan etkilenecek herkese destek verebilecek olanağın FED'de de başka bir yerde de olmadığını da biliyordu. Ama 2008 yılı da tarihte tekti. Olayın nasıl gelişeceğini, kime ne zaman ve ne kadar zarar vereceğini, hangi darbenin yerel kalacağını, hangisinin ise başka alanlara yayılabileceğini geçmişe bakarak bulmak olanaklı değildi. Bu nedenle her iki karar alıcı da bilgi edinmeye önem verdiler. Ancak bilgi edinmek pahalı bir işlemdir. Üstelik bilgi edinen için daima bir kapasite sınırı söz konusudur. Hele zamana karşı koşuyorsa... Bu bağlamda, "haber" ile "bilgi"yi ayırt etmek gerekir. Karar alıcıya kaynaklardan "haberler" gelir. Bu haberler "bilgi"yi de içerir, işe yaramayacak pek çok "gürültüyü" de... Haber toplamanın da bilgiyi gürültüden ayırmanın da maliyeti vardır. Çünkü bunu yapabilmek için nitelikli işgücünün zaman harcamasına gerek vardır. Bu nedenle Rommel'in hem güçlü bir istihbaratı hem de yetenekli kurmay kadrosu vardı. Bernanke'nin de başında olduğu FED'in de güçlü bir araştırma birimi ve deneyimli, bilgili kişilerden oluşan yönetim kurulu var.

    Bazıları mecburen batacaktı Her iki karar alıcı da güçlerinin sınırlı olduğunun farkındaydı. Bu nedenle de her ikisi de ilk temel sorunlarını "en başarılı sonuç alabilmek için neyin hedeflenmesi gerektiğini" saptamak biçiminde tanımladılar. Rommel, saldıracağı noktayı seçti; diğer hedefleri ihmal etti. Bernanke kime mali destek verileceğini belirledi; bazı kuruluşların batmasına razı oldu. Her ikisinin de aldığı kararların getirisi kadar maliyeti de vardı. Öte yandan, her iki karar alıcı da yarın için de kaynağa gereksinim duyacaklarını unutmadı. Ne Rommel bütün gücünü cephenin bir noktasına yığmaya kalktı ne de Bernanke kamu harcamalarının sınırsız artmasına yeşil ışık yaktı. Rommel başarılı olmuş muydu? Amacı müttefik güçlerin ilerleyişini yavaşlatmaktı. Bu açıdan bakıldığında bu soruya "evet" yanıtı verilebilir. Peki en doğru çözümü bulabilmiş miydi? İhmal ettiği hedeflerden birine yönelse daha başarılı olabilir miydi? Bu sorulara farklı yanıtlar verilebildiği için Rommel, bugün övüldüğü kadar eleştiriliyor da. Peki Bernanke başarılı oldu mu? Henüz karara varmak için erken. Ama sonuçta onun da bazılarınca övüleceğine ve diğer bazılarınca da eleştirileceğine kuşku yok. Ama bu insanlar korkup karar almasalardı, bugün anımsanmayacaklardı bile.

    Bu yazı 17.11.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır