Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Övgüler olsun sana

    Hasan Ersel, Dr.22 Kasım 2008 - Okunma Sayısı: 945

    Yıllar önce bir Yunanlı tanıdığıma (müzikçi değildi), besteci yönüyle Mikis Teodorakis'in Yunan toplumuna en önemli katkısının ne olduğunu sormuştum. Yanıtı şu idi: "Bizlere, özellikle gençlerimize, kendi şairlerimizi tanıtması". Gerçekten de Teodorakis (Manos Hacidakis ile birlikte) Yunan şairlerinin şiirlerini bestelemeye özel önem vermişti. Öte yandan Teodorakis'in kitlelere ulaşmaya özel bir ağırlık veren sanat anlayışı, onu bu şiirleri dinleyiciyle yakın ilişki kuracak biçimde bestelemeye yöneltmişti. Bu bilinçli tercihini kendisi "Sanatsal İnancım" adlı kitabında anlatıyor. (İkinci Baskı, Çeviren Liz Behmoaras, İstanbul: Dünya Kitapları, 2005. İlk baskısı 1987'de Alfa Yayınları tarafından yapılmıştı.) Teodorakis'in şarkıları, belki de dinleyiciyle kolay iletişim kurmanın yolu olarak seçtiği melodi zenginliğinin etkisiyle, sadece Yunanistan'da değil, ülkemizde ve başka ülkelerde de beğeni kazandı ve onu, sanırım, yaşayan en popüler Yunan bestecisi konumuna taşıdı. Bunun da bir anlamda, onun klasik müzik çalışmalarının göz ardı edilmesine bile yol açtığı düşünülebilir. Bestecinin bu alandaki çalışmaları, görece çok daha az tanınır. Oysa, Teodorakis'in bu alanda da oda müziğinden operaya kadar yayılan türlerde, çok sayıda yapıtı vardır.   Nobel ödüllü şair Teodorakis'in uzun soluklu yapıtları arasında bir tanesi benim hep ilgimi çekti. O da Odyesseas Elytis'in "Övgüler Olsun Sana" (To Axion Esti) uzun (kitap boyutunda) şiiri üzerine bestelediği "halk oratoryosu". Odyesseas Elytis (1911-1996) Yunanistan'ın yirminci yüzyılda yetiştirdiği en önemli şairlerden birisi. 1979 yılında kendisine Nobel Edebiyat Ödülü verilmiş. Elytis'in şiiri öyle basit, kolay anlaşılabilir türden değil. Şairin başyapıtı olarak kabul edilen "Övgüler Olsun Sana" zorluk ve derinlik açıdan da bir doruk noktası. Böyle bir şiiri uzun bir yapıt biçiminde besteleyip kitlelere ulaşmaya çalışmak hem çok zor hem de çok riskli olmalı. Teodorakis'in bunu denemeye nasıl cesaret ettiğini bilemiyorum. Gerçi, besteci "Sanatsal İnancım" adlı kitabında "... bu müziği besteleme ve yerleştirme girişimi, ancak ozanla bestecinin uyumlu bir birliktelik içinde çalışmasıyla gerçekleşebilir." (s.72) biçiminde bir yargıya varıyorsa da bunun bir dilek mi, yoksa kendi deneyiminin aktarılması mı olduğunu kestirmeye yardım edecek bir ipucu vermiyor. Yapıt Elytis'in sağlığında icra edilmişti ve bilebildiğim kadarıyla, şairin olumsuz bir tepkisi de olmamış. Öte yandan Teodorakis, bir anlamda, amacına ulaşmış kabul edilebilir. Çünkü "Övgüler Olsun Sana" Yunanistan'da oldukça popüler olmuş, sıkça icra edilmiş. Teodorakis "Övgüler Olsun Sana" ile "meta-senfonik müzik" adını verdiği alana adım attığını söylüyor. Meta-senfonik müzik ise senfonik ve koral yazım dilinin popüler şarkı ile birleştirilmesi olarak tanımlanıyor. Ancak, Teodorakis bunu yaparken Batı müziği ile Neo-Hellenik müzik arasındaki nitelik farkını vurgulamak istediğini vurguluyor. Anladığım kadarıyla farklılığı göstermenin yolu olarak bir araya getirmeyi seçmiş. İlginç bir yöntem...   Birbirinden farklı yorumlar Odyesseas Elytis'in "To Axion Esti" adlı uzun şiiri, 28 Ağustos 2008'de vefat eden ülkemizde adli psikiyatri alanında önde gelen bir isim olan Kriton Dinçmen tarafından, "Övgüler Olsun Sana" adıyla [İstanbul: Scala Yayıncılık, 1999] Türkçeye kazandırılmıştı. Mikis Teodorakis'in "To Axion Esti" oratoryosunun ise ulaşabildiğim üç kaydı var. Bunlardan 1980'lerdeki kaydedilen ikisini besteci yönetmiş. Ama birbirlerinden çok farklı. Yunanistan'da ve Yunanlı sanatçılarca (özellikle bunlar arasında Grigoris Bithikotsis'i saymak gerek) Teodorakis'in yönetiminde yapılan kayıt, şairin ve bestecinin üzerinde durdukları "Yunanlı olmak" fikrine çok daha yakın. Oysa Doğu Almanya'da, Alman solistler, orkestra ve koroların katılımıyla yapılan ve yine bestecinin yönetiminde seslendirilen, kayıt Batı müziğine çok daha yakın. Üçüncü kayıt ise yakınlarda yayımlandı. 2005 yılında Atina'da yapılan bir kayıt. Bu yeni kayıttaki yorum, ilk değindiğim yorumla aynı çizgide. Solistler George Dalaras ve Tassis Christoyannis; konuşmacı Giorgos Kimoulis, üç farklı koro, halk orkestrası ve senfonik orkestrayı Andreas Pylarinos yönetiyor, [Tropical Music, 68.866, 2008]. Bu Dalaras'ın bilebildiğim ikinci kaydı. 1988'de Mikis Teodorakis'in yönetiminde, ulaşamadığım, bir kayıt daha yapmış. Bu yeni çıkan albümde Teodorakis'in bir başka önemli şarkı dizisine de yer verilmiş. O da Romiosini. Bu dizideki şiirler Yunanistan'ın bir başka büyük şairinin, Yannis Ritsos'un. [Bu şiirler de Türkçeye çevrilmiş. Özdemir İnce ve Herkül Millas'ın çevirisinde Romiosini karşılığı olarak "Rumluk", Cevat Çapan'ın çevirisinde ise "Yunanlıların Öyküsü" kullanılmış.] Bu yapıtın da üzerinde ayrıca durmaya değer.

    Bu yazı 22.11.2008 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır